- Kategori
- Anılar
Mezarlıkta
Geçen gün bir arkadaşın dedesinin cenazesinde idim. Namazdan sonra mezarlığa gittik. Orada beklerken yeni mezarları gördüm. Denk gelmiş çocuk bölümünün yanında idi mezar yeri. Çocuğu, bebeği olan birisi beni daha kolay anlar; çok zor bir andı. Onlarca ufacık yeni mezar yan yana, dip dibe yatıyordu. Bazılarında isimler, tarihler, bazılarında ise plastik, gerçek çiçekler. Kim bilir hangi anne babalar yavrularını getirip oraya teslim etmişlerdi. Allah kimseye göstermesin o acıyı.
Biraz ileride benim doğum yılımda doğmuş, bu sene ölmüş birisinin mezarı vardı. O mezara takıldım kaldım. Yatışım kim bilir benim gibi neleri ertelemiş, neleri ilerliyen yaşlarda yaparım demiş, hangi konuları kendine dert edip günlerini harcamış. Böyle durumlarda hep yaptığım gibi hayatın değerli olduğu, bu zamanın birdaha geri gelemiyeceğini kendi kendime söyleyip hayatı yaşamam gerektiği konusunda kendimi ikna ederim.
Bu ikna çok sürmez ama arada sırada hatırlarım, soluk alır çeviririm bir arkadaşın numarasını "Merhaba" derim. Aranmak nasıl hoşuma gidiyorsa arkadaşımında hoşuna gideceğini düşünürüm. Akşam eve yürüyerek giderim etrafı seyrederek. Zamanla azalır bu günü yaşamak isteği taki ki başka bir mezara, habere kadar.
Belki de carpe diem...
Biraz ileride benim doğum yılımda doğmuş, bu sene ölmüş birisinin mezarı vardı. O mezara takıldım kaldım. Yatışım kim bilir benim gibi neleri ertelemiş, neleri ilerliyen yaşlarda yaparım demiş, hangi konuları kendine dert edip günlerini harcamış. Böyle durumlarda hep yaptığım gibi hayatın değerli olduğu, bu zamanın birdaha geri gelemiyeceğini kendi kendime söyleyip hayatı yaşamam gerektiği konusunda kendimi ikna ederim.
Bu ikna çok sürmez ama arada sırada hatırlarım, soluk alır çeviririm bir arkadaşın numarasını "Merhaba" derim. Aranmak nasıl hoşuma gidiyorsa arkadaşımında hoşuna gideceğini düşünürüm. Akşam eve yürüyerek giderim etrafı seyrederek. Zamanla azalır bu günü yaşamak isteği taki ki başka bir mezara, habere kadar.
Belki de carpe diem...