Mesajınız var!

Evrende, insan bedeninden uzayın derinliklerine, bitki ve hayvanlardan denizlerin derinliklerine kadar tüm varlıklarda ve olaylarda sayısız hassas denge vardır. Bizi çevreleyen herşey olağanüstü komplekslik ve kusursuz mantıkla kurulmuş... Bizlere düşen ise alışkanlık ve görünmezlik perdeleri altında gizlenen gerçekleri görebilmek, üzerlerinde derin düşünmektir...

Bilim, Allah’ın dünyayı anlamamız için yarattığı bir nimet... Bilimsel konularda öğrendiğim/duyduğum konuları paylaşmak amacıyla "Mesajınız Var" başlığı altında belli aralıklarla blog yazmayı düşündüm. Bugün yalnızca nedenini/amacımı paylaşıyorum...

Yüce Allah'ın İlahi Mesajındaki ilk buyruğu "Oku'"dur. Bu kişisel buyruğu yerine getiren inanan insanın daha sonra aldığı emir " Kalk ve uyar!" olur. Öğrendiklerini anlatmaya başlar; ardından, insanların çevrelerindeki iman hakikatlerini, Allah'ın varlığının kanıtlarını görebilmelerini sağlamak için çaba gösterir. "Rabbinin nimetini durmaksızın anlat"(Duha Suresi, 11) ayeti gereğince, Allah'ın yarattığı nimet ve güzellikleri insanlara durmaksızın anlatır.

Aklını ve vicdanını kullanan insan için Allah'ın varlığı çok açıktır. Allah her varlıkta sonsuz gücünün, ilminin, aklının kanıtlarını gösterir. Ancak kimi insanların önyargıları ya da yıllarca aldıkları telkinler nedeniyle onlara, Allah'ın varlığına dair kanıtlar göstermek, varlıkları ve detaylarını incelemek, hiçbirinin rastlantılarla oluşamayacağını açıklamak gerekir.

Tüm evren detaylarıyla incelendikçe muhteşem bir olağanüstülük ortaya çıkar. Evren ve dünyadaki düzen, kusursuz canlılar, tek bir hücre, bir atom, o atomun içinde saklı olan evrendeki en büyük güç; tümü bir mesaj verir bize. Bu mesaj, görebilen, okuyabilen her samimi insanı, Tek olan, Zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde, asla ortağı veya benzeri, dengi bulunmayan, yoktan var eden Yüce Allah’ın varlığına götürür.

Apaçık gerçekleri görebilen, Allah'ın varlığını ve etrafındaki kusursuz sistemlerin kendiliğinden asla meydana gelemeyeceğini kavrayan insan ise, Allah'a karşı sorumluluğunun da bilincine varır.

Yüce Allah birçok Kur'an ayetinde insanları yarattığı varlıklar üzerinde derin düşünmeye ve ders çıkarmaya davet eder.

“Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar, ) 'İçten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da. Kullara rızık olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir şehri dirilttik. İşte (ölümden sonra) diriliş de böyledir.” (Kaf Suresi, 6-11)