- Kategori
- Güncel
Mevzuat nedir, bir kenara bırakılabilir mi?

Mevzuat yürürlükteki hukuk kurallarının bütünüdür. Türk mevzuat sistemi yukarıdan aşağıya doğru anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve tebliğden oluşur.
Peki, mevzuat bir kenara bırakılabilir mi?
Elbette!
Ancak kanuna uymamak, kanunsuz emiri uygulamak suçtur. Yani konusu suç teşkil eden emirler yazılı olarak verilse bile emri yerine getirenleri suç işlemekten ve ceza almaktan korumaz.
Kanun bu kadar açıkken, verilen kanunsuz emri yerine getiren kaymakamlar suç işlemek ve ceza almaktan kurtulabilirler mi?
Buraya nereden mi geldik?
Sayın Cumhurbaşkanı, muhtarlardan sonra kaymakamlarla yaptığı ilk toplantı da ne dedi?
“Mevzuat şöyledir, böyledir yeri geldiği zaman koyun mevzuatı bir kenara, kendi zihinsel inkılabınızı devreye sokun. İşte bu idareyi kullanmaktır. Hiç çekinmeyin”
Devam ediyor:
“Gerekirse belediyelerin araçlarına el koyarak, gerek diğer kurumların imkânlarını kullanarak bölgede hayatı bir an önce normale döndürmemiz şarttır. Ayrıca terör örgütüne destek veren kamu görevleri de süratle belirlenip adalete teslim edilmelidir”
Terör örgütüne karşı mevzuatın, yani “kararların, talimatların, yasaların” dışına çıkılmasını, “kendi zihinsel inkılabınızı” diyerek de kaymakamların kendi kafasına göre hareket etmesini istiyor!..
Bildiğiniz gibi vali ve kaymakamlara daha önce verilen talimatta; teröristleri görmezden gelin. Yapılan silah yığınağını, kazılan hendekleri, döşenen kabloları da görmezden gelin dinilmişti.
Yukarıdaki gibi verilen talimatlarla, terör örgütü bölgeye tonlarca bomba, silah yığıp, şehir merkezlerinde hendekler kazarak mevziler oluşturdu. Bayrağımızı gönderden indirdi. Kaymakam ve valilerimiz Türk Silahlı Kuvvetlerin 298 takip, operasyon isteminden sadece 8’ini kabul etti. 290 operasyon talebi görmezden gelindi! Tıpkı görmezden gelinmesi istenilen mevzuat gibi…
İyi de yarın, birgün bunun hesabı sorulursa kaymakamları Cumhurbaşkanı kurtarabilecek mı?
Bugün geldiğimiz, gördüğümüz manzara bu!
Peki, Türkiye bugün bu duruma nasıl ve neden geldi?
Onu da AKP’li eski bakan, AKP eski Sözcüsü ve şimdi Başbakan Başdanışmanı Hüseyin Çelik anlatıyor:
“Dağda, mezrada, yaylada, mağarada bulunan PKK’lı teröristlerin silahlarıyla birlikte şehirlere yerleşmesi filin zücaciyeci dükkânına girmesi gibidir… Fil oradan eninde sonunda ölü olarak çıkarılabilir; ancak dükkânda sağlam porselen ve kristal kalmayacaktır. Bugünkü manzara ne yazık ki budur”
Hüseyin Çelik, bölgeyi en iyi bilen birisi olarak 2009’dan itibaren olanları ve olabilecekleri Bakanlar Kurulu’nda, parti kademelerinde, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na bütün açıklığıyla ortaya koyduklarını belirterek, “Ancak, çözüm sürecinin romantizmine kendini kaptıranların ciddi tepkilerine muhatap oluk” diyor…
Sözün özü, ülke elden giderken, belli bölgelerin kan gölüne dönmesi birisinin hiç umurunda değil!