Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '14

 
Kategori
İnançlar
 

Melekler Türbanlı mı?

Melekler Türbanlı mı?
 

insanhaber.com


 Türkiye Cumhuriyeti aslında ciddi badireler atlatıyor, ama bizim ciddi din adamlarımız ne yapıyor?

Tesadüfen televizyonda seyrettim. Halktan biri TV’deki hocaya soruyor. “Eğer bir koca iki kere evlenmişse, öteki dünyada, hangi eşiyle bir arada olacaktır?”

Ehh.. bizim hocalardan bazıları çok derin hocalardır ya… Bizim Derin hocamız da, “en genci ve güzeli hangisiyse, onunla olacaktır…” deyip geçiyor. Ama esprisine, ama ciddi ciddi? Ben gerçek cevabı bilemiyorum tabii. Çünkü bu işler çok karışık olmasına karşın, sanki oraları gezmiş görmüş gibi anlatanlar o kadar çok ki… Aman Allah!

Millette artık yerini öteki dünyada hemen hemen yapmış ve işin konforunu düşünüyor..

“Öteki dünyada her bir erkeğe kaç tane huri düşüyor?”

“Hurilerle adamın helal eşleri bir araya geldiklerinde, durum ne olabilir?”

Hadi bir soru da ben sorayım , dedim: “Acaba öteki dünyada, hurilerle, melekler türbanlı mı, türbansız mı gezecekler?”

Eğer türbansız iseler… bu dünyada yaşayan kadınların suçu ne? O türban hediyesi, bütün ömür boyu taşınır mı? 

Bir yanda Bizans düştü, düşecek, denirken diğer yanda Bizansın başta din adamları olmak üzere ileri gelenleri oturmuşlar hâlâ “meleklerin cinsiyeti”ni tartışıyorlardı. Bizans Türk tehlikesini uzaklaştırmak için Batı'dan yardım istemiş ancak Papalık kiliselerin birleşmesini şart koşmuştu. Kiliselerin birleşme teşebbüsünü ise Rumlar şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğleriz diye karşılamışlardı.

Biz de şimdi bir tarafın cemaatçı görüşlerini mi kabulleneceğiz, yoksa öteki tarafın şeriatçı bakış açısını mı, derken orta yerde binamaz, dönüp duruyoruz.

Her iki taraf da, televizyonlarda sabah akşam değişik beyin yıkama taktikleriyle vatandaşlara nasıl cennete gidebilirler veya nasıl cehenneme müracaat edebilirler, bunların anahtarlarını sunmaya çalışıyorlar. Millet bu konularda derslerini ezber edip, ertesi gün hocasının karşısına geçmeye hazır olmaya çalışırken, üst kattakiler de kendi aralarında malı paylaşmak için tepişip duruyorlar. Bu arada mal gözlerden ayakkabı kutularında uzaklaştırılıyor… Yersen, diye bir takım hikayeler de uyduruluyor.
Tabii, bu arada, her iki tarafın da mutabık oldukları bir nokta var: Laiklerin imansızlıkları.. İki taş arasında laik milletine ver yansın ediyorlar. En büyük edepsizlikler onlardan çıkıyormuş… Burada biz bir takım gevezeliklerden, edepsizce savunmalardan söz ediyoruz. Yoksa herkes kendini iyi biliyor.
Bir büyük yazarımız da, kocaman gazetesinin manşetinde : “Bir gün herkes cemaatçı olacak…” diyor. Acaba? Bir acaba da buraya koyarak, ilerliyoruz…

PEW, Michigan Üniversitesi ile ortak bir çalışma yaparak 7 Müslüman ülkede 'Ortadoğu Değerleri' araştırması gerçekleştirdi. Türkiye için bazı yanıtlar ilginç:

- İslam'ın eleştirilemez olduğunu düşünenlerin oranı  yüzde 69.

- 'Çocuklarım diğer dinleri öğrenmesin' diyen Türkler'in oranı yüzde 43.
-'İslami bir hükümet iyidir' diyen Türkler yüzde 34 çıktı.
-Türkler ABD'nin ahlaki değerlerine 9 üzerinden 3.2 puan veriyor. Kendi ahlaki değerlerine ise 6.7.
"Sizce kadınlar kamusal alanda nasıl giyinmeli?" diye soruldu ve altı farklı fotoğraf gösterildi. Ankete katılanların yüzde 46'sı saçların hiç görünmediği türban seçeneğini seçti. Yüzde 32'si başı açık seçeneği tercih ederken, (Vatan.9.114)

İşte demek ki ahlaklı olmanın önemli bir yolu da türban takmaktan geçiyor. Usta şarkıcılarımızdan Bülent Ersoy da sonunda başını örterek hidayete erdi. Güya yalnız Kadir gecesi için takmış. Ama öylesine övgüler almış ki… Bence yine takar.

Bu meselelere takmak pek de iyi değil. Ne karışıyorsun sen el alemin başörtüsüne ve çarşafına deyip, insanın üstüne üstüne geliveriyorlar. Ondan sonra ayıkla pirincin taşını. Bu özgür memlekette böyle şeyler konuşulmazmış, “haddimizi bilmeliymişiz…” Doğru… Susup oturacaksın. Bir yanda da malı götürecekler. Savcılar, polisler filan peşlerine düşecekler… Hadi … Ondan sonra, harman yeri gibi… Darmadağınık edecekler… Adamlar bir gün burada, ertesi gün bakıyorsun Siirt’te..

İran’lılar özgürlük uğruna çekiştire çekiştire saçlarını açmaya çalışırlarken; bizimkiler de çekiştire çekiştire kapatmaya çalışıyorlar. Mazaallah saçının bir teli bile gözükse kırk yıl daha yanacaksın. Buna kim dayanır?

Neyse böyle konular adamı açmaz kapatır. Zaten bütün ülke olarak kapanmaya dolu dizgin gidiyoruz. Dükkanların kepenkleri kapanıyor çünkü piyasada para yok, dönmüyor. R. Zarraf içerde, altın yok, kuyumcuların işi kesat… Bankacılar bile şaşırmış durumdalar. Zira efendim, emekliler fena bastırıyor.. “Promosyon isteriz…isteriz..” diye. Öyle ya, sen adamların paralarını yıllar yılı sakla, ondan sonra onlara değil, kurumlarına promosyonu ver. Olur mu?

Amcam, işler karışık. Savcıların sağı solu belli olmuyor… Siyasetçilerin de… Biz de iki arada bir derede idare edip gidiyoruz işte. Bakalım ne zaman tepeleneceğiz?

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..