Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Menzile varmak

MENZİLE VARMAK…

Beş yıl önce sevgili üstadım, şair neyzen Ümit Gürelman şöyle demişti bana:

"Ceyda, beyit yaz; çünkü insanların artık okuyacak vakitleri yok, uzun şiirler çok güzel, ama önemli olan az mısrada çok şey anlatabilmektir.

" ÖMÜR DENEN SADAKTA, OK OLMAK HÜNER İSTER,

YAY'DA GERİNMEK KOLAY, O MENZİL YÜREK İSTER...

Çok haklı olduğunu, beyit yazmaya başladıktan sonra anlamaya başladım.

Bu tez, aynı zamanda hayatın akışı ile pek güzel örtüşüyor.

Hepiniz bilirsiniz, bir konuyu destanlar gibi işleyen bir makale, şiir, hikaye, siyasi durum, fikir beyanı okur veya dinlersiniz. Aklınız karışır, takipte zorlanırız. Bu sırada biri çıkar, iki cümleyle özetleyiverir ve gün ışığına çıkarır.

Bu beyitimden yola çıkarak; bizlere emanet olarak verilmiş ömür armağanını gereği gibi kullanıp kullanmadığımızı açık yüreklilikle cevaplayabilir miyiz ? Kendimize dürüst davranıp, şimdiye kadar doğru kararlar verip, doğru işler yaptığımızı net söyleyebilirmiyiz?

Elbette hayır.

Çünkü zaaflarımız, özlemlerimiz, belki hırslarımız, törpülemeyi hala beceremediğimiz sivriliklerimiz vardır. Ömür; bizim son nefesimize kadar kullandığımız sadak, yani ok torbası ise, biz o torbadan her ok çekişimizde, menzile yani, hedefe gönderme niyetiyle hareket ederiz. Aldığımız her nefes bir ok tur esasında. Okların her biri bir büyük mucizenin eseridir.

Fakat ne yazık ki, biz o okları hünerle kullanamayız. Attığımız çoğu ok, karavanadır. Hedefe varmak, gerçekten de yürek ister. Yürekli olmadığını kimse düşünmez. Bu ancak karşıdan değerlendirenler ve o konunun içinde olanlarca algılanip tahlil edilir ancak...

Kendimizi hep haklı görmek saplantısı ve yanılgısı ile bunun farkında olmayız çoğu kez.

O gurur ve yayda gerinmek ne hoştur. Nefsimizi okşar, pek güzeldir. Yaydan boşalıp çıkmaya hazırızdır, başarmak da pek kolay gelir.

Ya sonrası? O hedefe varmak için, iyi niyetlerle, güzelliklerle, kalbimizi bozmadan, özveri ve sabır isteyen bu çetin yolculuğun sonunu getirip, menzile varmayı başarabiliyormuyuz?

Mücadelemizin içinde bir yandan olumsuzluklarla savaşırken, bir yandan da bir fidan yetiştirir gibi, o menzile varmaya özen gösterebiliyor muyuz ? Yapmamız gerekenleri erdemlerimizi koruyarak, yozlaşmalardan uzak kalarak, kör dövüşlerine girmeden başarabiliyor muyuz?

O yürek var mı? Elbette var… Zaten insan olmamızın gereğidir bu… Gönül gözüyle görebilmeyle emr’olunan insan oğlu bunu başarmaya muktedirdir aslında…

İkili ilişkilerde bile en gerekli şey olan o dostluğu, sevgiyi korumak adına, o cesaret , vefa ve kıymet bilmek adına duygularımızı pes etmeden seferber edebiliyormuyuz?

Geçen yıllara dönüp baktığımızda, hep bu yürekli olmak veya olmamakla ilgili yıkıntılar görmez miyiz hepimiz? Pişmanlıklar ve gereği gibi menzile kilitlenemeyişimizden, savsakladığımızdan dolayı neler yitirmişizdir…

İşte bu beyiti bunun için yazdım…

Önce kendimi sorguluyorum. İğneyi kendine , çuvaldızı başkasına batır denir ya…

Ve şimdi güzel vatanımın bütün fertleri; aklı, vicdanı hür, Millet olmanın şuurunu taşıyan tüm aydınlık yüreklere, nesillerini aydınlık ufuklara taşımak isteyen annelere- babalara, ülkemin meclisinde, tarlasında, fabrikasında, okulunda, atölyesinde, holdinginde emek harcayan sevgili kardeşlerimize diyorum ki; şu günleri sayılı, işi çok kısa ömrümüzde, Atatürk’ ümüzün emaneti devrimlerimizi, Cumhuriyetimizi korumak ve devam ettirmek için belirlediğimiz hedeflere varmak konusunda her zamankinden çok yürekli, cesaretli, kararlı ve umutlu olmalıyız. Menzile varabilmemiz ancak bu yolla gerçekleşecektir. Mücadelemizi her nerede ve ne konuda sürdürüyorsak, gayretimizin son haddinde çalışmamız gerek.

O muhteşem menzile layığız hepimiz…

ÖMÜR DENEN SADAKTA, OK OLMAK HÜNER İSTER,

YAY’DA GERİNMEK KOLAY, O MENZİL YÜREK İSTER…

O muhteşem menzile layığız hepimiz…

 
Toplam blog
: 4
: 754
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

17 Temmuz 1951, İstanbul'da Boğaziçi/Emirgan'da hayata merhaba demişiz. Kendimi bildiğimden bu yana,..