Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '08

 
Kategori
Sinema
 

O... Çocukları

O... Çocukları
 

Gençlik yıllarında hayat kadınlığı yapmış, bu işi bıraktıktan sonra açtığı yuva ile halen hayat kadınlığını sürdürenlerin çocuklarının bakımını üstlenmiş; mert, dobra, zeki, aksi, küfürbaz ama bir o kadar da yumuşak kalpli emanetçi Mehtap annenin evinin ekseninde dönüyor ve yolu bir şekilde burada kesişen insanların hikayesini anlatıyor O.. Çocukları.

Dönem filmlerinin gayet başarılı bir şekilde kotarıldığı son bir kaç yılda (bkz. Babam ve Oğlum, Beynelminel..) bu tip seyirliklerin bir yenisi olarak çıkıyor karşımıza O... Çocukları. Film; 1981 yılının, 80 darbesi sonrası yaşanan sert rüzgarlarında savrulan kadın ve çocukların hikayesini başarılı bir şekilde anlatıyor.

Dram ve komedinin iç içe geçtiği filmde; tek suçları düşünmek olan bir anne-babanın kızlarını emanet etmek üzere bir ev aramasıyla başlıyor her şey... Baba işkence görürken, anne yakalanma tehlikesiyle ve kızını koruma gerekliliği ile karşı karşıya kalıyor. Mehtap annenin evine sığındıklarında ise çok zor bir karar vermesi gerekiyor... Ya tek başına İtalya'ya gidecek ya da Türkiye'de kalıp yakalanmayı bekleyecek. Mehtap annenin de dobralığı ve desteği ile İtalya yollarına düşüyor. Tek problem, kızı Hazan’ın yanına nasıl geleceği. Konsoloslukta çalışan Dona(Özgü Namal) burada devreye giriyor. Yapması gereken Hazan'ın da İtalya'ya gelebilmesi için konsolosluktan geçecek kadar İtalyanca öğrenmesini sağlamak... Babası Türk annesi İtalyan olan Dona, bu görevi kabul edip, bambaşka bir dünyanın içine Mehtap Anne'nin evine geliyor.

Murat Saraçoğlu'nun yönettiği; başrollerini Demet Akbağ, Özgü Namal, Sarp Apak ile Altan Erkekli'nin oynadığı O… Çocukları’nın senaryosu; Beynelminel filmi ile tanıdığımız Sırrı Süreyya Önder'in kaleminden çıkmış. Önder; Mehtap Anne'nin ağzından bolca küfürü ve bilgece sözleri eksik tutmamış. Benim en hoşuma gidenlerden biri; 'Ömür uzamaz, ihtiyarlık uzar.' cümlesi... Oyuncuların rollerinin haklarını verdiklerini de belirtmeden geçmemeli... Özellikle; Demet Akbağ, kişisel tarihindeki en başarılı performanslardan biriyle çıkıyor izleyicinin karşısına...


Türkiye'nin askeri rejimin yönetimi altında olduğu zor bir dönemde geçen sıcacık bir hikaye izlemek istiyorsanız, eğitim, töre, annelik duygusu ve kadın erkek ilişkileri, toplumsal değer yargıları ve baskı ortamının sorgulandığı bir filmde hem gülmek hem de ağlamak istiyorsanız işte size enfes bir seyirlik…

 
Toplam blog
: 47
: 1945
Kayıt tarihi
: 04.08.07
 
 

Eskişehir'de yaşıyorum. Kısa hikayeler yazıyorum. Bir oğlum var.   ..