Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

MGK'dan 'paralel yapı' ile mücadele çıktı!

MGK'dan 'paralel yapı' ile mücadele çıktı!
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk kez “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı olağan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, 10 saat 25 dakika sürdü.

Bu 28 Şubat’ta yapılan MGK toplantısından daha uzun..!

30 Ekim MGK'sı, geçmişin “Postmodern darbe”si olarak adlandırılan 28 Şubat MGK’sını geride bıraktı. Bunun nasıl bir darbe olduğunu anlamak şu anda belli değil. Tarihsel zaman içinde bu darbeyi tarihçiler yazacaktır..!

Tarihi 30 Ekim MGK'sında "paralel yapı" vurgusu yapıldı, mücadelenin devam edeceği ifadesi yer alıyor.

Peki, bu ‘paralel yapı’ ile ilgili “Kırmızı Kitap”ta mücadele edileceği yazılı değil miydi?

Sözde ‘Paralel Yapı’ ile ilgili Milli Güvenlik Kurulu kararını “Kırmızı Kitap”tan kim çıkardı?

30 kim Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan kararlar, Karaman, Ermenek’te meydana gelen maden kazasının gölgesinde kaldı.

Bakanlar ve yandaş basın maden sahibini suçlayıp, kendilerini pür-ü pak ilan ederken, Milli Güvenlik Kurulu kararları gölgede kaldı. Kazanın yaşandığı maden ocağı sahibininın eski bir AKP’li olduğu görmezden gelindi. Maden ruhsatının bizzat zamanın Başbakanı tarafından verildiği hiç yer almadı.

Sizin anlayacağınız mantık şu: Benden olsan bile yaptığın işin ucu bana dokunursa, seni kesinlikle tanımam ve seni linç edilmek üzere halkın önüne atarım!

Oysa bu kararlar ülkenin geleceği için çok önemliydi! ‘Paralel yapı’ ile mücadele ederken, Şam Emevi Cami’de kılınamayan Cuma Namazının nedenleri sıralanıyor.

Tabi birde Kobani’ye geçecek Peşmergelere ülke sınırlarını açarak, bayram havasında(!) Peşmergelerin geçişlerine tanık olduk. Milli Güvenlik Kurulunda bu konuya değinilmeyip, Irak’ın mezhepsel yeni yönetiminden memnuniyet belirtilmiştir.

Bu arada iktidara gelirken 3 Y ile mücadele edeceklerini söyleyerek, 12 yıldan beri iktidarın nimetlerinden yararlananlar, 3 Y ile yoldaşlıklarını genişleterek sürdürdükleri görülmektedir.

Gelin nelerin yasaklandığına bir bakalım.

Önce şunu belirtelim. Bir kanunla veya yönetmelikle, top­lu­mun ta­ri­hi ve ulu­sal bi­lin­ci, ulu­sal bay­ram­la­rı kut­la­ma ref­lek­si, ulu­sal kur­tu­luş sa­va­şı so­nu­cun­da el­de edi­len ka­za­nım­lar, Cum­hu­ri­ye­t’­le bir­lik­te el­de edi­len ka­za­nım­lar, ta­rih­sel ha­fı­za­mız ve Ata­türk unut­tu­rul­ma­ya ça­lı­şı­lı­yor.

* 29 Ekim Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı­’n­da: An­ka­ra­’da Anıt­ka­bir dı­şın­da va­li­lik ve di­ğer ku­ru­luş­lar ta­ra­fın­dan Ata­türk anıt­la­rı­na çelenk koy­ma ya­sak­lan­dı. Di­ğer il­ler­de va­li, be­le­di­ye baş­ka­nı ve gar­ni­zon ko­mu­ta­nı dı­şın­da­ki ku­ru­luş ve par­ti­le­rin Ata­türk anı­tı­na çe­lenk koy­ma­sı ya­sak­lan­dı. Yasağa uymayanlar, polis tarafından derdest edip, ilgili yerlere gönderiliyorlar.

* 23 Ni­san Ulu­sal Ege­men­lik ve Ço­cuk Bay­ra­mı­’n­da: Mil­li Eği­tim Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan Anıt­ka­bi­r’­e çe­lenk ko­nul­ma­sı ku­ra­lı kaldı­rıl­dı. Yerine özgürce kutlanılabilecek “Kutlu Doğum Haftası” etkinlikleri sürüldü. Di­ğer il­ler­de Mil­li Eği­tim Mü­dür­lü­ğü dışın­da di­ğer ku­ru­luş ve si­ya­si par­ti­le­rin Ata­türk anı­tı­na çe­lenk koy­ma­sı ya­sak­lan­dı. Tö­ren ge­çi­şi, teb­ri­k törenleri, stadyumlar­da gös­te­ri­ler ya­sak­lan­dı. Okul­lar­da kut­lan­ma­sıy­la il­gi­li de yö­net­me­lik­te hiç­bir hüküm yer al­ma­dı. Ço­cuk­la­rın bir gün­lü­ğü­ne TBMM ve di­ğer dev­let ma­kam­la­rın­da sem­bo­lik ola­rak gö­rev yap­ma­la­rı kal­dı­rıl­dı. Oy­sa­ki Av­ru­pa Parlamentosu’n­da ço­cuk­la­rın si­ya­set­çi­le­rin gö­rev­le­ri­ni bir gün­lü­ğü­ne dev­ral­ma­la­rı ve on­la­ra so­ru­lar sor­ma­la­rı 2012 yı­lın­da ger­çek­leş­ti­ril­di. Dün­ya bi­zi ör­nek alır­ken ül­ke­miz­de bu gü­zel ge­le­nek or­ta­dan kal­dı­rıl­dı.

* 19 Ma­yıs Ata­tür­k’­ü An­ma, Genç­lik ve Spor Bay­ra­mı­’n­da: Ba­kan ta­ra­fın­dan Anıt­ka­bi­r’­e çe­lenk ko­nul­ma­sı ku­ra­lı kal­dı­rıl­dı.

 Di­ğer il­ler­de Genç­lik Spor il Mü­dür­lü­ğü dı­şın­da­ki di­ğer ku­ru­luş ve par­ti­le­rin Ata­türk anı­tı­na çe­lenk koy­ma­sı ya­sak­lan­dı.

Tö­ren ge­çi­şi ve stad­yum­da­ki gös­te­ri­ler ya­sak­lan­dı. Okul­lar­da kut­lan­ma olup ol­ma­ya­ca­ğı yö­net­me­lik­te be­lir­til­me­di.

Ata­tür­k‘­ün Genç­li­ğe Hi­ta­be­si­’nin okun­ma­sı ve genç­li­ğin ce­va­bı kaldırılmaya çalışıldı! Kut­la­ma­lar için ya­pı­lan top atış­la­rı yasak­lan­dı. Bunda haklılık payları var. Top sesini duyan çocuklar korkuyorlardı..! Sam­su­n’­dan ge­len bay­ra­ğın Cumhurbaşka­nı­’na su­nul­ma­sı yok.

* 30 Ağus­tos Za­fer Bay­ra­mı­’n­da: İl­ler­de va­li, be­le­di­ye baş­ka­nı ve Gar­ni­zon ko­mu­ta­nı dı­şın­da­ki ku­ru­luş­lar ve si­ya­si par­ti ve der­nek­le­rin Ata­türk anı­tı­na çe­lenk koy­ma­sı ya­sak­lan­dı.

* Ata­türk Gün­le­ri, Ta­ri­hi Gün­ler ve ma­hal­li Kur­tu­luş Gün­le­ri­’n­de: Ata­türk anıt­la­rı­na çe­lenk koy­ma ve İs­tik­lal Mar­şı söy­len­me­si ya­sak­lan­dı. Tö­ren ge­çi­şi ve teb­ri­k törenleri ya­sak­lan­dı.

Ül­ke­mi­zin em­per­ya­liz­me ve iş­gal­ci güç­le­re kar­şı ver­di­ği bü­yük kur­tu­luş sa­va­şı­nın, Cum­hu­ri­yet ve Ata­türk dev­rim­le­ri­nin, çağ­daş Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin, ulu­sal bi­lin­ci­mi­zin ve ta­ri­hi ha­fı­za­mı­zın sim­ge­si olan bay­ram­la­rı­mız de­ğer­siz­leş­ti­ri­li­yor, sö­nük­leş­ti­ri­li­yor, gi­de­rek de top­lum­sal ha­fı­za­sın­dan si­li­ni­yor. Böy­le bir yö­net­me­li­ğin yü­rüt­me­si­nin dur­du­rul­ma­sı­nın red­di­ne ka­rar ve­ren mah­ke­me­nin de, en azın­dan ret ka­ra­rı­nın ge­rek­çe­si­ni asıl so­rum­lu ol­du­ğu Türk Mil­le­ti­’ne açık­lama­lıy­dı. Son dönemde mahkemelerin verdikleri kararlar ve Cumhuriyet adına görev yapan savcıların verdikleri kararlarla, kimin adına görev yaptıkları sorgulanır oldu! Ha birde iktidara tepki gelebilecek davalar hakkında hemencecik yasaklama kararı getiriliyor. sankı yasaklama gelince, halk bu olayı duymayacak ve iktidara kızmayacak gibi...

Sözün özü, ülke iyice 3. Dünya ülkesine döndürülürken, demokrasiyi bile kendilerine yontanlar, ülkenin geleceği ile istedikleri gibi oynuyorlar. Vahşi Kapitalizmin taşeronları insanların hayatını hiçe sayan uygulamaları bir bir uygulamaya koyarken, onları denetlemesi gerekenler, sorumluluktan hemen sıyrılıp, düne kadar beraber yürüdükleri yandaşlarını halkın kucağına atıyorlar.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..