Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

01 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Mevlana'dan günümüze sevgi(!)

Mevlana'dan günümüze sevgi(!)
 

Mevlana'nın 800. doğum yılı. UNESCO 2007'yi Mevlana yılı ilan etti. Haliyle bir dizi etkinlik ülkemizde ve dış dünyada icra edilecek. Neden peki? Daha iyi tanımak, daha iyi anlamak, anlatmak için: Her kavram ve güzer hasletin eriyip yok olduğu mekanik ve robotik* dünyada biraz da olsa insanlara sevgi, hoşgörü aşılamak için.

Dünya insanlarını sevgi ve hoşgörü potasında mümkün olursa birleştirmek için. Ne gezeeer!? Bu yıl da kutlayın, daya on yıl daha, kimselerin bu bilince ermesi mümkün görünmüyor. "Kim olursan ol yine gel" derken Mevlana, acaba şu güzelim ülke topraklarındaki hainlerin yapacaklarını tahmin etmemiş midir? Allah tarafından kendisine ayan olmamış mıdır?

Sevgiyi de, hoşgörüyü de adam olana , insan olana göstermek lazım. Sayın KARAKOÇ'un deyimiyle "Acıkmış katıra gül koklatılmaz". Bakın şu kutsal ayda insanlarımız ağzı dili kupkuru ve iftarı beklerken bu hain katırlar tarafından katlediliyor! Bbuyrun hoşgörün, buyrun sevgiyle kucaklayın! Asırlardır bu topraklarda sevgi ve hoşgörü vardı: Ne oldu da bu insanlar bu hale geldi? Çoğumuzun umurunda bile olmadan geçip gidiyor haber bültenlerinde şehit olanların acı haberi, sönen ocaklar, ateş düşen yürekler... Öyle ya, ateş düştüğü yeri yakar.

Ben bu olayı öyle afaki, hamasi sözlerle anlattım sanmayın; çalıştığım bir bölge, hem de en cafcaflı zamanında! Bu iş ne Mevlana'nın engin hoşgörüsü, ne masa başı projeler, ne de bağırıp kızmakla bitmez. Ziya Paşa'nın meşhur sözü: "Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdirden anlamayanın hakkı kötektir!". 30 bin cana sebep olmuş cani, "saçlarımı yaktılar ", diyor, kendi ev yaktırıyor. İsyan provaları yaptırmak istiyor, bir diğeri Diyarbakır burda buyrun yıkın yıkabilirseniz diyor, sanki kurtarılmış bölge! Daha nice hıyanet, iftira ... Buyrun sevin ve hoşgörün! Mevlana, bütün ömür ve enerjisini Yüce ALLAH'a ulaşmaya adamış sanırım, kalbinde, aklında dolu dolu ALLAH sevgi ve yerine göre korkusu olan insanın yanlış yapması, cana kıyması zaten düşünülemez. Mevlana yok artık, sevgiyi toleransı belleklerimize, gönlümüze nakşetsin. Başında da söyledim, robotlaştık, madenileştik, betonlaştık... Sevgiden eser yok, bırakın birbirimize, kendi çocuklarımıza yeterince sevgi veremez olduk... Versek sanırım bu noktada olmaz insanlarımız, ülkemiz.

Elimde Hz. Musa'nın bastonu olsa da Mevlana' yı, yüce ATATÜRK' ü bir saatliğine mezarından çıkarıp diriltebilsem; gencecik canlara kıyan caniler, fikirden, milli bilinçten, milli kültürden, ülkeden ve ülke güvenliğinden, okumaktan uzak günübirlik ve aylak, avare yaşamlar süren insanları görseler ne yaparlardı?

Sizce ne yaparlardı? Gittikçe gelişirken, gittikçe eriyoruz! Daha doğrusu erozyona uğratıyoruz benliğimizi, değerlerimizi, kanla kazanılan kazanımlarımızı... İnsanı insan yapan sevgi değil midir? Ya sevgiden zerre nasiplenmemiş köpekleri ne yapmalı? Bırakalım her gün birini parçalasınlar... Bizler sevgi derken, onlar "biz"

diyor; bizler "biriz" derken, onlar "hayır biz başkayız ve biz bizeyiz" diyor... Diyor da diyor, sonuçta hergün sevgi, kardeşlik nutukları yanı başında yürekler yanıyor. Bizimki yanmadan anlamayacağız galiba Sevgili Mevlana... Sen nur içinde uyu, sevgi ve hoşgörü okyanusundan bize biraz daha gönder öte taraftan. Yine şu aç katırlara , sevgiden yoksun katırlara senin veciz sözünle bir mesaj yollayım ben: "Köpeklerin dudağıyla deniz kirlenmez.

 
Toplam blog
: 45
: 766
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

Yazmak bir yetenek işinden çok,duygu işi olmalı. Arada yazdığım oldu ama öylesine...Yıllar sonra ba..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara