Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '08

 
Kategori
Anılar
 

Mayın

Mayın
 

mayın nedir????
Bu sorunun iki cevabı var..

Mayın bir silahtır. basma, gergiden kurtulma gibi çeşitleri olsada en yaygını basma tipi mayındır. Basma tipi mayın dediğimiz üstüne basıldığı zaman fünye nin ve müteakiben ana patlayıcının patlaması ile harekete geçerek üstüne basan personeli etkisiz hale getiren bir silahtır.

Bu tanım en basitinden ve soğuk anlatımla mayının tanımıdır. Bir de madolyonun diğer yüzü var.....

Bilimsel tanımda geçen ve fünye nin patlamasına sebeb olan "PERSONEL" in insan olduğu gerçeği . Duyguları, hayelleri, ümitleri olan bir insan olduğu gerçeği. Belki bir eş vaya baba olduğu gerçeği. Harekete geçirdiği mayın patadığı an hayatının bir parçasını ayağıyla beraber orada bırakan bir insan olduğu gerçeği...

Hayal etmeye çalışın yaşamayan için ki bende yaşamadım (yanımda mayına basan insanlar hariç) anlamak zaten mümkün değil ama anlayamasak da hayel etmeye çalışın..

Gece sırtınızda kilolarca yük belki şafak sökmek üzere ve saatlerdir yürüyorsunuz. Yürüdükçe sizi etkilemeyen soğuk çöküp dinlendiğiniz esnada iliklerinize kadar işliyor. Aklınızda her an bir yerden mermi gelme riski ve şurdan ateş gelirse nereye yatarım? nerden ateş ederim? (pusuda ilk mermide vurulmazsanız!) düşüncesiyle gecenin sessizliğinde ve karanlığında ilerliyorsunuz.Bazen hissettiğiniz ve zamanla alıştığınız ölümün soğuk nefesi. O sırada balyoz gibi çantanızın askı kayışlarının omzunuzu kestiğini hissedersiniz bir yandan aklınızda bir an önce hedefe çıkma isteği vardır, başka bir taraftan ayaklarınıza batmaya başlayan nasırların acısını duyarsınız.Arkanızdaki 20 askerin sorumluluğu , balyoz gibi çantanızdan daha ağır gelmektedir omuzlarınıza. O esnada mayına basmak hiç aklınıza gelmeyendir..

Ansızın bir patlama ile irkilirsiniz... Ve geceyi bıçak gibi yaran bir ışık topunun ardından arkadaşınızın bedeninin bir kaç metre yükselip düştüğünü görürsünüz. Ve kısa bir süre sessizlik.... Ne sen ne mayına basanın ne olduğunu anlamadığı andır o anlar. İşte o an ne çantanın omzunu kestiğini, ne ayaklarına vuran nasırın ağrısını, ne içine işleyen soğuğu hissedersin. Hepsi hain bir pusuya düştüğünü anlaman ve hala ağrıyan bir ayağın olduğuna sevinmen ile beraber kaybolmuştur..

Kısa bir süre sonra burnuna yanık et kokusu gelmeye başlar. Her zaman insana iğrenç gelen bu koku , işte o an gerçek anlamda iğrençtir. Burnuna gelen kokuyla beraber acıyı hissetmeye başlayan arkadaşının acı dolu inlemelerini duymaya başlarsın. İçin hemen yanına koşup gitmek ister ve hatta yüreğin gider de ama sen gidemezsin. Dedektörcü gelip dedeöktörle mayın araması yaparak gitmelisin yaralının yanına ;başka bir bacağı daha orda bırakmak istemiyorsan. En en fazla 2-3 dk. geçmiştir yaralının yanına gittiğinde.Ama senin için günlere , mayına basan arkadaşın için bir ömre bedel 2-3 dk. dır bu.

Eğer şanslıysan ve büyük bir birlikle intikal ediyorsan , doktor gelip yaralıya müdahele ettiğinde için az da olsa rahatlar. Ama eğer doktor yanında değilse , komutan olarak sana ve yetiştirdiğin sıhhiye erine kalmıştır her şey.Bir yandan cılız fener ışığında yaralının kopan bacağına kan kaybetmemesi için müdahele ederken bir yandan da yaralıya moral vermeye çalışırsın. Yalan söylersin "iyisin koçum" "bir şeyin yok" "ayağın sağlam sadece küçük bir yara"dersin ;askerin olmayan ayağına bakarken.

Hep sordukarı sorudur;o an korkuyormusun diye? Hayır o an en son vakit bulabileceğin şey korkudur.Yaralıya müdahele etmeli, moral vermeli, bir yandan geri kalan askerlere güven verici bir şekilde "sakin olun " demelisin.Telsizden üst makamlara durumu bildirmeli ve mayınlı , sarp bölgede helikopterin inebileceği bir arazi bulmalısın.Daha sonra gece karanlığında bu bölgenin haritadan koordinatını alarak bildirmeli ve gelen helikopteri karşılayarak yaralını "iyisin koçum iyisin "diyerek hasteneye göndermelisin.

Bunların hepsi olup bittiğinde, operasyon devam etmektedir.Hala çıkılacak bir hedef ve intikam alınacak teröristler vardır.Kısa bir süre kendini toplarsın ve geride kalan askerlerine dönüp, kendinden emin dik ve sert bir şekilde "yürüyün koçlarım alınacak bir intikamımız var " dersin.İşte mehmetçiği mehmetçik yapan budur.Senin iki sözünle az önce arkadaşlarının kanlar içinde acı dolu inlemelerini duyan, ölümün soğuk nefesini enselerinde hisseden askerler şahlanır.Az önce gözlerindeki bakışlarını dolduran korku ve şaşkınlık dolu ifade aniden yerini kendinden emin ve öfkeli bakışlara bırakır.

İşte o zaman karşına çıkan teröristin vay haline.Tüm askerler az önce hayalleri, ümitleri, ayağı çalınan arkadaşlarının intikamını almak için saldırırlar teröristlerin üstüne.İşte bu ruh Türk ruhudur.İşte bu ruh tüm dünya gerilla harbinde başarı sayılan rakamları alt üst eden ruh tur.İşte bu umudun sessiz çığlığıdır.


UMUDUN ÇIĞLIĞI

 
Toplam blog
: 7
: 1743
Kayıt tarihi
: 23.11.08
 
 

1978 İzmir doğumluyum. 1995 yılında piyade okulundan piyade astsubay olarak mezun oldum. Takiben 6 s..