Mersin Limanı 'nda anlayış değişmeli

Mersin limanında anlayış değişmeli…

Bir yandan rakamlar ve son günlerde sıkıntılardan kaynaklanan ve gittikçe artan tepkiler var..

Öte yandan bir sendika başkanının kendisi gibi düşünmeyenleri suçlayıcı sözleri..

Mersin limanından söz ediyoruz..

Kimilerini artık sıktığını bildiğim konu öylesine önemli ki, bir kez daha durumu ortaya koymakta ve herkesin gerçeği tüm çıplaklığıyla görmesinde yarar var..

Önce Liman-İş Sendikası Başkanı Raif Kılıç’ın yaptığı açıklamalar..

Selahiddin Akkuş’ un köşesinde yeterince doyurucu ve anlaşılacak bir üslupla yanıt verdiği sözlere karşı bizim de ekleyecek birkaç cümlemiz olacak..

Limandaki sıkıntıları dile getiren herkesi, AKFEN’ in yandaşı gibi görme anlayışını pek te yadırgamıyoruz..

“İnsanlar ya bizden yanadır ya da düşman” anlayışı dünyada gömülse de, ne yazık ki Türkiye’de halen müşteri bulabiliyor..

Mersin Limanının özelleştirme işlemi Danıştay’ da sendikanın açtığı davanın sonucunu beklemiyor..

Devlete ait olan bir imtiyazın kullanım hakkının devri söz konusu olduğu ve böylesi işlemlerin yasalara uygunluğuyla ilgili Danıştay görüşü gerektiği için bekliyor..

Bu nedenle Sendika Başkanın sandığı nedenlerle değil, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Danıştay 1. Dairesinin kararı henüz kendisine ulaşmadığı için AKFEN-SPA grubu ile anlaşmayı imzalayamıyor..

Konunun hukuki sürecini yargının şaşmaz terazisine bırakıp gerçeklere dönelim..

Dünyada deniz taşımacılığı biçim değiştirdi…

Mersin limanı genel yapısı itibariyle 1960 ların 70 lerin kargo gemilerine uygun tarzda inşa edilmiş bir liman..

Oysa taşımacılık hızlı bir biçimde kargo gemilerinden konteyner taşımacılığına dönüştü..

Rakamlar sürecin daha da hızlanacağını ortaya koyuyor..

2012 de dünya konteyner elleçleme -yükleme/boşaltma işlemlerinin geneline verilen adıyla- miktarı 350 milyondan 500 milyon adete ulaşacak..

Bir başka deyimle –20 hatta 30 tonluk malı kapalı çelik sandık içinde kapıdan kapıya, depodan depoya taşıma sistemi olarak özetlenebilecek- lojistik sistemi dünya ticaretinin %30 büyüyeceği ön görülen önümüzdeki 10 yıllık sürede %100 artmış olacak..

Tüm dünya limanlarını, hatta Panama ünlü kanalını bu yeni gelişmeler doğrultusunda yeniliyor, derinleştirip büyütüyor..

Bizim devlet eliyle işletilsin anlayışındaki sendikacılarımızdan daha katı devletçi anlayışa sahip Kızıl Çin bile sonunda yoğunlaşan yük trafik sorununu limanlarını özel sektöre devrederek aştı..( Bugün Çin 80 milyonluk işlemle tek başına dünya konteyner taşımacılığının %80’ ine sahip)

Mersin limanı 1980 lerin sonundaki çabalar sonunda yapılan konteyner terminali sayesinde İzmir limanı ile birlikte ihtiyacı karşılamaya çalıştı..

Ama artan dış ticaret hacmi ve yoğunlaşan transit ticareti nedeniyle artık tıkandı kaldı..

2001 yılında 290 bin konteynerin indirilip, yüklendiği Mersin limanında rakam 2005 yılında 550 bine gelip dayanmış durumda..

Ne alt, ne üst yapı daha fazlasını kaldırmıyor..

Oysa günümüzde büyük konteyner gemilerinin doğrudan yanaşması ve ana terminal olarak kabul edilmesi için minimum bunun on katı bir kapasiteye bir başka deyimle 5 ila 7 milyon konteyner kapasitesine ulaşması gerekiyor..

Mersin limanı 994 dönüm alanıyla Türkiye’ nin en büyüğü, 4500 metre toplam rıhtımıyla en uzunu, bazı iskelelerde 14 metreye ulaşan derinliğiyle en avantajlı limanı..

Ama yetmiyor..

Yakın çevremizde Malta, Kıbrıs Rum kesiminde Limasol ve Larnaka, Mısır’da Port Said, İskenderiye, Damietta, İsrail’in Haifa limanları var ama 2012 yılında dış ticaret hacmi 500 milyar dolara ulaşacak her tarafı denizlerle çevrili Türkiye’den tek liman

Bu sendika başkanı Raif Kılıç’ı ve mevcudu korumayı görev sayanları rahatsız etmeyebilir…

Ama varlık sebebi liman olan Mersin’in tüm dinamiklerini uykusuz bırakması gereken bir tablodur bu…

1980 lerin başında dünyadaki en büyük konteyner gemisi 3 bin adet konteyner taşıyordu…

Uzak doğu tersanelerinde şimdi 9 bin konteyner taşıyacak gemiler suya indirilmeyi bekliyor..

Önümüzdeki beş yıl içinde 12/18 bin konteyner taşıyacak gemilerin tasarımını çiziyor elin oğlu..

Dubai limanını baştan aşağı yenileyerek, mevcut yıllık 6 milyon konteyner elleçleme miktarını önümüzdeki dönemde on katına çıkarmanın hesaplarını yapıyor..

7,5 milyar dolar milli gelire sahip Panama, yeni konteyner gemilerini kaçırmamak için 5 milyar dolar tutacak kanal genişletme projesini masaya yatırıyor..

İşçilerinin tamamına yakınının yaş ortalaması şimdiden 46 yı aşmış Mersin limanının mevcut yapısıyla geleceği kucaklama olasılığı olabilir mi?

Baktıkça umutlarımı tüketen bir belge duruyor günlerdir masamda..

Mersin Liman Başkanlığının yatırım gereksinimi için Ulaştırma Bakanlığına gönderdiği bir liste... Limanın neden bir an önce özelleştirilmesi gereken ibret vesikası bu…

Mersin Liman Başkanlığının 2005/2006/2007 yıllarında Bakanlıktan talep ettiği alet, edevat yatırım listesi olarak adlandırılan belgeye göre bürokrasinin yatırım! ihtiyaçlarına bakın:

2005 yılı listesinden: 1 adet makam otosu, 5 adet su soğutucusu, 15 adet dönerli büro koltuğu..

2006 yılı ihtiyacı: 1 adet radarlı gemi gözetleme odası

2007 yılı için de talepleri var Başkanlığın: 1 ambulans, 1 adet sıcak sulu yıkama cihazı…

Allah korusun devir işlemleri tamamlanmazsa işte Mersin limanını 21. yüzyıla taşıyacak anlayış..

Üç beş kalemlik liste bile her şeyi yeterince özetliyor..

Başka söze gerek var mı?...