Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Mayınlı Araziler Kime Verilsin?

Mayınlı Araziler Kime Verilsin?
 

Geçen yıl gündeme gelen ve büyük tartışmalara neden olan Türkiye’nin Suriye sınırındaki mayınlı arazinin temizlenmesi ve işletilmesi konusu bugünlerde tekrar siyasi arenada tartışılmaya başlandı.

Ana Muhalefet Partisi, iktidara geldiklerinde bu söz konusu arazinin mayınlardan temizlendikten sonra bölge halkına verilmesi gerektiği ifadesi geçen hafta içinde basıda geniş yer buldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin sosyo-ekonomik kalkınmasına yönelik olarak sunulan bu öneri, mayınlı arazi tartışmasının başladığı günden beri farklı kesimler tarafından da ifade edilmekte idi.

Peki, bu arazinin bölge halkına verilmesi bölge tarımına ve bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına ne düzeyde bir katkı sağlar?

Mayınlardan temizlenmiş araziden daha etkin bir şekilde yararlanılamaz mı? Türkiye-Suriye sınırındaki 300-700 m genişliğinde ve 510 km uzunluğundaki mayınlı arazi toplamda 216 bin dekarlık bir alanı kapsamakta olup, bu alanın yaklaşık 170 bin dekarlık kısmı tarıma elverişlidir. Söz konusu arazi yaklaşık olarak 40–50 yıldan beri işlenmediğinden zengin organik madde rezervine sahip bakir bir arazidir.

Söz konusu arazinin bölgede bulunan köylülere verilmesi önerisi kısa vadede olumlu görünebilir. Ancak, bölgenin kendine özgü tarımsal üretim koşulları ve sosyo-ekonomik gerçekleri göz önüne alındığında bu önerinin uzun vadede bölge tarımına ve bölgenin sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlayacak bir girişimden uzak olduğu görülmektedir.

Bölgenin tarımsal üretim şekli göz önüne alındığında, bölgede büyük ölçüde atadan kalma tekniklerle tarımın yapıldığı görülmektedir. Bu bilinçsiz tarım uygulamaları arazilerin verimliliğini büyük ölçüde düşürmüş, hatalı ilaç ve gübre kullanımı ise toprağı iyice verimsizleştirerek sürdürülebilir tarımı adeta imkânsız hale getirmiştir. Bölgede tarımsal arazilerin ekonomik ömrünü azaltan bu uygulamalar, büyük ekonomik kayıplara neden olarak üretim maliyetinin yükselmesine ve tarımın giderek ekonomik bir uğraş olmaktan çıkarmıştır adeta. Bu da bölgede tarımsal üretimde yenileşmeyi zorunlu hale getirmiştir.

Mayınlı arazinin yapısı ve bölgenin kendine özgü koşulları dikkate alındığında, arazinin en etkin şekilde kullanımını ve aynı zamanda bölgede tarımda yenileşmeyi de sağlayacak bir üretim modelinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bunu sağlayacak en uygun tarımsal üretim modeli “Organik tarım” olduğu görülmektedir. Doğaya dost olarak bilinen organik tarım, toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını koruyan bir üretim modelidir. Uygun teknikler kullanılarak mayınlardan arındırılacak olan bu arazilerin doğrudan bölge halkına verilmesi yerine, bölgedeki Ziraat Fakülte’leri koordinatörlüğünde ve bölge halkının da üretime dâhil edileceği bir oluşuma verilmesi bölgede sürdürülebilir başarılı bir tarımsal üretimin önünü açacaktır.

Bölge Ziraat Fakülte’lerinin bölgenin coğrafi şartları, iklim koşulları ve sosyo-ekonomik yapısına uygun olarak geliştireceği organik tarım projeleri, tarımsal üretimi tekrar ekonomik bir uğraş haline getirecektir. Tarımın reel anlamdaki ekonomik getirisi ise kırsal ve bölgesel kalkınmayı sağlayarak bölgenin bir cazibe merkezi haline gelmesine büyük katkılar sağlayacaktır.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..