Mehmetçik, mayalı ekmek ve Ata’yı anmak

Atatürk’ü çok güldüren bir anı geçti elime geçenlerde, Mazhar Osman ve Atatürk arasında geçen hoş bir anektod. Bir gün nüktedan ve renkli kişiliğiyle tanınan Akıl ve Ruh Hastalıkları Uzmanı ünlü doktor Mazhar Osman Atatürk ile sohbet etmektedir. Bu sohbet esnasında bir ara Atatürk, Mazhar Osman’a döner ve şöyle bir soru sorar: “Osman Bey, bu delilik nasıl bir şey?” bu beklenmedik soru karşısında hiç tereddütsüz “Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır.” yanıtını verir Mazhar Osman. Bunun üzerine Atatürk:
— Ne demek istiyorsun, bende de mi var? der.
Hoş sohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman:
— Ohooo... Sizde herkesten bin beteri var. İçeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi? diyerek sözü en güzel şekilde tamamlar. Rivayetlere göre Atatürk bu söze dakikalarca gülmüştür...

Delilik mi akıllılık mı bilinmez lakin bizim milletimizde bu kafa tutma durumu karakteristik bir özellik olsa gerek. Genetiğimizde bir “Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” kodlaması var. Bu güçlü kod damarlarımızda dolaşırken emperyalizme kafa tutmamak mümkün mü?

Yıllar yılları kovalamaktayken bu coğrafyada nice bitmeyen oyunlar oynandı. Bir gün, Ayşe tatile çıkarıldı. Diğer bir gün arka bahçede pastacılık oyunları devam etti. Balkanlarda, uzak doğuda, emperyalizmin elini uzattığı her noktada Mehmetçik yardım elini uzattı. Her oyunda başrolde Mehmetçik vardı. O gün bugün Mehmetçiklerimiz nerede olmaları gerekirse oradalar. Tıpkı vücudumuzun savunma sistemi gibi onlar da hasta düşüncelerin karşısında duruyorlar.

Sağlıklı bir vücut karşılaştığı hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle “çaktırmadan” baş edebildiği müddetçe sağlığını koruyabiliyor. Baş edemediği durumlarda ise bağışıklık sistemimiz çökmüş oluyor. Öyle ise, birinin bağışıklık sistemini çökertmek ile işin en can alıcı kısmını gerçekleştirmiş olursunuz. Buna izin vermemek için bağışıklık sistemini güçlü kılmak esastır. Bağışıklık sistemi bir çok şey ile güçlenir. Bunlardan en önemlisi ise inançtır. Çünkü inanç insanın iliklerine kadar işler. İnanç, yaşamın mayasıdır.

Maya demişken, şimdi dikkatinizi başka bir noktaya çekeceğim. Pek az bilinmekle birlikte, bilim adamlarının 1940’lardan bu yana yaptığı çalışmalar ile ortaya konulmuştur ki, fırıncı mayasından elde edilen basit bir madde bağışıklık sisteminin cevabını etkili şekilde güçlendirmektedir. Bu madde harekete geçtiğinde vücudun kanser, ülser, radyasyona maruz kalma gibi durumlarda verdiği savaşta şaşırtıcı bir yetenek sergilemiştir. Mayalı ekmek, beyaz ekmekle tanıştıktan sonra terk ettiğimiz en güzel şeylerden biri. Beyaz ekmek tüketiminin artışı ile kanser oranlarının artışı arasında bir bağlantı var mıdır, gerçekten düşünmeye değer.

Koruma kalkanımız, Mehmetçiğimiz de onlara olan inancımız sayesinde medeniyet dediğimiz tek dişli canavarın karşısında dimdik ayakta. Onlar ki, Atamızın gerçek evlatları. Onlara inancımız tam ve bu nedenle de, Atamızı andığımız her anda aslında onları da anıyoruz. Atamızın ardında bıraktığı mirasın sadık bekçisi onlar ve aynı zamanda her Mehmetçik bizim için bir Ata yadigarı.

Atatürk’ü anmak, bu vatan uğruna can veren her bir Mehmetçiği onun şahsında anmak, onurlandırmak demek.
Atatürk’ü anmak, bugün de içeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak demek.
Atatürk’ü anmak, damarlarında dolaşan asil kana inanmak demek!

Geçmişte ve gelecekte, hiç unutmadık, unutmayacağız...

Muhabbetle kalınız.