Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mayıs yağmurları altında bir kez daha seviyorum Çanakkale'yi...

Mayıs yağmurları altında bir kez daha seviyorum Çanakkale'yi...
 

Çanakkale'ye ithafımdır...


Yarı sarhoş dolanıyorum evin içinde bu pazar. O odadan öbür odaya, o pencereden diğerine…Perdeler sonuna kadar açık. Önümde kırmızı gelincikler, beyaz papatya öbekleri ile bezeli yemyeşil tarlalar uzanıyor parsel parsel kalemle çizili gibi . Ötelerde... daha ötelerde yükselen minarelerin etrafına toplanmış kırmızı damlı köy evleri. Annelerinin etrafına toplaşmış kürkük yavruları gibi. Ve çamlar. Köknarlar, fıstık çamları...çeşit çeşit. Çınarlar binlerce yıldır oradalar sanki. Kiraz, erik, elma , ıhlamur ve ille de sarı minicik çiçekleri açmış zeytin ağaçları... Kuşların hiç dinmeyen cıvıltıları, kumrularla yarış halinde.

Mayıs yağmurları altında yeşilden daha yeşil şimdi yaşadığım şehir.

Tam yatak odamın penceresi önünde kocaman bir ceviz ağacı. Her sabah Nazım’ın dizeleri ile selamlıyor beni “ Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkında. Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında “ .Taa dördüncü kattaki odama kadar uzatmış kollarını. Hiç bu kadar yakından haşır neşir olmamıştım daha once bir ceviz ağacı ile. Hatta anlamamıştım bile onun ceviz ağacı olduğunu önceleri. Elma sanmıştım ilk başlarda .Mart gelip de çiçek açmayınca üzülüp kuruduğunu düşünmüştüm. Ama O….Nazımın dizeleri ve Cem Karacanın sesi ile bana seslene söylene, sonunda farkettirdi kendini…

"Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında

Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında..."



Hiç sevmem kalın perdeleri örtmeyi akşamları. Hapishanelere düşmüş gibi hissederim kendimi. Ve şimdi ceviz ağacım , sanki bilirmiş gibi beni yemyeşil doğal bir perde gibi örtüyor tüm mahremiyetimi. …

….

Üç yıldır gelenekselleştirdiğimiz Ölüdeniz toplantılarının birini dava devirdik yine. Her ondokuz mayısta kendimi Akdenizin serin kollarına atmak öyle iyi geliyor ki... Eski dostlarla yeniden kucaklaşıp şükürü, vefayı, güveni duyumsamak dibine kadar… Ve her yıl ilave olan yeni arkadaşların farklı renklerine bulanıp çoğalmak her mayısta yeniden yeniden… Canım mor begonviller, palette bir türlü tam olarak yakalayamadığım morun , fuşyanın, siklamenin en güzel tonundaki deve dikenleri, mis kokulu sarı katır tırnakları, nasıl da yakışıyor Akdenizin türkuazına…

Ve yol kenarlarında açmış her papatyada “ papatya gözlü bahar” sözcükleri ile bu yıl aramızdan eksilen canım Nergis’i anmak. En sıcak, en sevgi , en özlem dolu ve Kaputaş türkuazı renginde selamları yollamak O’na Akdeniz’den…

…….

Her gece düşlerimde sıladaki şehrimde yaşasam da,

her gurbet yeni ve farklı bir hayat, başka bir enerji işte...

Ve ben bu pazar bir kez daha seviyorum; mayıs yağmurları altındaki bu asil, mağrur, kişilikli, mütevazi, mücadaleci, muhalif, kahraman, içinden deniz geçen ve baştan ayağı destan bu şehri…

Çanakkale'ye ithafımdır ...

23.Mayıs.2010 / Neşe Evrim

 
Toplam blog
: 171
: 2319
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Düşünen, üreten, kendine, insana, çağına sorumlu, tavırlı, taraflı , çağdaş ve yüzü aydınlığa dön..