- Kategori
- Anne-Babalar
Mendilci kız
Bugün akşam yemeğimizi yedikten sonra kızımla parka indik. Kızım parkta oynarken bende çay bahçesinde çayımı içiyordum.
“Abla ekmek parası” diye tiz bir ses duydum. Dönüp baktığımda tahmini 5 yaşlarında bir kız çocuğuydu. Duygularım elimi harekete geçirdi, şortumun cebine çay parasını ödemek için aldığım bozukluklara gitti. Bir şey demeden parayı verdim ve ıslak mendil paketini aldım.
Çocuk diğer masalara giderken arkasından baktım sadece. Bakarken de düşündüm, saat dokuzda 5 yaşında bir kız çocuğu, annesi yakında mıdır?Okula gidiyor mudur? Nasıl yaşıyordur?
Sonra kızdım kendime duygularıma yenik düşüp o mendillerden aldığım için. Kız çocuğuna yanlış yapmıştım.
Ben ve benim gibiler sattıklarını aldığımız sürece onu çalıştırmaya devam edeceklerdi.
Sonra kızıma baktım salıncakta sallanıyordu.
Kız çocuğunun tek suçu, seçimini yapamadığı bir ailede dünyaya gelmesiydi. Onunda koşma, oynama, gülme, yaramazlık yapma hakkı vardı.
O daha çocuktu. Hem de 5 yaşında küçücük bir kız çocuğu…