Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

İyi bir ele sahip misiniz?

İyi bir ele sahip misiniz?
 

"Hayatta başarılı olmak; iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli akıllıca oynamaktır." Denis WAITLEY

Birçoğunuzla çalıştığınız yerler hakkında konuşmaya başlasak bir dokunur bin ah işitiriz. Haklı veya haksız birçok şikâyetiniz olduğunu biliyorum. Çünkü hepimiz bu ruh halini konumumuz ne olursa olsun yaşıyoruz.

Gelin beraber elimizdeki kâğıtlara göre ne yapabiliriz düşünelim. Eğer ciddi bir miras sahibi değilseniz hayatınızın ciddi bir bölümünü çalışarak geçiriyorsunuz demektir. O zaman en azında çalışma hayatımızı zevkli bir hale getirerek yaşamın çoğundan tat almaya bakmalıyız. İş hayatımızda yaşadığımız problemleri kabullenip zamanında müdahale etmeliyiz, bu problemlerinize bir dur demezseniz bir kartopu misali her gün bir çığ gibi büyür ve bir gün altından kalkamayacağınız bir yüke dönüşür.

Öncelikle iş yerinizde karşılaştığınız bütün sıkıntıları küçük büyük demeden bir kâğıda yazın. Bu sıkıntılarınızı 1 hafta boyunca her gün okuyun ve hangilerinin gerçekten problem olduğunu düşünün. Gerçekten önemli bulmadıklarınızı o kâğıttan silin ve size sıkıntı olan problemleri ele alın. Şimdi gelelim gerçek problemlere ve bu problemlerin kaynaklarına.

1. Problem sizde olabilir: Öncelikle boş bir zamanınızda uzun uzun aynaya bakıp kendinizi yeteri kadar tanıyıp tanımadığınızı düşünün. Kendinizde beğendiğiniz veya beğenmediğiniz özelliklerinizi açıkça dile getirin. İnsanın kendini bilmesi kadar güzel bir şey olamaz. Kişiliğinizi, nelere sinirlendiğinizi, nelere sevindiğinizi, nelere tepki gösterdiğinizi iyi tespit etmelisiniz. Zayıf yanlarınızı iyi tespit edin, ne zaman sizi vurmak isterlerse bu zayıf yanlarınız açık bir hedef olacaktır. Kişiliğinizdeki eksiklikleri tamamlamaya çalışıp hayata karşı sağlam bir duruş içinde olun.

2. Doğru iş seçimi: Kendi kişilik tipinize uygun bir iş yapıp yapmadığınızı iyi analiz edin. Bu sizin için hayati bir karar, yanlış iş seçimi yaparak hayatlarını karartan, mutsuz çalışan binlerce kişi var. Zararın neresinden dönerseniz kardır, zaman öyle çabuk geçiyor ki dönüp arkanıza baktığınızda bazen iş işten geçmiş oluyor. Bu sırada Konfüçyus’un güzel bir sözünü sizinle paylaşmak istiyorum” Seveceğin bir işi seçersen, yaşamında bir gün bile çalışmış olmazsın”. Aslında bu söz bir çok şeyi anlatmaya yetiyor. Doğru bir karar mutlu olmanız için büyük bir neden doğurur.

3. İş ortamı: Maaş, stok, sayım, müşteri, ulaşım gibi bir çok sebep iş ortamı ile ilgili problem olarak ortaya konulabilir. Ben bu problemlerden şimdilik insanlar arası ilişkilerden bahsetmek istiyorum. İleriki yazılarımda bu konuya daha derin bir şekilde eğileceğim. Beraber ilk işe alındığınız güne geri dönelim, iş başvurusu yaptınız ve görüşme için kabul edildiniz. Aklınızda bu görüşmenin nasıl geçeceği, işe kabul edilip edilmeyeceğiniz eğer kabul edilirseniz ne tip bir ortamda çalışacağınız ile ilgili bir sürü soru vardır. Ama eminimki kimse aman bu işe girdiğimde nasıl dostlarım olur nerelere gideriz neler yer neler içeriz diye düşünmedi. Bir amacınız vardı para kazanmak veya kariyer yapmak. Niçin para kazanacaktınız belki yatırım yapacaktınız belki ailenizi geçindirecektiniz belki de gündelik harçlığınızı çıkartacaktınız. Niçin kariyer yapacaktınız kendinizi hayatta daha sağlam kılabilmek, geleceğinize yatırım yapabilmek için. Bu hedeflerinizi unutmayın. Ben size kimse ile arkadaşlık kurmayın sadece çalışın demiyorum bu yanlış bir tabir olur, sonuçta çalıştığınız yerde bir takımsınız birbiriniz arasındaki uyum başarınız için şart. Ailenizden bile fazla gördüğünüz insanlarla elbet samimiyetiniz olacaktır ama bu samimiyetin dozu önemli. Her şeyin fazlası zarar olduğu gibi samimiyetinde fazlası maraz doğurur. Bu sırada her arkadaşınızla aynı samimiyeti yakalayamayabilirsiniz. Zıt kutuplarda olduğunuzu düşünebilir buda size negatif elektrik verebilir. Şunu düşünün herkesin bir büyüme şekli, farklı bir ailesi, örfü adeti, siyasi düşüncesi var sizin olduğu gibi. Bu gayet normal bir durumdur eğer bu durumu kendi lehinize çevirmek istiyorsanız karşınızdaki tanımaya çalışın varsa problemlerinizi medeni bir şekilde konuşun, yapıcı olmaya karşınızdakini anlamaya çalışın. Baktınız ki olmuyor kendinizi daha fazla yormayın pozitif ve yapıcı düşüncenizi asla kaybetmeden bırakın zamana, zaman her şeyin ilacıdır. Bu durum üst veya altlarınızla ilgilide olabilir. İşyerinde sevgi ortamından önce saygı ortamı gerekmektedir. Hiçbir koşulda saygı çerçevesinin dışına çıkmayın konuştuğunuz kişinin sıfatı ne olursa olsun bir insan olduğunu ve bulunduğunuz mekânın profesyonel bir iş yeri olduğunu unutmayın. Eğer bir problemle sıcağı sıcağına karşılaştıysanız hemen tepki göstermeyin derin derin nefes alın gerekirse müsaade isteyip o ortamdan biraz uzaklaşın. Sabırlı olmak büyük bir erdemdir. Durumu sakin bir şekilde düşünüp ortamında elektriğinin gittiğine inandığınızda gerekirse farklı bir ortamda empati yapmayı da ihmal etmeden konuşun. Karşınızdaki kişiyi olumlu veya olumsuz anlamaya çalışmadan anlaşılmayı hayal bile etmeyin.

Yukarıda yazmayı unuttuğum veya ileride daha detaylı olarak değinmek istediğim problemler olabilir. Şimdilik yazıma son verirken; Unutmayın ki hayatta her şeyden önce siz gelirsiniz ve siz istediğiniz her şeyi başarabilirsiniz. Mutlu olmak kadar mutsuz olmakta sizin elinizde, bardağın boş tarafını görmek için çaba harcamayın. Bu yazmış olduğum problemler halledilmeyecek problemler değil, yeter ki siz bunu canı gönülden isteyin ve elinizdekilerin kıymetini bilin. En güzel yarınlar sizinle olsun.

 
Toplam blog
: 53
: 1670
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

  Merhaba ; Bakmayın böyle yazılar yazdığıma, bilgi okyonusunda bir balık etmem nazarımda. Paylaş..