- Kategori
- Güncel
MGK'dan 'paralel yapı' ile mücadele çıktı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı olağan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, 10 saat 25 dakika sürdü.
Bu 28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısından daha uzun..!
30 Ekim MGK'sı, geçmişin “Postmodern darbe”si olarak adlandırılan 28 Şubat MGK’sını geride bıraktı. Bunun nasıl bir darbe olduğunu anlamak şu anda belli değil. Tarihsel zaman içinde bu darbeyi tarihçiler yazacaktır..!
Tarihi 30 Ekim MGK'sında "paralel yapı" vurgusu yapıldı, mücadelenin devam edeceği ifadesi yer alıyor.
Peki, bu ‘paralel yapı’ ile ilgili “Kırmızı Kitap”ta mücadele edileceği yazılı değil miydi?
Sözde ‘Paralel Yapı’ ile ilgili Milli Güvenlik Kurulu kararını “Kırmızı Kitap”tan kim çıkardı?
30 kim Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar, Karaman, Ermenek’te meydana gelen maden kazasının gölgesinde kaldı.
Bakanlar ve yandaş basın maden sahibini suçlayıp, kendilerini pür-ü pak ilan ederken, Milli Güvenlik Kurulu kararları gölgede kaldı. Kazanın yaşandığı maden ocağı sahibininın eski bir AKP’li olduğu görmezden gelindi. Maden ruhsatının bizzat zamanın Başbakanı tarafından verildiği hiç yer almadı.
Sizin anlayacağınız mantık şu: Benden olsan bile yaptığın işin ucu bana dokunursa, seni kesinlikle tanımam ve seni linç edilmek üzere halkın önüne atarım!
Oysa bu kararlar ülkenin geleceği için çok önemliydi! ‘Paralel yapı’ ile mücadele ederken, Şam Emevi Cami’de kılınamayan Cuma Namazının nedenleri sıralanıyor.
Tabi birde Kobani’ye geçecek Peşmergelere ülke sınırlarını açarak, bayram havasında(!) Peşmergelerin geçişlerine tanık olduk. Milli Güvenlik Kurulunda bu konuya değinilmeyip, Irak’ın mezhepsel yeni yönetiminden memnuniyet belirtilmiştir.
Bu arada iktidara gelirken 3 Y ile mücadele edeceklerini söyleyerek, 12 yıldan beri iktidarın nimetlerinden yararlananlar, 3 Y ile yoldaşlıklarını genişleterek sürdürdükleri görülmektedir.
Gelin nelerin yasaklandığına bir bakalım.
Önce şunu belirtelim. Bir kanunla veya yönetmelikle, toplumun tarihi ve ulusal bilinci, ulusal bayramları kutlama refleksi, ulusal kurtuluş savaşı sonucunda elde edilen kazanımlar, Cumhuriyet’le birlikte elde edilen kazanımlar, tarihsel hafızamız ve Atatürk unutturulmaya çalışılıyor.
* 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda: Ankara’da Anıtkabir dışında valilik ve diğer kuruluşlar tarafından Atatürk anıtlarına çelenk koyma yasaklandı. Diğer illerde vali, belediye başkanı ve garnizon komutanı dışındaki kuruluş ve partilerin Atatürk anıtına çelenk koyması yasaklandı. Yasağa uymayanlar, polis tarafından derdest edip, ilgili yerlere gönderiliyorlar.
* 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda: Milli Eğitim Bakanı tarafından Anıtkabir’e çelenk konulması kuralı kaldırıldı. Yerine özgürce kutlanılabilecek “Kutlu Doğum Haftası” etkinlikleri sürüldü. Diğer illerde Milli Eğitim Müdürlüğü dışında diğer kuruluş ve siyasi partilerin Atatürk anıtına çelenk koyması yasaklandı. Tören geçişi, tebrik törenleri, stadyumlarda gösteriler yasaklandı. Okullarda kutlanmasıyla ilgili de yönetmelikte hiçbir hüküm yer almadı. Çocukların bir günlüğüne TBMM ve diğer devlet makamlarında sembolik olarak görev yapmaları kaldırıldı. Oysaki Avrupa Parlamentosu’nda çocukların siyasetçilerin görevlerini bir günlüğüne devralmaları ve onlara sorular sormaları 2012 yılında gerçekleştirildi. Dünya bizi örnek alırken ülkemizde bu güzel gelenek ortadan kaldırıldı.
* 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda: Bakan tarafından Anıtkabir’e çelenk konulması kuralı kaldırıldı.
Diğer illerde Gençlik Spor il Müdürlüğü dışındaki diğer kuruluş ve partilerin Atatürk anıtına çelenk koyması yasaklandı.
Tören geçişi ve stadyumdaki gösteriler yasaklandı. Okullarda kutlanma olup olmayacağı yönetmelikte belirtilmedi.
Atatürk‘ün Gençliğe Hitabesi’nin okunması ve gençliğin cevabı kaldırılmaya çalışıldı! Kutlamalar için yapılan top atışları yasaklandı. Bunda haklılık payları var. Top sesini duyan çocuklar korkuyorlardı..! Samsun’dan gelen bayrağın Cumhurbaşkanı’na sunulması yok.
* 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda: İllerde vali, belediye başkanı ve Garnizon komutanı dışındaki kuruluşlar ve siyasi parti ve derneklerin Atatürk anıtına çelenk koyması yasaklandı.
* Atatürk Günleri, Tarihi Günler ve mahalli Kurtuluş Günleri’nde: Atatürk anıtlarına çelenk koyma ve İstiklal Marşı söylenmesi yasaklandı. Tören geçişi ve tebrik törenleri yasaklandı.
Ülkemizin emperyalizme ve işgalci güçlere karşı verdiği büyük kurtuluş savaşının, Cumhuriyet ve Atatürk devrimlerinin, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin, ulusal bilincimizin ve tarihi hafızamızın simgesi olan bayramlarımız değersizleştiriliyor, sönükleştiriliyor, giderek de toplumsal hafızasından siliniyor. Böyle bir yönetmeliğin yürütmesinin durdurulmasının reddine karar veren mahkemenin de, en azından ret kararının gerekçesini asıl sorumlu olduğu Türk Milleti’ne açıklamalıydı. Son dönemde mahkemelerin verdikleri kararlar ve Cumhuriyet adına görev yapan savcıların verdikleri kararlarla, kimin adına görev yaptıkları sorgulanır oldu! Ha birde iktidara tepki gelebilecek davalar hakkında hemencecik yasaklama kararı getiriliyor. sankı yasaklama gelince, halk bu olayı duymayacak ve iktidara kızmayacak gibi...
Sözün özü, ülke iyice 3. Dünya ülkesine döndürülürken, demokrasiyi bile kendilerine yontanlar, ülkenin geleceği ile istedikleri gibi oynuyorlar. Vahşi Kapitalizmin taşeronları insanların hayatını hiçe sayan uygulamaları bir bir uygulamaya koyarken, onları denetlemesi gerekenler, sorumluluktan hemen sıyrılıp, düne kadar beraber yürüdükleri yandaşlarını halkın kucağına atıyorlar.