Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mevlana'yı Anlamak!(1)

Mevlana'yı Anlamak!(1)
 

Aradığınız bir cevapsa ve içinizde hiç sönmüyorsa o cevabı bulma ateşi; bir bir seriliyor önünüze aradığınıza giden yolların kaldırım taşları… Bu bazen bir kitap oluyor, bazen bir röportaj, bazen de bir insan… Ben, Mevlana'yı merak ediyordum içten içe son bir yıldır. Mesnevi'yi almıştım bir özenti ve merakla… Bir iki sayfa okuyup ağır gelince de; 'Bir gün mutlaka okuyacağım!' kararlılığıyla koymuştum kitaplığıma.

'Mevlana' sorusu da öyle durup dururken düşmedi tabi aklıma. Bir yıl kadar önce; bir dergi için Konya kenti üzerine bir yazı yazmıştım. Mevlana'nın kenti dedim önce, Mevleviliği anlattım, Mevlana Medresesi'nden bahsettim uzun uzun. Şimdi dönüp baktığımda fark ediyorum ki; bir beton yığınını anlatmışım sadece. Binaları anlatmışım, Konya'daki binaların adlarından bahsetmişim. Yazımın içi bomboş kalmış da ben anlamamışım…

Kulağınıza çalınır ya bazı önemli isimler; yüzyılların eşiğinden gelmiştir de; siz de aşinasınızdır bu isme öyle ya da böyle. Kim sorarsa biliyorsunuzdur. Mesela Aşık Veysel dese biri; ilk olarak; halk şairi, ozan tanımlaması çıkar dilimizden. 'Uzun ince bir yol'dur bizim için. Ya ötesi? Çok az şey biliriz… Mevlana da öyle değil midir aklımızın kısa yol tuşlarında? Adı Konya ile bütünleşmiş bir bilgin! Yüzyıllar öncesinden gelen sema ve Mevlevilik kültürünün özüdür sözüdür sadece bu isim bizim için.

Lafın kısası, Mevlana'yı merak ederken içten içe; bir gün elimde; Nezihe Araz'ın Mevlana'nın hayatını çok akıcı bir dille yazdığı ve sadece 'katiplik' yaptığını ifade etiği 'Aşk Peygamberi' çıktı karşıma, çok sevdiğim bir dostumun aracılığıyla. Okudum kitabı, okudukça açıldım. Gönlümüzde dönüp bakmaya korktuğumuz tozlu aynadaki bir parmak izi kadar acı bir yaraya dokundu bu kitap. 'Kimiz biz? Neyiz? Nerden gelip nereye gidiyoruz?' sorularını bir kez daha hissettim ta yüreğimde. Dünya tutkusuyla, ölümlülüğümüzü yok sayma ihtiyacıyla savrulduğumuz şu hayatta ne yapıyoruz? Ne yapıyorsak doğru mu yapıyoruz, yoksa yanılsamalarımızın içinde mi kayboluyoruz?

<ı>'Aşk geldi damarlarımda kan kesildi. Beni kendimden aldı. Beni sevgiliyle doldurdu. Bedenimin bütün cüzilerini sevgili kapladı. Benden kalan yalnız bir ad. Ondan ötesi hep 'O'!' diyen Mevlanayı; bilgin olmanın ötesine taşıyan, yüzyıllar sonra dahi insanların yüreğine bir dal uzatan bu zat'ın bildiği neydi ki onu dost sohbetlerinden sema ateşlerine sürükledi?

Kendisi; neyi bilmişti de bu kadar, evinin sofrasında bir kase çorbadan fazlasını görünce öfkelenmiş, dünya malına hiç yüz vermemişti. Bir kuş sütü eksikti diyerek övündüğümüz sofralar, bugün de şu markayı giyiyorum gösterişiyle böbürlendiğimiz; 'madde'mize madde katmak için delirdiğimiz!' bu zamana inat, madde'nin çok ötesine geçebilmiş olması hiç şüphesiz yüceleştirmiş Mevlana'yı.

Dudaklarından dökülen her bir dizenin, insanların içini aydınlatan bir ışığa dönüştüğü Mevlana'yı anlamak mümkün mü? Gönül gözüyle gören, can kulağıyla duyan Mevlana; ona haset edene de uzatmış elini, idam sehpasında ölüme gitmek üzere olan katile de… Tebrizli Şems ile yollarının kesişmesi sonucunda 'büyük dostluk ve bir olmak' aşkıyla yangın yerine dönen yüreğinden; Hakk'ın değerini kendi içinden çıkaran semalara gömülüp hiç dinmeyen bir ateşte kavrulan Mevlana hiçbir surete sığmamış.

Bir gün resmini çizmeye çalışan bir ressam; her seferinde Mevlana'nın resminin başka bir çehreye büründüğünü hayretle görür. Ressam Allah Allah feryatları içinde kalemlerini kırıp, kağıtlarını yırtar. Bunun üzerine Mevlana ona aşağıdaki dizeleri söyler.

'<ı>Ben renksiz ve belirsizim. Ben bile kendimi olduğum gibi göremiyorum. Sırlarını yere dök diyorsun. Ne var ki bulunduğum yerde; <ı>Yer bile yok!'

Hangi ışıkla, hangi ateşle aydınlatmak ister yürekleri. 'Nasıl bir hiçlik, nasıl bir varlık!' Şimdi sorsanız çözdün mü Mevlana'yı, 'haşa' derim. O'nun adanmışlığını, O'nun Hak'la bütünleşmiş dünyasını ne değil bir kitap okumakla, bütün Mesnevi'yi bitirmekle dahi çözmek mümkün değildir kanımca.

Kaynak: Nezihe Araz/'Mevlana'nın Hayatı: Aşk Peygamberi'/Özgür Yayınları

 
Toplam blog
: 47
: 1945
Kayıt tarihi
: 04.08.07
 
 

Eskişehir'de yaşıyorum. Kısa hikayeler yazıyorum. Bir oğlum var.   ..