Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '11

 
Kategori
Blog
 

Merak etme sen

Merak etme sen
 

Merak (Baygri.com)


İnsan sesini duyurmak istiyor. Çalışırken, bir şekilde, belirli kesime de olsa sesinizi duyuruyorsunuz. Ama emekli olunca bu istek dayanılmaz oluyor, hele de öğretmenseniz daha çok sıkılıyorsunuz. Kahveye gidenlerden de değilseniz, bir sosyal etkinliğiniz de yoksa nasıl olunduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu durumda ne yapabilirsiniz? Kitap yazmak kolay değil. Yazdın farzet bastırmak zor. Gazetelerde köşe tutmak da kolay değil. Bereket internet var. 

İnternet dünyasına gireli birkaç sene oldu. Sesimiz tam yankı bulurken bloglarımız erişilmez oldu. Yine arayış içine girdik. 

Milliyet’in “Gündem artık sizin yazdıklarınızla belirlenecek! Blog dünyasına Milliyet ile adım atın, sesinizi dünyaya duyurun!” çağrısı ile bu bloglarda yazmaya başladım. 

Niye daha önce Milliyet Blogda başlamadım ki. Oysa Milliyet’i taa kuruluşundan beri izleyenlerdenim. Bir şey daha söyleyeyim Milliyetten ödül alanlardanım. (1981’de Atatürk konulu Milliyet Karacan Armağanında sadece dört mansiyon verildi. Mansiyon alanlardan biri de benim. “Atatürkçü Düşünce Üzerine” başlıklı bu kitabımızı hâlâ bastırabilmiş değilim.) Demek istediğim Milliyet’e hiç yabancı olmadım. Ama ancak bugünlerde Milliyet Blog ailesine katılabildim. 

Yazma isteğimiz sadece sesimizi duyurmak için değil tabii. İnsan az da olsa bir katkı sağlamak istiyor. Hele öğretmen olunca katkı sağlama isteği dayanılmaz hal alıyor. Bu psikolojik durumumuzu da keşfeden Milliyet yukarıda bir paragraf aldığım çağrı yazısında “Siz de blog'unuzu hemen oluşturup, kişisel ilgi alanınıza göre, bilgi sahibi olduğunuz alandaki güncel olay ve gelişmeleri, duygu ve düşüncelerinizi, bilgi ve deneyimlerinizi Milliyet İnternet okurlarıyla paylaşmaya başlamak istemez misiniz?” diye yazıyor. Çağrı açık. Bilgi sahibi olduğumuz konuları işleyeceğiz. Duygu ve düşüncelerimizi paylaşacağız. Yani yazmak için yazmayacağız

Milliyetin bu çağrısı anlamlıdır. İnternet dünyasında bilgi kirliliği oluyor. Bu da güvenirliğin kaybolmasına neden oluyor. Bir öneri, bir düşünce güvenir olduğu, geçerli olduğu müddetçe önem taşır.  

Köşe yazarlarını da bloglarda yazanları da okuyorum. Görüyorum ki herkes Türkiye’mizin içinde bulunduğu bunalımdan kısa zamanda sağlıklı olarak çıkması için düşünce geliştiriyor, en azından çabalıyor. Ancak görüyorum ki sistemli bir çalışma yok. Ne yazık ki ben de sistemli olarak çalışamıyorum. Bir iki sene önce bir HEEY Masası (Gencal Masası) önerisi geliştirdim. Ancak bu öneriyi duyuramadık. Umuyorum ki Milliyet Bloglarda bu önerimiz yankı bulur. ( İnşallah bundan sonraki yazımızda bu öneriyle geleceğim.) 

Aslında bugün söz edecektim HEEY masasından; ama giriş paragraflarımız uzayınca erteledim. 

Kendimi, hiçbir şey yazmamış, boşuna okuyucuların zamanını almış gibi hissediyor gibiyim. Bir taraftan da “HEEY masası konusunda merak uyandırmamız bile bir şeydir.”diyorum. 

Merak bilimin anasıdır.” desem yanlış mı olur? Bilim ve teknoloji tarihine bakarsak gelişmeye yol açan en önemli niteliğin merak olduğunu görürüz. Sözü edilen merak başka merak. 

Merak etme sen. 

 

Sabahattin Gencal. Başiskele – Kocaeli, 07. 04. 2011 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..