Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Temmuz '21

 
Kategori
Sinema
 

Mesut Uçakan Sineması

Hepimiz sonsuz karelerden oluşan bir filmin içindeyiz!

Mesut Uçakan ile 2020 yılında film festivalde tanışma imkanı buldum, aslında 7.Malatya Film Festivali’nde karşılaşmıştık ama tanışma imkanımız olmamıştı. Malatya'da onur ödülü almıştı,  Çocukluğumdan beri bir çok filmini izleme imkanım oldu. Kaldığı otelin lobisinde buluştuk, sinemadan geçmiş sinema deneyimlerinden konuştuk.

 

M. Haluk Yalçınkaya: Sinema sanatını anlamı nedir? Nasıl yorumluyorsunuz?

Mesut Uçakan: Sinema sanatı,  tüm sanatlardan en zengin olanı tüm sanatları içinde toplayan bir uğraş. Müzik, edebiyat,  heykel,  resim, tiyatro ve şiir bile var bu zenginlik içinde sanatsal duyarlılığı olan onu dışa vurmaya çalışan bir şeyi daha çok tatmin eden bir dal günümüz insanı yakalayan bir iletişim aracı Mecid Mecidi'nin bir sözü var Peygamber efendimiz hayatta olsa idi tebliğini sinema ile yapardı. Çünkü her peygamber döneminin en önemli iletişim araçlarını kullanarak tebliğlerde bulunmuştur.

Hz. Musa  sihir, Hz. İsa tababet ile geliyor. Günümüzde görsel sanatlar yani sinema var; dizi, belgesel haber hatta her şey gelir. Sanat olarak sinema ve her yerden seyredilebilir sinemaların sunumu da değişti.

 

M. Haluk Yalçınkaya: Filmin senaryosunun konusunu nasıl seçtiniz ?

Mesut Uçakan: Çok çeşitli projeler vardı, kendim yazmak istedim ama vaktim oluşmadı. Sonra bir arkadaşımız Kültür bakanlığına destek almak için bakanlığa yazılmış senaryolarla ilgili bir kitap çıkardı ve orda bu hikayenin özetini gördüm. Ankara'da mecliste çalışan arkadaş babasının başından geçenleri anlatan bir senaryo sayesinde bakanlıktan destek almış. Esas senaryo elli bölüm olacak şekilde bir hikaye içeriyordu, orda ki çizgi hoşuma gitti. 1930 - 1940 yıllarda kendi köyünde hafız olma imkanı bulamayan bir çocuğun babası başka bir köye götürmesi şeklinde bir hikayesi vardı, hoşuma gitti. Hikayeyi aldım çekim senaryosuna dönüştürerek on beş – on altı defa değiştirerek çok farklı bir yere dönüştürdüm siyasal background'lar ekledim, karakterleri ona göre yoğurdum değiştirdim. O senaryonun adı "hadim"di başrolde 11 yaşındaki çocuğun adı da hadimdi ama araştırmalarımda "hadim" isminde market olduğunu, ayrıca hadim isminde bir korku film çekildiğini de gördüm.

Sonra isim araştırmalarına girdik ve süveyda ismini uygun gördük, Arapça kökenli süveyda isminin anlamını herkes merak ediyor tabi bu da işin cazip tarafı oldu. Edebiyatımızda kullanılmış, zengin bir kavram.

 

M. Haluk Yalçınkaya: Süveyda kelimesinin anlamını açıklar mısınız?

Mesut Uçakan: Süveyda ismi bazen kızlara da verilebiliyor, karşılaşıyoruz. Kelimenin çağrıştırdığı anlamlar şöyle; Kalpteki siyah nokta deniyor, kalpte maddeden metafiziğe açılan kapı olarak düşünebiliriz. hem insanların nedamet getirdiği hem tövbe makamı olan madde ile mananın tamamladığı bir yer. Bunu büyütebiliriz de kalp gözü de diyebiliriz. Peygamber kapısı da diyebiliriz. "Hatta kainata sığmam kulumun gönlüne sığarım" dediği Allahü Teâlâ'nın Kudsi hadisi bu anlamda yüklü bu kelimeye.Bir makam bir yer olarak da görebiliriz. Basiret yeri olarak da tanımlanan bir anlamı var.

 

M.Haluk Yalçınkaya: Süveyda filminin konusuna bıçak sırtı bir konu, nasıl karar verdiniz?

Mesut Uçakan: 1928'de harf devrimi olmuştu, biz ona vurgu yaparak ondan sonraki dönemi anlatmaya çalışıyoruz. Yasakların olduğu bir dönem Arap harfleri kullanımına yasak gelmiş, pratikte kuran yasağına dönüşmüş çarpık uygulamalarla ezan yasaklanmış yeni harflere uygun yeni mektepler açılmıştı. O süreçte hafız olmak isteyen hafız olmaya çalışan 11 yaşında bir çocuğun dramı üzerinden halkın naif ince sesiz çığlığını,halkın sessiz de olsa yapılanların rahatsızlığını vurgulamaya çalıştım. Bu konuya değinen ilk film. Yakın tarihe bu gözle bakma cesaretini sergilemek kolay değil, Bu film hem siyasi açıdan hem de tarihi açıdan ilginç kalıcı diye düşünüyoruz.

 

Tarihten kopuk hale gelen yeni nesil, özellikle dijital teknoloji ile çok farklı bir sürece doğru sürüklendi amacım yeni nesil'e bilinç kazandırmak. Arif Nihat Asya'nın çok güzel bir sözü var; "Geçmişine ihanet eden, geleceğine de ihanet eder." Doğru kararlar vermek için, yeni nesil geleceğini imar ederken geçmişini bilmek zorundadır.

 

M. Haluk Yalçınkaya: Süveyda filminin çekimleri bitti, dönem filmi olduğu için iyi bir bütçe gerekli bu konuyu nasıl çözdünüz?

Mesut Uçakan: Süveyda filmini 2019 yılında Kayseri de çektik. Kültür bakanlığı ve TRT katkıda bulundu en güzeli Kayseri Valiliği ve  belediyesinin katılımı büyüktü. Normal de dönem filmleri büyük bütçelerle çekilir, biz filmi mütevazi bir bütçe ile yapmak zorunda kaldık.

 

M.Haluk Yalçınkaya: Filmin prömiyeri ne zaman ve nerde yapmayı düşünüyorsunuz?

Mesut Uçakan:  Pandemi yüzünden ve birazda benim rahat çalışmam ile post prodüksiyon safhası uzadı ama şimdi hepsi bitti. Önce vizyona girmek ve festivalleri dolaşma süreci var. Pandeminin bitme sürecine göre galalar düzenlemeyi planlıyorum. Özel gösterim yapılsın ve bu konu tartışılsın istiyorum. Yurtdışı festivallerde prömiyer yapmayı planlıyoruz, sonra Türkiye deki festivallere girmeyi planlıyorum.Yurt dışı festivallerin daha objektif olacağına inanıyorum.

 

M.Haluk Yalçınkaya :  Teknolojinin sinemaya etkisi ne oldu ?

Mesut Uçakan : Biz genelde sinemadaki uzun dönemi eski teknolojiyi kullandık. Şimdi ise bilgisayar cep telefonu girdi. Atık herkesin hemen hemen herkesin kendine özgün televizyonu var. Youtube sayesinde dağıtım firmalarına ihtiyaç kalmadı. Teknoloji ciddi manada her şeyi özellikle sanatın çehresini değiştirdi. Eskiden savaş filmi çekerken zor şartlarda 50 kişi yeterli gelinmiyordu, şimdi o elli kişiyi 50,000 kişi gibi gösterebilirsiniz. Teknoloji değişti.

 

M.Haluk Yalçınkaya: Youtube kanallarının olması sinemaya etkisi ne olur ?

Mesut Uçakan: İçerik üretici etkileri çok olacak dijital platformları da dikkate almak lazım bir kere o platformlara girmeseniz bile buraya her çektiğiniz yükleyerek dağıtımcıyı ortadan kaldırıyorsunuz Sadece o içeriği çekerken kaynağa ihtiyacınız var. O zaman ne oluyor adana da bir grup dizi film çekimi yapıyor. Önemli olan bütçe bulmak. Youtube'a yükleyenince güzel şeyler ortaya çıkıyor. Çekimler çok ucuzladı artık cep telefonu ile bile çekim yapabilirsiniz. Tabi işin içine profesyonel oyuncular girince bütçeler şişiyor.

 

M.Haluk Yalçınkaya: Teknoloji herkesi bu işleri yapabileceği anlamına mı geliyor ? İnsana ihtiyacı mı azalttı ?

Mesut Uçakan: Bu değişimler malzeme anlamında oldu. Ruhun hisleri yani düşünce, huylar tabiata göre değişmez on bin yıl önceki üzüntü ne ise şimdide aynı değişmez haset, intikam hiç bir duygu değişmez böyle olduğu için mesele onları malzemeler ile kullanmakta biz daha önce eski malzemelerle bu duyguları sağlamaya çalışıyorduk şimdi dijital teknoloji ile yapıyoruz. Tabi duygulara şekil vermek demek derken de bu yorumlarımız ahlaki düşünce formuna uygun yapıyoruz.

 

M.Haluk Yalçınkaya: Dizi ve yeni filmleri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

Mesut Uçakan: Gelen yeni kitlelerde sulusepken kendilerini düşündürmeyen filmlere rağbet ediyor. Bunları yadırgamamak lazım çünkü bu bir sektör bunlara da ihtiyaç duyan bir kitle var. Dizi ve sinema filmlerinde böyle örnekler gözümüze çarpıyor. Bunlar içinde kaliteli ahlaki insanları iyi ahlaka sürükleyen film ve dizilerinde olması lazım hayıflandığımız taraf bu çalışmaların yeteri kadar olmaması milli değerlerimize sahip çıkan projelerin fazla olmaması. Günümüzde yönetmenler bu ikisinin arasında kalıyorlar birinin istediği filmleri yaparsan yozlaşıyorsun, öbürünün istediği kaliteyi korursan nefes alamıyorsun, yaşayamıyorsun. Türkiye'nin açmazı bu sinema ve dizi seyirci için, içi boşalmış şeyler yapılmak zorunda kalıyor

 

M.Haluk Yalçınkaya: Toplumda bir kültür değişim gerçekleşiyor, bu değişimi nereye varacak ?

Mesut Uçakan: Bunun içinde tek bir boyut yok başta eğitim, kültür ve ailenin parçaları var devletin bu konulara eğilmesi lazım böyle bir durumda herkes kendi çapında sanatı yozlaştırmamak ve vicdanı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz lazım,  o zaman ülke güllük gülistanlık olur.

 

Mesut Uçakan'la sohbetimiz daha uzun sürdü. Bilgisayar teknolojisi olmadığı zamanlarda makara filmleri nasıl Almanya 'da kurguya götürdüğü anlattı. Çok zevkli ve faydalı bir sohbetti. Merakla "Süveyda" filmini bekliyorum. Bu güzel söyleşi için bir kez daha kendisine teşekkür ederim

 

 
Toplam blog
: 136
: 6807
Kayıt tarihi
: 09.05.15
 
 

Kültür ve sanat alanında araştırmalar yapıyorum. Birçok yayına sinema ve tiyatro alanında yazılar..