- Kategori
- Siyaset
Menemen olayı ve devrim şehidi Kubilay

23 Aralık 1930 yılında kendine mehdi diyen ve mele-molla kadrosu ile ayaklananların şehit ettikleri genç subay KUBİLAY…
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün bu olaydan sonra şehidimizin kanını yerde bırakmadığı ve suçluların bulunarak idam edildiği o günleri düşünüyorum ve şimdi içim daha fazla yanıyor…
Şayet şehidimiz bugünleri seyrediyor ise ve kendini katledenlerin mele-molla kanunu ile resmileştiğini görmekteyse gelinen noktada kendisinin suçlu ilan edilmek üzere olduğunun farkında ise muhakkak ki içi acıyordur. İçinden ben bunlar için mi gençliğimin baharında toprağa düştüm diyordur.
Bugün yine bir 23 Aralık ama her şey farklı duruma gelmek üzere, bir bir o günlerde temeli atılmış olan Cumhuriyet değerleri yıkılmakta, o gün o değerleri korumak için canlarını verenler suçlu ilan edilmek istenmekte ve kanları bu vatan için toprağa dökülmüş olan şehitlerimiz için için ağlamakta…
Peki o şehitlerimiz olmasa idi, bu topraklara kanları ile vatan imzası atılmamış olsa idi şimdi bu koltuklarda rahat rahat oturup devrim şehitlerini suçlayanlar acaba olur muydu? Her şeyimizi borçlu olduğumuz bu insanlara yapılan nankörlüğü anlamış değilim. Bu toprakların vatan olmasını sağlamış olan bu insanlar bizler için canından vazgeçerken bizlerin kendilerine bu kadar düşman olacağımızı hesaplamışlar mıydı?
Vatan sevgisi ile Cumhuriyet uğruna Türk Milleti seve seve şahadet şerbetini içti. Onlar ölmediler sadece vatan toprağı uğruna şahadete intikal ettiler. Ne için?
Bizler özgür ve bağımsız yaşayalım köle olmayalım diye…
Peki bizler gerçekten bizler için şahadet şerbetini içen atalarımıza layık olabildik mi? Onların bizler için açtığı yolda bir arpa boyu olsun ilerleyebildik mi? Nerede…
Sadece oturduk bekledik, mirasyediler gibi bize bıraktıklarını sömürdük, su uyur düşman uyumaz sözü hiç mi hiç aklımıza gelmedi.
Ve…
Şimdi bütün olanlara rağmen hala elimizde kalan birkaç değerimizi bile korumayı düşünmeden bize bırakılan mirası yok etmeye devam ediyoruz. Evet şehitler ölmedi o zaman ama biz şimdi kendi ellerimizle öldürüyoruz şehitlerimizi…
Gelinen noktaya baktığımızda sorma gereği duyuyorum…
Peki o zaman Kubilay neden kendini feda etti? Antepli Şahin o köprü başında Fransızların karşısına mermisi bittiği halde yumrukları ile kimin için dikildi? Onların yüreğinde var olan Türklük imanı şimdi nerede?
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün sözünü ettiği damarlarımızdaki asil kandaki mevcut kuvvet tatile mi? Çıktı. İçimizde uyuyan devi uyandıramıyor muyuz? Yoksa o devi bizler kendi ninnilerimizle mi? Uyutuyoruz…
Soruyorum hepimize bizlere ne oldu? Türkün cesareti, savaşçı kuvveti bizlere atalarımızdan miras kalmadı mı? Yoksa onları da mı? Yok ettik…
Burçak YAZICI