- Kategori
- Siyaset
Meclis diyalogları

Halkın sesi!...
TRT 3’ün TBMM’den yaptığı yayını zevkle izlerim.
Bazen maçta, bazen tiyatroda, bazen mitingde, bazen “mahalle kavgası”nda olduğumu sanırım. “Milletin vekilleri”ni dinlerken/ izlerken neler düşünürüm neler, bir bilseniz?
Görüntüler, bir film şeridi gibi geçer gözümün önünden:
- Dolu dolu konuşmalar!
- Boş konuşmalar!
- Seçmene selam!
- Boş sırala seslenme!
- “Sayın Başkan sataşma var, söz istiyorum!” demeler!
- Salona, eli havada girenler!
- Oylama öncesi boş sıraların, bazen oylama sırası yine dolmaması, “kendi ayakta, eli havada” olan vekillerle oylamanın sonuçlanması...
*****
Pazartesi günü TBMM Genel Kurulu'nda 2010 yılı Bütçe Kanun Tasarısı görüşülmeye başlandı.
Parti grupları adına liderler konuştu.
Meclis yine “ilginç” görüntü ve konuşmalara sahne oldu.
Dilerseniz, o günkü görüşmede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal, Kemal Anadol ve Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’den bir derleme yapalım:
1. Bölüm:
ERDOĞAN - Sayın Anadol, biz senin geçmişini biliriz.
ANADOL – Ne var geçmişimde?
ERDOĞAN - Senin oradakilerden pek farkın yok, iyi biliriz seni, iyi. İyi biliriz seni, iyi.
ANADOL– Bir şey bilip de söylemiyorsan müfterisin. BAŞKAN – Sayın Başbakan, lütfen siz Genel Kurula hitap edin.
ANADOL - Söyle!
ERDOĞAN– Heyecanlanma! Sakin ol!
2. Bölüm:
BAYKAL: İstiyorsun ama başka kapıya!
ERDOĞAN: İşine geldiğinde “evet”, işine gelmediğinde “Bizde bu yok.” Siz busunuz!
BAYKAL: Bizim böyle bir kararımız yok. O senin kafanda!
ERDOĞAN: Sayın Baykal’ı artık iyi tanıdım, akşam başka, sabah başka!
BAYKAL: Hadi canım sen de! Sabahleyin “Ofer’i tanımıyorum” diyorsun, öğlen “İki defa buluştum” diye sen itiraf ediyorsun.
3. Bölüm:
ERDOĞAN– Sayın Başkan, siz mi susturacaksınız, ben mi susturayım?
ANADOL– Gel sustur bakalım!
BAŞKAN – Sayın Erdoğan, siz Genel Kurula hitap etmeye devam edin. Lütfen Genel Kurula hitap edin.
ANADOL – Gel sustur!
BAYKAL– Gel sen sustur! Hadi gel!
BAŞKAN – Lütfen oturur musunuz… Lütfen…
ERDOĞAN – “Efendiler, burada maksut olan ve Meclisi alinizi teşkil eden zevat…”
ANADOL– Beni nasıl susturacaksın? Nasıl susturacaksın?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen oturur musunuz… Sayın Anadol, lütfen oturun.
ERDOĞAN – Otur yerine, otur! Otur yerine! Sayın Başkan grubuna hâkim ol. Hâkim olamıyorsan biz hâkim olalım.
BAŞKAN – Sayın Erdoğan… Sayın Erdoğan…
DENİZ BAYKAL– Sen kimi susturacaksın! Neyle susturacaksın! Sen kimsin de susturacaksın! Kimi susturacaksın sen!
4. Bölüm:
ERDOĞAN - Grubuna hâkim ol. Grubuna hâkim ol. Acziyet içerisinde olma.
BAŞKAN – Sayın Erdoğan…
BAŞKAN – Sayın Erdoğan, siz konuşmanıza devam edin, Genel Kurula hitap edin lütfen.
ERDOĞAN– Değerli arkadaşlarım… “Burada maksut olan…”
ANADOL – Senin haddine mi beni susturmak!
BAYKAL – Haddini bil, haddini! Ülkeyi böldüğünüz yetmedi... Ali kıran baş kesen misin sen?
5. Bölüm/ Son:
ERDOĞAN– Ancak, ezkaza televizyonlarda bu konuşmaları gören, dinleyen çocuklarımızın ruh sağlığı noktasında endişe taşıyorum. Aziz milletimizden, anne ve babalardan, çocuklarını, Sayın Bahçeli konuşurken televizyondan uzak tutmalarını hassasiyetle rica ediyorum.