MB ortamı ve blogerler

Yaşamın akışında bulunduğum ortamlarda bir zaman geçtiğinde katışacak bir şey kalmadıysa sıkılıp ortam değiştiren yapıdayken işyerimden sonra (6 yılı aşan süreyle yayındaki 494 yazımla) bulunduğum en uzun ortam Milliyet Blogtur.

Akşam erken uyduğum geceler bir yarısı uyanırım ve çoğunlukla TV den uygun bir programı bulur izlerim veya bu geceki gibi MB ye girerim, beynimde yazacak bir durum yoksa ana sayfada yeni yayınlanan bloglara bakarım, blog habercimi tararım veya eleştiriyel amaçla eski yazılarıma göz atarım.

Bu gecede uyandım MB ye girdim, aklımdan artıları ve eksileriyle MB deneyimini süzmek gecince yazmaya başladım, MB ye başlarken sürece dair hiçbir hayalim ve öngörüm yoktu; MB den önce yazdıklarımı sırayla yayınlarken sonra ne yazarım diye aklımdan geçmişti, şimdi bakıyorum ki; yazmak konuşmak gibidir, başlayınca peşi sıra gelmeye devam ediyor ve alışkanlık haline geliyor. Hatta konuşmaktan daha önem kazanıyor ki; konuşmak en azından bir kişiyi daha gerektiriyor ama yazmak tek başınadır. 24 saat okuma, yorumlama ve yazma imkanıyla beyin deşarjını yaşayabilmek MB nin en önemli yanıdır.

Benim için MB de 2008 ve 2009 tamamen sanal ortamdı, 2010 da tanışıklıklarım başladı, 2010 ve 2011 karmaşayla geçti, 2011 den itibaren durulma başladı. Şimdi ortalama haftada bir yazımla, 20 civarında izlediğim bloger, yılda bir kaç defa bir araya geldiğim blogerlarla artık yaşamımın sürekliliklerinden biri oldu.

20 den fazla blogerla şahsen tanıştım, bazıları balon gibi oldu, bazıları pekişti, bir tek kez görüştüğüm iz bırakan ama aynı şehirde olmadığım için tekrarını özlediğim sohbetlerim oldu, ekrandan yansımalarımızla uyum sağladığımız ama henüz şahsen tanışamadığım değerliler olduğu gibi yüz yüze karşılaşmayı çok istediğim ama istemedikleri için gerçekleşemeyen agresifler de oldu ve bunlardan biri yakın zamanda yorumuyla bir blogumu önerilerine almak istediğini yazdı ancak geçmişte yazdıkları çok kırıcı olduğu için önce özeleştiri dedim ama yapamadı:)

Benim için en değerli blogerlar birikimlerini, düşüncelerini paylaşanlarken, en değersizleri de yorumlamayı saldırmaya dönüştürenler, yazıyı değil tanımadığı yazanı eleştirenler, sanırım birikimleri olmadığı için ortamdan besleniyorum diyerek saldırmayı sıraya koyanlar, tabii ki en garipleri de telefon lobisiyle yazana dair gerçek olmayanları veya durumu saptırarak konuşanlardır.

MB konuşmaktan çok düşünmeyi, sözlü anlatımdan çok yazmayı öne çıkaran yanıyla birikimi daha etkin paylaşmayı geliştirdi. Düşünmeyi ve yazmayı geliştirdiği, derli toplu nitelikli yazanlarla paylaşımı sağladığı için yaşımız kaç olursa olsun MB nin sürekli gelişim sağladığını düşünüyorum.

Paylaşımlarımızın ve gönül hoşluğumuzun gelişmesi dileğiyle...

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------

İNSANİ PALAŞIMIN DEĞERİ ve MB

İnsan doğumundan ölümüne kadar en yakınından en yabancısına diğer insanlarla paylaşımlar yaşar. Aynı evi paylaştığı annesi babası kardeş(ler)i, aynı apartmanda mahallede yaşadığı çocuklar ve insanlar, aile ilişiklerini oluşturan kuzenler akrabalar hısımlar, aynı okullarda okudukları, aynı işyerinde çalıştıkları, hobi arkadaşları derken bu yazıyı her okuyan listeye ilaveler yapabilir. Listeye ilaveler yapabilir de daha önemlisi insanın hayatında iz bırakanların ne olduğunu ne kattığını ayırt edebilmesidir diye düşünüyorum.

İnsan özlem duyar arar aranır konuşur, buluşur da; ne konuştuğu, ne yaptığı anlam taşır. Yemekte buluşma, sosyal aktivite veya birlikte gezi; her kişinin kendine yaptığı bir durum, kendi psikolojisinde oluşan iz den öteye bir şey olabilir mi?

OYSA zıtlıklar da içerse; sunum, tartışma veya sohbet, yeni düşünceler oluşturan yeni ufuklar açan yani iz bırakan, insana katan paylaşımlar olmasından ötürü paylaşımların en anlamlısı olsa gerek.

İNSAN hayatının başlangıcından yaşadığı güne kadar hafızasında iz bırakanları kronolojik listelese; yanlarına bıraktıkları izleri yazsa, her insanın anlamını; dolu veya boş, pozitif veya negatif, anlamlı veya anlamsız olduğunu ve her ne olursa olsun kendisine katıp katmadığını tanımlayarak; kimin ne olduğunu özetlese, yaşamının sonrasındaki paylaşımların daha anlamlı olmasını sağlamaz mı?     

Bu çerçevede paylaşımın en iz bırakanı okuşmak (karşılıklı okumak ve yorumlamak) olduğu ve bunu Milliyet Blogla yaşadığımız gerçek değil midir.

İrdeleyerek yaşamak zihinsel kaliteyi yükseltip katar diye düşünüyorum.

www.kadrikanpak.com