Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Meyve tabağı

Meyve tabağı
 

Geçen akşam tam ayaklarımı uzatıp biraz müzik dinleyecekken canım meyve çekti. Buzdolabıma bakınca birkaç çeşit meyveyi misafirim gelir diye istiflediğimi hatırladım. En iyisi hepsinden biraz alıp karışık bir tabak yapayım dedim. Büyükçe bir çukur tabağa yıkadığım çilek, kiraz ve yeşil erikleri yerleştirdim. Kiviler de çok beklerse bozulacak diye ondan da kesip koydum. Artık müzik keyfime başlayabilirdim. Sevdiğim albümlerden birini çalmaya başladım ve önümdeki meyve tabağına uzandım. Ne olduysa da ondan sonra oldu zaten.Tabi ki en sevdiğim meyve olan çilekle açılışı yapmıştım. Ardından birkaç erik yedim. Ağzımda kalan ekşiliği alsın diye kirazlardan yardım istedim. Kividen pek haz etmememe rağmen sevdiğim meyveleri hemen bitirirsem kiviler tabakta mutlak hakimiyet kuracakları için onları da aralara sıkıştırıp finali yine en sevdiğim meyveyle yani çilekle yaptım.

Şimdi bize ne diyeceksiniz yediğin çilekten ve kividen. Ben de önemsemezdim aslında, daha doğrusu hiç böyle düşünmemiştim. Neden çilekleri hemen başlayıp bitirmemiştim de birazını sona saklamıştım? Kivileri niye sevdiğim meyvelerin arasına karıştırıp yemiştim? Bu soruları kendime sorarken bu meyve tabağının hayata ne kadar benzediğini düşündüm. İçinde farklı farklı tatlar vardı : Bazısı tatlı, bazısı ekşi, bazısı mayhoş, kimisi olmazsa olmaz, kimisi olsa da olur olmasa da, kimisini pek tercih eden yoktur ama her zaman tabaktadır. Hayat da böyle değil mi? Sadece sevdiğin şeyleri dolduramıyorsun içine, sevmediklerin, hoşlanmadıkların her zaman orda. Üstelik meyve tabağını bitirmesen de olur ama hayat en sevmediğin meyveleri zorla yedirir sana.

Bunun üzerine dedim ki hayata nasıl baktığımız, şu meyve tabağını nasıl yediğimize mi benzer? Örneği daha anlamlı kılmak için şöyle düşünün: Elinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz meyvelerle dolu bir tabak var ve siz bu tabağı bitirmek zorundasınız. Kimisi şehvetine düşkündür, önce en sevdiği meyveye saldırır geride kalacakları nasıl bitireceğini düşünmeden hoyratça tüketir. Bazıları acı çekip sonunda ödüllendirilmek için sevmediklerini başta bitirip hoşlandıklarını sona saklar. Bazısı maymun iştahlıdır, bir parça ondan bir parça bundan derken ağızlarında hiçbir meyvenin tadı kalmaz. Ben böyle bir tabağı nasıl yerdim acaba? Cevabını zaten aşağı yukarı verdim ama biraz daha açayım. Sevdiğim meyvelerle başlardım ama araya o zorla yememiz gereken meyveleri sıkıştırırdım. O meyvelerin sevmediğim buruk tatlarını da sevdiğim meyvelerle yokederdim. Sona ise tabağı bitirdiğimde ağzımda hoş bir tat kalsın diye sevdiğim bir meyve bırakırdım.

Hayat, her zaman istediğimiz meyveyi yedirtecek kadar cömert davranmıyor bize. Herkesin tercih ettiği meyve sırası birbirinden farklı, aynı meyveden aldıkları tatlar da öyle. Ama dengeyi kurmak bizim elimizde; acıları ve mutlulukları, sevgiyi ve nefreti düzgün paylaştırabilmeliyiz hayata. Şimdi cevap verin: Siz nasıl yerdiniz bu meyve tabağını?

 
Toplam blog
: 19
: 3149
Kayıt tarihi
: 08.12.06
 
 

1977 İstanbul doğumluyum. Teşvikiye Işık Lisesi'nden 1994'te mezun oldum. 1998'de Uçak Mühendisi ola..