Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '17

 
Kategori
Blog
 

Memleket isterim!...

En son 1 Ağustos 2016’da blog girmişim. Sözcüklerin yüreğimde bitmesinde mi acaba? Yazamadığımdan mı yoksa? Oysa sözcükler neredeyse taşacak yüreğimin okyanusundan. Çok şey yazmak, çok şey anlatmak istiyorum. Anlatamıyorum.  Eteğimdeki taşları dökmek istiyorum. Ama dökemiyorum

Çok garip bir dönemden geçiyoruz. İnsanlarda ne tahammül kaldı, ne hoşgörü ne de saygı… Belki bize göre çok ters şeyler söyledi diye hemencecik bir kişi lince maruz kalabiliyor. Modacı Barbaros Şansal sosyal medyada bir şeyler paylaşmış. KKTC’den sınır dışı ediliyor. Türkiye’ye  getirilirken Atatürk Havalimanında ‘’ Milli duygularımıza hakim olamadık ‘’ diyen bir grubun saldırısına uğradı örneğin. Gerçekten dehşete düştüm. Şimdi bu satırlarıma bile; Barbaros Şansal’ın söylediği sözler üzerinden tepki gösterecek olanlar çıkabilir. Burada; Barbaros Şansal’ın videosunu ve düşüncelerini tartışmak değil meramım. Tepkim suçlu gördüğünüz hatta nefret ettiğiniz bir insanı darba, lince kendinde hak görmeyedir. Kendimizi adaletin yerine koymamaktır dileğim.Milli duygular kimsenin de tekelinde değildir ayrıca. Herkes bu dünyayı kendi penceresinden görür. Sana göre vatan sevgisi başka bir şeydir, bana göre başka bir şey. Bu vatan hepimizindir a dostlar !...

Sosyal medyada öylesine bir nefret dili egemen ki. Bir bankanın kurye şirketiyle sorunumu yazıyorum. Vatandaş iktidara gıcık. Ya da ‘’Ben insanım. İnsanca muamele görmek istiyorum‘’ diyorum. İktidara laf söylediğimi sanan hemen bana saldırmaya başlıyor. Paylaştığım konunun politikayla ne ilgisi var oysa değil mi? Bankanın yolladığı kartı 19 günde almamı eleştirmek, devlet kurumlarında ve özel sektörde insanca muamele görmeyi dilemenin neresi suç? Ah bir anlasam…

Geçenlerde bir banka bama SMS attı. Bankada 31.5 TL alacağım olduğumu ama hesabım olmadığı için bana veremediklerini söyleyip en yakın şubeleriyle iletişime geçmemi isteyen bir SMS bu. Paranın geri alabildim almasına. Ama deyim yerindeyse burnumdan da geldi. Artık bu ülkede bu sıkıntılar yüzünden çok çektiğimi , gidebilecek başka bir ülke olsa gideceğimi yazdım. Hemen birisi yorum yazmış ‘’Ülkede onca acı ve gözyaşı varken, sen 31.5 TL’nin peşinde koşuyorsun. Buyurun gidin‘’ diye.

Arkadaş bir telefonla düzelebilecek bir konuda, bütün öğleden sonramı çalan, kuruşuna değin hak ettiğim parayı alırken beni süründüren anlayış suçlu değil de ben mi suçluyum? Yaşadığım böyle kaç sıkıntı var. Anlatsam ciltlere sığmaz. Ben çile çekmek yerine dinlensem, kitap okusam ya da kendimi işime versem olmaz mı? Düzgün yollar, zamanında toplanan sular, kesintiye uğramayan bir elektrik, çalışan ve on beş kilometre ötesine gitmek zorunda kalmadığın bankamatik, çeşmeden akan sağlıklı su, zamanında gelen posta ya da kargo gönderileri, insanı yormayan bir bürokrasi istemenin nesi yanlış?

Cahit Sıtkı Tarancı demiş ya ‘’Memleket isterim / Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. ‘’. Ben de öyle bir memleket istiyorum suç mudur? 

 

 

 
Toplam blog
: 81
: 7360
Kayıt tarihi
: 24.04.15
 
 

Türkiye'nin kısa espri konusunda en çok üretken ve tanınmış mizah yazarlarından birisiyim. 30 yıl..