- Kategori
- Kültür - Sanat
Mesnevi'den bir hikaye

Bir hikaye: karga ile leylek
Bir gün, bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir ´yabancı´yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga, biri leylek...
... O kadar farklıdır ki kuşlar ihtimal veremez birbirlerini sevdiklerine, türdeşleriyle değil de birbirleriyle uçmayı yeğlediklerine. Öyle ya, karga dediğin kargalarla uçmalıdır, leylek dediğinse leyleklerle. Yaklaşır ve merakla inceler kuşları. Ta ki her ikisinin de topal olduğunu keşfedinceye kadar.
O zaman anlar ki, birlikte kaçar, birlikte uçar, birlikte yaşarlar beklenenlerin yanında tutunamayanlar.O zaman anlar ki, sahip oldukları değil, sahip olmadıklarıdır kimilerini birbirlerine yakın kılan. Topal kuşlar birbirlerinin ´arıza´larını bilir ve sömürmek ya da örtmek yerine kabullenirler öylesine.
Varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır. Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner. Ortak acı, ortak hüzün, ortak pürüzdür esas yakınlaştıran, yaklaştıran...
Mesnevi´den
Bu hikayeyi çalışma arkadaşlarımla bir dergiden birlikte okuduk ve çok sevdik. Okuduğumuz kitaplar hakkında uzun soluklu sohbetler yapma olanağı bulamıyoruz belki ama gün içersinde böyle kısa hikayeleri birbirimizle paylaşıp, değerlendirmek insan ilişkilerinde olumlu etkiler yaratıyor.
En çok “Aynı şekilde zengin, aynı şekilde mesut olanların ortak paydaları sabun köpüğü gibidir uçar, söner.” Cümlesi etkiledi beni. İnsanların maddesel değerlere fazlaca bağlılığı, sahip olduklarına derinden bağlılıkları bana anlamsız gelir. En değerli şey kendi varlığımız, düşüncelerimiz ve sevgimiz. Bu değerlere gerçekten sahip çıkarsak hiçbir zaman kaybetme şansımız yok, oysa elle tutulur ne varsa sahip olduğumuz her an zarar görme şansı var.
Bir de asıl büyüklük: yoksunluk ve varlık yan yana iken yakın olabilmek, sömürmemek ve kabullenebilmek. Bazı bazı sırf güçlü görünmek adına tutunamayanların üzerine hep birlikte basanlar da var ki, bu insanlara acımamak elde değil. Öyle insanlar, bir gün bir şekilde o an yaptıklarının karşılığını bulurlar ki, bunun da zamanını da kestirmek güç. Bu hikayeyi okuduğunuzda sizlerin de ne düşündüğünüzü merak ediyorum, umarım yorumlarınızı eksik etmezsiniz, şimdiden teşekkürler
Mevlana’nın 7 öğüdü ile mutlu ve bahtiyar günler diliyorum, sevgilerimle
Mevlana'nın 7 Öğüdü
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şevkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörürlükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
http://tr.wikipedia.org/wiki/Mesnevi_%28Mevlana%29
http://fotopedi.com/data/media/22/021028144828love_birds2.jpg