MHP için "karanlık günler" başlıyor!

AK Parti, Anayasa değişikliği sürecini başlattığında, "Ak Parti 'şah' diyor" başlıkıl bloğumu yazmıştım(http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=235042

Gerçekten de, İktidar Partisi, siyasal zihniyetleri itibariyle bugünki muhalefet partilerini "mat" edecek bir hamle yapıyordu, Anayasa değişikliği paketini Meclise getirmekle...

Türkiyedeki klasikleşmiş muhalefet anlayışı, iktidarın ak dediğine kara demek üzerine kurulu bulunduğu için, Meclisteki muhalefet partilerinin hepsi, Ak Parti'nin değişiklik paketine karşı çıktılar.

Şimdi, uzlaşma muzlaşma dediklerine bakmayın; hepsi de Ak Parti'nin görüşme çağrılarına ya kapılarını kapattılar; ya da bir çay söyleyip gönderdiler.

Anlaşılan o ki, hem CHP'nin, hem MHP'nin ve hem BDP'nin beklentileri, statükonun bu değişiklik paketine yol vermeyeceği yönünde idi. İlk engelleme Mecliste yapılmaya çalışıldı ama buna güçleri yetmedi.

İkinci engel de Anayasa Mahkemesiydi tabiatıyla... Ama, AYM ince ayar babında müdahele etse de sonuçta paketi geri çevirmedi.

Şimdi, geriye tek engelleyici olarak "halk" kalıyordu. Aslında, muhalefetin hiç gelinmeyeceğini sandığı engeldi halk... Ama, olan olmuş referandum süreci başlamıştı.

CHP, kurulu düzenin temsilcisi olarak, beklenen muhalefetini yapıyordu...CHP'nin muhalefetinin anlaşılır bir yanı vardı; ama özellikle MHP büyük bir stratejik hata yaptı; CHP'nin kulvarına girdi.

Bir ölçüde muhafazakar halk tabanına dayalı MHP, tabanının aksine seçkinci elitlerin yanında savaşmayı seçti. 12 Eylül düzenin mağduru ülkücüleri, o düzenin anayasasını savunmaya ikna için yollara düştü... Büyük hata yaptı...

"MHP nasıl kurtulur"başlıklı yazımda(http://blog.milliyet.com.tr/Blogum.aspx?BlogNo=258865) Sayın Devlet Bahçeli'yi girdiği yanlış yoldan çıkmaya davet etmiş ve kendimce çıkış yolunu da göstermiştim. Fakat, bizim siyasetçiler o kadar zirvelerde duruyorlar ki, çoğu zaman aşağıdaki havalar nasıl anlamaları mümkün olmuyor.

Sayın Bahçeli ısrarla "hayır" çağrısına devam etti...İsyan eden eski ülkücüleri, şen sazın bülbülleri yerine koydu. Onların, 12 Eylül'de gördükleri işkencelerin hala yüreklerinde kopan feryatlarını duymadı.

Nihayet, halk kararını verdi. Linkini verdiğim bloğumda ifade ettiğim gibi, "hayırlar" CHP'nin hanesine yazılıyor... Boykotlar BDP'nin sayılıyor... Elbette "evet"ler de AK Parti'nin başarı hanesine yazılacak...

MHP'ye ne kaldı?... Hüsran!...

MHP yönetimi, halkı okuyamamanın bedelini ağır ödeyecek. MHP zemini oynamıştır; bundan sonraki seçimlerde önceki seçmen sayısına ulaşması mümkün değil Sayın Bahçeli ve ekibinin... Bakmayın, Sayın Bahçeli'nin "erken seçim" çağrılarına... Başbakan'ın erken seçim konusunda kararlılığını bildiği için boş atıp dolu tutmaya çalışıyor.

Şu sıralarda bir seçimi isteyecek son parti MHP olacaktır gerçekte... Çünkü, bu seçimlerden en zararlı çıkacak parti MHP'dir...

MHP, evetçi olsaydı, bugünkinden bir kaç puan daha fazla çıkacak evet oylarının paydaşı olacaktı. Bu da, açıkca görülmese de nisbi bir başarı sayılacaktı... Ancak, MHP'ye "hayırların" hiç bir hayrı dokunmamıştır, bugün...

Sonuç olarak, MHP'yi "karanlık günler" bekliyor, Türkiye aydınlığa doğru yürürken...