- Kategori
- Edebiyat
Mektup manileri üzeine bazı düşünceler (6)
GÜL ve LÂLE ÜSTENE SÖYLENEN MANİLER ( 5 )
Abdülkadir Güler
Türk halk edebiyatımızda manileri incelerken halkımızın ortak malı olan manilerin soğuk kış gecelerinde kadınlarımız, genç kızlarımız, gelinlerimiz, halalarımız, teyzelerimiz ve kız kardeşlerimizin birbirlerine söyledik manilere yer verdik. Unutmamak gerekir ki maniler halkımızın bir yaşam biçimidir maniler. Sevmesini, okşamasını gülmesini, yermesini, sövmesini dillendiren kadınlarımız, veya genç kızlarımız kimi zaman gemlin ile kaynana bir araya gelir ve yukarıda da verdiğimiz örneklerde olduğu gibi karşılıklı olarak taşlamalı bir havada söyleşirler.
Bu maniler coğrafyasında söylenen maniler arasında karanfil, gül ve lalenin de çok yerde maniler arasında geçtiğine şahit oluyoruz.Şimdi özellikle gül sözünü çağrıştıran ve kimi zamanda lale ile süslenen bir kısım manilerden örnekler sunacağım, araştırıp seçtiğim Gül kokan manilerden birkaçı :
Gül gibi püflenir mi?
Dibi gümbürlenir mi?
Yâri yakın olanın?
Mendili kirlenir mi?
Gül idim hare düştüm
Bülbülüm zare düştüm
Kınamayın a dostlar
Vefasız yare düştüm.
Gülü kestim dalından
Geçtim yarin yanından
Gülümsedi görünce
Bir dişi var altından
Gül dibinde dikenim
Yok, benim naz çekenim
Yârime göz dikenin
Gözlerini sökerim.
Gidene bak gidene
Gül sarılmış dikene
Allah sabırlar versin
Gizli sevda çekene
Gül dererler dererler
Gülü kalbura dizerler
Gel bir mani söyleyim
Çirkini baştan savarlar.
Kaşların karasına
Gül koydum arasına
Gel bir mani söyleyim
Yüreğin yarasına.
Gül üstünde üzümsün
Yarim iki gözümsün
Seni unuttum sanma
Yüreğimde sızımsın
Gülüm güle gidelim
Eğlen bize gidelim
Sen yağmur ol ben dolu
Yağa yağa gidelim.( 28)
Gülistana gül gerek
Her güle bülbül gerek
Sencileyin güzele
Bencileyin yer gerek
Gülüm kurutmam seni
Suda çürütmem seni
Kırk yıl gurbette kalsam
Yine unutmam seni
Gidene bak gidene
Gül sarılmış dikene
Allah sabırlar versin
Hasretliğin çekene
Güle bindim gülmedim
Gülden düştüm ölmedim
Kara gözlü yârimi
Yıllar var ki görmedim
Masa üstünde güller
Yâre döktüğüm diller
Unutulur mu yârim
Seninle geçen günler
Güle çıktım gülmedim
Güldün düştüm ölmedim
O yar ile gezmesi
Safa imiş bilmedim
Bilezikler kolunda
Gülleri var elinde
İşte gelin gidiyor
Ana ağlar peşinde
Gelinin duvağına
Gül takın yanağına
Sevmeyen kurban olsun
Gelinin tırnağına
Sabiha kimin gülü
İlkbaharın bülbülü
Yaktı yandırdı beni
Savurlu MARDİN gülü.
Mardin’imin gülleri
Öter mi bülbülleri
Yar utanır naz ede
Hiç konuşmaz dilleri
Gül ektim evlek evlek
Dadandı karaleylek
Yazı beraber ettik
Kışın ayırdı felek
Gül gülün arasında
Gül bunun neresinde
Sevdikte ayrı düştük
Cahillik arasında
Gülün yaprağı kat kat
Ağlarım saat saat
O yârin bahçesine
Yapsalar beni ırgat.
Bahçede gül görünür
İncecik bel görünür
Sen olmasan bahçeler
Gözüme çöl görünür
Gül gibi kırmızıyım
Yüreklerde sızıyım
Gül salmışım cihana
Isparta’nın kızıyım
Bahçalarda gül gerek
Güllere bülbül gerek
Senin gibi gözele
Benim gibi gül gerek
Pembe gülüm budanmış
Güle bülbül dadanmış
Benim gönlüm yarime
Gül bülbüle adanmış
Gülleri sere sere
Başımı vurdum yere
Adını ben anıyom
Günde belki yüz kere
Ben bir gülüm ek beni
Saksılara dik beni
Gatmer gamer açarım
Al göğsüne tak beni
Bahçanızda gül va mı?
Dalında bülbül va mı?
Gizlice buluşalım
Gül dibinde yol va mı ?(29)
MEKTUP MANİLERİNDEN RENKLİ YANSIMALAR ( 6 )
Abdülkadir Güler
Bir haberleşme vasıtası olarak kulladığımız mektuplar kişiler arasında kullanılan birer haberleşme aracıdır.Türk edebiyatında mektupların ayrı bir yeri vardı
Gerçi günümüzde özellikle bu baş döndürücü teknoloji döneminde mektupların pek değeri kalmamıştır.Bu yazıyı hazırladığım şu saatlerde( 17 Haziran 2006/ Pazar günü saat 20.30) Türkiye Gazetesi’nde Kültür Sanat sayfasında bir haber okuyorum.Konu mektupla ilgili olduğu için buraya aliyorum :HECE’DEN MEKTUP VAR.Hece Dergisi, artık mektubun tarihe karıştığı bugünlerde mektuplardan söz etmek, geçmişi,
Hatırları yâd etmek için özel sayı çıkardı. 650 sayfalık dergi, mektubun dününü, bugününü ve yarınını usta kalemler vasıtasıyla günümüze taşıyor.
Mektubun artık tarihe karıştığı bugünlerde mektuplardan söz etmek geçmişi, hatıraları yatmak gibi bir duyguya yol açıyor bugün. Mektup içten selamlaşma, derleşme, halelleşme, dostlar arasında içdökme, özleyiş ve hatırlayış dilinin tadıyla yazılmış mektup, diğer edebiyat türlerinden daha içten, daha sıcak ve daha etkili bir yazınsal mahiyet kazanır.Bugün kullanılan cep telefonlarıyla mesaj atmak, telefonlaşmak, çetleşmek hiç bir zaman mektupların yerini almamaktadır, bu olgu herkesin malumudur.Mektupların bir edebiyat türü olup olmadığı hala tartışılıyor.
Mektubun kağıdından kalemine ve mürekkebinenin rengine, zarfına.hitap ve bitiş cümlesine kadar özeldir.Elyazı ile yazılan mektuplar daha makbuldur.Zira mektup, yazarın samimi itirafları olma özelliğini taşıyan ve okur ile doğrudan, sıcak, samimi bir ilişki kurla fırsatını veren bir tür olduğu için edebiyat dünyasındaki yeri pek ayrıdır.(33) Şimdi lafı eğip bükmeden manilerimiz vadisinde mektupla ilmgili
Manilere bir göz atalım , işte içinde mektup sözü geçen manilerden birkaç örnek :
Mektup yari buldu mu
Yar eline aldı mı
Mektubun okununca
Oh diyerek güldü mü
Mektup yazdım dört köşe
Mektuba nişan düşe
Mektup eline geçse
Aklın pereşan düşe.
Mektup yazdım acele
Al eline hecele
Mektup vekilim olsun
Al koynuna gecele.
Elif’i koy be’yi yaz
Be’yi kolda te’yi yaz
Mektup yare gidecek
Aman kâtip iyi yaz
Mektup yazdım karadan
Dağlar kalksın aradan
Mektupla baş olmuyor
Kavuştursun yaradan
Portakal dilim dilim
Odaya serdim kilim
Mektupla konuşalım
A benim gonca gülüm.
Mektubun beyaz çiçek
Diyarlarda gezecek
Yol verin karlı dağlar
Bu mektup yâre gidecek
Mektübunurn üstüne
Yaz ismini ismini
Kömür gözlü sevgilim
Gönder gelsin resmini
Mektup yazdım bilesin
Okuyup ağlayasın
Mektubumun ardına
Yar durmayıp gelesin
Mektup yazdım karadan
Dağlar çıksın aradan
Seni benim elimden
Ancak alır yaradan
Mektup yazdım yaz idi
Kalemim beyaz idi
Biraz daha yazardım
Mürekkebim az idi.
Mektup manileri üzerine aslında geniş bir inceleme ve araştırmayı yapan tanınmış halk bilimci, folklor uzmanı Dr. Sayın Nail Tan, Milli Folklor Araştırmaları Dairesi Başkanı olduğu günlerde( daha sonra HAGEM Genel Müdürü olarak emekliye ayrıldı(1998) Rahmetli İbrahim Aslanoğlu’nun çıkardığı Sıvas Folkloru
Aylık Folklor Dergisi’nin 1975 tarihli sayısında Dr. Nailm Tan” Mektup Manileri” hakkında şunları yazıyor :
“ Mektup manilerinin görevi, sevgililer ve uzaktaki kişiler arasında duyguve haber alışverişi yapmaktadır. Özellikle kız ile erkeğin normal olarak yan yana gelemediği köy toplumlarımızda sevgililer uzaktan uzağa mâniler vasıtasıyla konuşurlar. Halk mektupları manilerle süslenmiştir. Gurbet, Türk Halk Edebiyatını
yaratan etkenlerin başında gelir. İlhan Başgöz, baştan başa kani katarlarıyla dolu mektupların bulunduğunu belirtmekte , fgakat örnek vermemektedir.(35)
Er mektuplarında sık sık manilere rastlanmaktadıdr. Er mektuplarının çoğunda , ya söz arasında sırası düşürülüp yazılmış, yahut imzanın ve çoğu zaman tkağıdın sağ kenarına çizilmiş birkaç çizgiden( bu deniz veya ova) solkenarına çizilmiş bacasından duman çıkan bir ev taslağına( bu bir köydür ) doğrdu
ağzında cüssesinden büyük bir mektupla uçan kuş resminin altına yazılmış, türküler, maniler bulunur..Ali Rıza Önder de er mektuplarında bir çok maniye rastladığırnı belirtiyor ve örnekler veriyor” Dr. Nail Tanın’ın bu sözlerinden sonra vermiş olduğu mektup manile
Mektup yazdım okuna
Vara yare dokuna
Yar Mevla’ygi seversen
Gül yerine kokula.
Mektup yazdım oku
Selam sana dokuna
Gönderdiğim mektubu
Gül yerine kokula.
Mektubunu tez yolla
Sinemi de ez yolla
Derdinden ölüyorum
Bir hayırlı söz yolla
Mektup yazdım ulaşa
Okuyanlar ağlaşa
El kaldırda dua et
Hasiretler kavuşa
Mektup yazdım acele
Al eline hecele
Mektup vekilim olsun
Al koynuina gecele.
Mektup yazdım acele
Al mektubu hecele
Mektup benim vekilim
Al yanına gecele
Mektup yazdı döert köşe
İçine nişan düşe
Mektup elen deyende
Sevgimiz fikren düşe
Mektup yazdım ben size
Ayrılık düştü bize
Allah kısmet ederse
Otururuz diz dize
Mektup yazdım açtı mı
Ok yaya ulaştı mı
Gitti yarim gelmedi
Acep benden geçti mi
Mektup yazdım yaz idi
Kalemim kiraz idi
Ayıplama sevdiğim
Müreakkebim az idi
Mektup yazdım kış idi
Kalemim gümüş idi
Daha çok yazacaktım
Elim üşümüş idi.
Mektup yazdım köşeli
İçinde gül döşeli
Günler akşam olmuyoır
Yâr aklıma düşeli. ( 31)
31-Sivas Folkloru Dergisi/ ( Sayı: 35 ) Mektup Manileri/ Nail Tan Aralık 1975.
SONUÇ: Yüzyıllardan beri çağdan çağa, kuşaktan kuşağa bizimle birlikte yaşayıp gelen, sözlü Türk edebiyatımızın paha biçilmez zengin kaynakları arasında yer alan manilerimizden örnekler sunmaya çalıştım. Manilerimiz Anadolu’da şehir şehir, köy köy ve kasaba kasaba olmak üzere halkımızın yaşantısı içinde dünden bugüne sözlü Türk edebiyatımız içinde yer alan bir ata mirasıdır.Halkımızın ortak malı ve Anadolu insanının bir yaşam biçimidir.
Bu gerçeği kabul etmek gerekir ki Ramazan ve bayram günlerinde davulcu Haydar’ın tokmağında mani vardır. Kimi zaman akşam sohbetlerinde birlikte yaptığımız eğlencelerde dil çerezleri bağlamında arkadaş olur. Dost olur, sevgili yaren olur. Şehitlerimize türkü olur, ağıt olup yakılır. Genel olarak kadınları, gelinleri ve genç kızları öne alır. Tüm bunlara karşın ülke sevgisini önde tutar. Dostluğu, kardeşliği , pekiştirir.Manilerimizde kullanılan dil akıcı, duru, yalın, çarpıcı ve halkımızın bağda, bahçede, harmanda günlük konuşmalarında kullandığı dildir. İçten geldiği gibi sıcak ve samimidir. Manilerde sadelik her zaman ön planda tutulur.Kimi zaman halay çekerken, kimi zaman horon teperken sazın, kemençenin ezgisinde yayla yollarında yine mâniler vardır. Devlet büyüklerine de maniler yakılır, askere giden mehmetçiklere kına yakıldığı gibi.Maniler askere uğurlama, düğünlerde, tarlada, harmanda, dokuma tezgahlarında, bağ ve bahçelerde iş yaparken sevgilinin eteği, basmalı entarisi, kınalı saçları, mendili, eşarbı, mintanı, annelerinin peştemalı, yüzüğü, küpesi, ayaklarında kullandığı çarığı bu tür maniler söz konusu edilir..Manilerde kimi zaman taşlamalı yergiler olsa da yıkıcı değildir, çoğunlukla birleştirici ve yapıcıdır.Tek sözcükle maniler Anadolu insanının bir yaşama biçimidir,
T.C, Fethiye Belediyesi ile EGAY-DER adını taşıyan birliğimizin 6-8 Kasım 2006 tarihlerinde Fethiye’de gerçekleştireceği IV. Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Türk Geleneği ( Türk Dünyasında Mâniler) Sempozyumunda sunmak üzere bu bildirimi hazırladım. Anadolumuzun, sözlü Kültür gelenekleri arasında yer alan bu manilerin geniş bir coğrafyası vardır.Ben sadece Ramazan , Bayram Manileri, gelin , Kaynana Manileri, çiçeklerden en çok göze çarpan karanfil, Gül ve Lâle için söylenen Manilere yer verdim; en son olarakta mektup manilerinden bu manilerin meydana getirdiği renkli yansımalarından da söz ettim, örnekler vermeye çaba gösterdim, Maniler bağlamında araştırma, İnceleme yapacak olanlar için ayrıca zengin bir KAYNAKÇA yazımın sonuna ek olarak sundum.
Bu bildirimi sizlere sunmaya çalışırken beni sabırla dinlediğiniz için siz saydeğer katılımcılarımıza, sayın konuklarımıza, bu sempozyumu hazırlayan EGAY-DER birliğimizin değerli mensuplarına ve bizleri konuk eden, katkıda bulunan Fethiye kütürüne ayna tutan, öncülük eden Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behcet Saatçı’ya özellikle teşekkürlerimi , saygılarımı sunuyor, yine izin verirseniz sözlerimi biraç mani ile bağlamak istiyorum, tüm emeği geçenlere selam ve saygılar sunuyorum efendim.
Maniyem maniciyim
Deryada gemiciyim
Mezarda toprak olsam
Yâr ile da’vaciyim.
Manici başımısın
Cevahir taşımısın
Sana bir nâme yollasam
Başında taşırmısın.
Mani maniyi eyler
Maniye gelen beyler
Mani yâri getirmez
Mani bir gönül eyler
Mani bilmem naçarım
Dilden gevher saçarım
Maninin kutusunu
Yâr gelince açarım
Ve son MANİ
BEZİRGAN UNU GELDİ
ÇARŞIYA ÜNÜ GELDİ
İYİ DİNLE SEVDİĞİM
MANİNİN SONU GELDİ..(32)
32-Türk Mânilerinden Seçmeler(2). Dr.L. Sami Akalın. Milli Eğitim Bakanlığı
Basımevi İstanbul 1972 (.260, 261 ve 499)
DİP NOTLARI :
1- Türk Edebiyatı Dizisi/ MANİLER ( Kilis’li Rifat Bilge) Yard.Doç.Dr.
A..Aktaş Milli Eğitim Bak. Yayınları. İstanbul 1996
2- a.g. e. İstanbul 1996 (s. 14, 15, 16)
3- Türk Edebiyatı Dizisi.( Kilisli Rifat Bilge) M, E.B, İst. 1996.
4-a.g.e. İstanbul 1996.(s.18, 19)
5-a, g, e., İstanbul 1996 (s. 20, 21)
6-a.g.e. İstanbul 1996 (s .22 )
7-Türk Kültüründe Maniler Türgay Aydın. Gazete Hürsöz/Aydın 2000
8-Sivas Folkloru Sayı 35/ Aralık 1975
9-Güneyde Kültür Dergisi/ Abdülkadir Güler .Sayı:28 temmuz 1999 Hatay
10-Çağrı Aylık Sanat ve Folklor DergisiAhmet Yüzendağ Sayı: 227 Aralık
1976- Ankara
11-T.F.A.(cilt: 15, 16, 17) İstanbul 1977.
12-Türkiye Gazetesi Ali Demirbaş 11, 12, 13 Ocak 1997 İstanbul.
13-Fethiye’de Söylenen Maniler/ Ünal Şöhret Dirlik. Denizli 2001
14-a.g.e. Ü.Ş.Dirlik (s. 75)
15-a.g.e.Ü.Ş.Dirlik (s. 76)
16-Türk Kültüründe Manilerin yeri Turgay Aydın, 2000
17-Dünyada Kilis Bülteni/ sayı: 81, Nisan Mayıs 2001.
18.Türk Kültüründe Maniler Turgay Aydın / 2000
19-Gümüşhane’de Kültür Ögeleri Haz. Hasan Pir Gümüşhane 1996.
20-Antalya Yöresinden Derlenen Maniler/ Musa Seyirci İl Kültür Müdürü.
Antalya İl Yıllığı 1974
21-Dil Çerezleri O. Hasan Bıldırki Söke 1999
22-Sivas Folkloru Dergisi İsmail Hakkı Acar sayı :16çMayıs 1974.Sivas.
23-Türk Edebiyatı Dizisi MANİLER.( Kilisli R.Bilge) M.E.B, İst.1996
24-Halk Bilim DergisiDr. Saffet Karataş sayı: 23 ocak 1977. Ankara.
25-Gümüşhane’de Kültür Ögeleri Hasan Pir. 1996.
26-Türk Edebiyatı Dizizi Maniler. M.E.B. Yayınları İstanbul 1996.
27-Yeni Söke Gazetesi/ Halk Edebiyatımızda Maniler Abdülkadir Güler
15 şubat 1994.
28-Sivas Folkloru Dergisi Nail Tan/ sayı: 36 Ocak 1976.
29- Isparta Ağzı Manileri Derleyen: İrfan Yardımcı Isparta Belediyesi Kültür
Yayınları 2006
30-Türk Kültüründe Manilerin Yeri Turgay Aydın. Gazete Hürsöz Yayınları
Aydın 2000.
31-Sivas Folkloru Dergisi XIX Y, Y, Sivas Manileri İbrahim Aslanoğlu.
Sayı: 35 /Aralık 1975- Sivas,
32-Türk Manilerinden Seçmeler Dr.Lami Akalın M.E.B. İstanbul 1972.
* Abdülkadir Güler / Araştırmacı / Şair- yazar/ SÖKE
KAYNAKLAR :
1- Halk Bilim Dergisi koleksiyonu 1977/ P.K. 99 Kızılay / Ankara
2- Türk Folkloru Araştırmaları Dergisi İhsan Hınçer
Cilt : l6, 17 ve 18- 1978 P.K. 46 Aksaray -İstanbul.
3- Çağrı Aylık Sanat ve Folklor Dergisi / Feyzi Halıcı P.K. 468 Yenişehir / Ankara.
4- Sıvas Folkloru / Aylık Folklor Dergisi / İbrahim Aslanoğlu. 1975. P.K. 60 sıvas.
5- Türk Folkloru / Aylık Folklor Dergisi İbrahinm Aslanoğlu. 1981. P.K.69 Kızıltoprak /İst.
6- Tarla Aylık sanat ve Kültür Dergisi / Dr. Tahir Kutsi Makal. / 1990- P.K. 21 Basınköy/
İstanbul.
7- Folklor Dergisi / Hüseyin Görün / 1969 Türk Folklor Kurumu. Hacıbeşir sokak. No: 7
Cağaloğlu / İstanbul.
8- Türk Edebiyatı Dizisi MANİLER ( Kilis’li Rifat Bilge) Sadeleştiren: Yrd.Doç.Dr. Ata Çatıkkaş. /
Millgi Eğitim Bakanlığı Yayınları / İstanbul 1996.
Önemli not: Türk halk edebiyatımızda Maniler Konusu bağlamında, 6-8 Kasım 2006 yılında Egeli Araştırmacı -yazarlar Birliği ve Fethiye Belediyesi'nin birlikte düzenlemiş olduğu sempozyumda tadafımdan bu yazılar bir bildiri halminde sunulmuştur.Bunlar ayrıca Fethiye belediyesi'nin yayınları arasında çıkan "IV.Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Kültür Geleneği Sempozyum Bildirileri ( Maniler ) kitabında da yer almıştır. sayfa:90-106.