- Kategori
- Futbol
Mehmetçik

Ne yaptın be Tota... Bütün hevesleri kursaklarda bıraktın. O topu ağlara gönderdiğinde Türkiye’nin yarısından fazlasına bir anda hüzün çöktü. Halbuki ne güzel direniyordu Karabük, hatta zaman zaman kontraataktan gol pozisyonlarına bile giriyordu. Bu maçta Fenerbahçe puan kaybedecek ve bir anda hepsi kabuklarından çıkıp “Şampiyon Fenerbahçe değil” diye haykıracaklardı. Herşey istedikleri gibi giderken bir anda ortaya çıkıp tüm planları bozdun.
Cristian’ın kontenjana takılıp yerine Selçuk’un oynaması ile orta saha düzeninde bir miktar aksaklık oluştu. Kanatların sol tarafı zaten tek yönlü ve Yobo’da son haftalarda olduğu gibi tedirgin olunca Emre’de geriye yardımcı olmaya çalışmaktan ofansif anlamda fazla etkili olamadı.
Niang sakatlıktan yeni çıkmış olmasına rağmen bu takım için çok önemli bir ofans gücü olduğunu ortaya koyuyordu. Alex ise ilk yarıda Emre’nin daha çok geride kalması nedeni ile etkinliğini çok fazla hissettiremedi. Stoch çok çalışkandı ancak ilk yarıda kaleye vurması gereken bir kaç pozisyonda pas vermeyi tercih etmesi sanırım mütevaziliğinden ve kendine güven eksikliğinden kaynaklanıyordu. Santos’un savunduğu kanattan yine her zamanki gibi açıklar veriliyordu. Gökhan Gönül her zamanki gibi yine aynı üst düzey hırs, azim ve oyun anlayışı ile parmak ısırttırıyordu. Volkan’a bu maçta pek iş düşmedi. Sadece ilk yarıda gelen bir şutu rakibinin üstüne doğru çelmesi ile Fenerbahçe’lilerin yüreklerinin ağzına gelmesine neden olan şans golüne neden oluyordu nerdeyse.
Tüm oyuncular bir yana, sahada 58 numaralı bir hırs küpü vardı ki hakkını kesinlikle teslim etmemiz gerekir. Sahanın yıldızı Mehmet Topuz’dan bahsediyorum. Bir futbolcu bu kadar mı hırslı olur, hiç mi yorulmaz, hiç mi enerjisi bitmez. Dün akşam tam anlamı ile kurulu robot gibiydi. Bu adamın ciğerleri sanki diğerlerinin 2-3 katı büyüklüğünde gibi. Mehmet, olağanüstü mücadelesinin yanı sıra beyefendiliği ile de örnek bir sporcu görüntüsü de ortaya koymaktadır. Umarım çizgisini hiç bozmadan bu şekilde devam eder.
Hakem Bülent Yıldırım maçın genelinde iyi bir yönetim göstermekle birlikte Selçuk’un pozisyonunda vermediği faul (dolayısı ile kırmızı kart) ve Niang’ın ikinci yarıdaki düşürülüşünde vermediği penaltı pozisyonlarında iki kritik hata yaptı.
Karabükspor taraftarları “Şampiyon Trabzon” tezahüratlarının yanı sıra 61.dakika şovunu da gerçekleştirdiler. Ligin son haftasında Trabzonspor taraftarları ile karşılıklı olarak bordo-mavi de çekerler artık.
Maçtan sonra Volkan’ın basın toplantısında söyledikleri oldukça anlamlıydı. Görünen o ki Fenerbahçe’nin büyüklüğünden dolayı dostu yok ve bir çok düşmanı var. Ancak o büyüklük öyle bir büyüklük ki diğerlerinin oluşturduğu birlikteliğe kendi başına yetebiliyor.
Bursaspor ve Beşiktaş taraftarlarının ligin ilk yarısında yaşadıkları savaşa benzer görüntülere rağmen Beşiktaş taraftarlarının Bursa’daki maça alınması kararını almak cinayete davet çıkarmaktı ve sonuçlarını Cumartesi günü gördük zaten. Çarşı ve Teksas gibi, spordan uzak, en büyük amaçları olay çıkarmak ve kendilerine karşıt insanlara zarar vermek olan taraftar oluşumlarının mutlaka yok edilmesi gerekir.
Geçen Cuma günü nefesleri kesen bir maç sonu Vakıfbank’ı son nefeste deviren Sarı-Melekleri tebrik ediyorum. Fenerbahçe taraftarlarına beşi bir yerdenin üçüncüsünü hediye etmeye artık çok yakınlar. Fenerbahçe ile başabaş oynayacak bir kadro oluşumunu sağlayan Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom takımının yetkililerini de ayrıca kutlamak gerekir.
Saygılarımla,
Muhittin KAYAKIRAN