- Kategori
- Blog
Merhaba...
Fırtınalı bir geceydi…
Fırtınalı bir sabaha da gözlerimi açtım… Rüzgarın uğultusu kulaklarımı delerken sabah yalnızlığımda sesi bastırabilmek için güzel bir müzik açtım ve sıcacık kahvemin kokusu odayı doldururken uzun süredir oturmadığım bilgisayarımın başına oturdum.
Yazmak uzun süredir hiç bu kadar zor gelmemişti. Yazmak … Yazılacak onca şey varken susmak ve sadece izleyip dinlemek, anlatmamak aslında zordu. Belki de tahmininden çok daha kolaydı kendi iç sesimi dinlememek için yaptım bunu herhalde emin değilim .
Beynim o kadar yoğun ki resimler düşünceler duygular birbirine girip akış hızıyla iç içe geçiyor ayırt edemiyorum. Milyonlarca duygu, binlerce on binlerce etkileşim ve sessizliğim boyunca yaşama dair almış olduğum onlarca karar….
Hayat…
Hızlıca geçip giderken bazen onun hızına yetişemiyoruz. Her dakika bir yerlerde bir şeyler oluyor. Her dakika umutlar kırılıp tazeleniyor. Bir yerlerde yeni kazılmış bir mezarın başında ağlıyor birileri diğer tarafta fırından taze çıkmış ekmeğin kokusu kutsuyor Pazar kahvaltısını.
Ben neredeyim bunca hengamenin içinde ?
Kalemim küf tutmuş dostlar…
Ne satırlar birbiri ardına akabiliyor şu an ne içimdekilerin milyonda birini anlatabiliyorum…
Tek bildiğim denediğim şu an .
Uzun süredir uğramadığım sayfamdan kırık dökük bir merhaba demek benimkisi …
Merhaba sevgili dostlarım …
Merhaba ….