Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '10

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Migren

Migren
 

Migren, tüm dünyada hem kadınlarda hem de erkeklerde görülen, sık rastlanan ve ağrılı bir hastalık.
Bulantı, kusma, ışığa ve sese aşırı duyarlılık gibi belirtileri olan bu hastalık, migren`li kişi ve ailesi için genellikle çok sıkıntı verir. Migren, ataklar sırasında kişinin tüm faaliyetlerini tamamen durdurabileceği gibi, ataklar arasındaki dönemde de yaşam kalitesini azaltabilir
Kişilerin yaşamlarındaki olumsuz etkilerine rağmen, migren`i olanların çoğu tam tedavi edilmezler. Bu, bazen, migren`i olanların tedavi edilme şanslarının olmadığına inanmalarından ve bu konuda doktora gitmemelerinden kaynaklanır. Ancak daha yeni ve daha etkili tedavilerin bulunmasıyla, migren`i olan pek çok kişi için yeni umutlar doğmuştur.
Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, migren`i olan çoğu kişi, belli faktörlerin migren ataklarını “tetiklediğine” inanır. Bu tetikleyiciler arasında stres veya stres sonrası gevşeme, çok fazla veya çok az uyku, kuvvetli ışık, hava değişiklikleri ve çikolata, peynir, kırmızı şarap, kahve ve çay gibi yiyecekler yer alır. Çoğu kadında hormonal değişiklikler veya adet dönemi de migren`i tetikleyebilir, ancak ataklar başka zamanlarda da olabilir.

MİGREN ATAĞI SIRASINDA NELER OLUR?
Migren atağı dört döneme ayrılabilir, ancak migren`i olan insanların çoğu bu dört dönemin hepsini birden yaşamaz. Bu dönemler sırasıyla:

1. Uyarı Dönemi
Migren`in ilk dönemi genellikle birkaç saat sürer fakat birkaç gün de sürebilir. Yorgunluk, esneme, ruh hali değişiklikleri, bazı yiyecekler için açlık ve ışık-ses-kokulara karşı artmış duyarlılık gibi uyarıcı belirtilerdir. Yaklaşık olarak migren`i olan her 10 kişiden 6’sı uyarı dönemini yaşar.

2. Aura
Auralar beynin içinden kaynaklanan, başağrısı atağından genellikle 20 dakika ile 1 saat öncesinde oluşan belirtilerdir. Migren`i olan her 10 kişiden ortalama 2’si aura belirtilerini yaşar. Bunlar genellikle görme ile ilgili, çakan ışıklar, zig-zag çizgiler veya görmenin grileşmesi gibi problemlerdir. Aynı zamanda işitme veya konuşma problemleri, zihin bulanıklığı ve vücudun bazı bölümlerinde veya yüzde karıncalanma hissi olabilir. Aura, başağrısı başlamadan önce kaybolabilir veya başağrısı dönemine dek uzayabilir.

3. Başağrısı Dönemi
Çoğu insan için migren atağının en kötü dönemi başağrısıdır. Genellikle zonklayıcı, ağrılı ve sıklıkla da başın bir tarafındadır.
Ağrı her atakta başın bir tarafından diğer tarafına geçebilir veya başın her iki tarfında olabilir. Ağrı genellikle yürüme veya merdiven çıkma gibi fiziksel aktivitelerle şiddetlenir.
Ancak migren ’yalnızca bir başağrısı’ değildir. İnsanların çoğu aynı zamanda bulantı hisseder, bazısı da kusar. Migren`deki başağrısına eşlik eden ve sık görülen diğer belirtiler arasında, ışığa, sese ve kokulara aşırı duyarlılık da yer alır. Migren`li insanların çoğu atakları sırasında karanlık ve sessiz bir oda ararlar. Eğer hiç tedavi edilmezse, migren tipik olarak 4 saat ile 3 gün arasında sürer, ancak süre ortalama 1 gündür.

4. Ağrının Geçme Dönemi
Başağrısı durduktan ya da geçtikten sonra, migren`li insanlarda yeniden normal hissedene dek uzun süre başka belirtiler görülür. Migren atakları genellikle ayda 1 veya 2 kez olur ancak daha sık olabilir. Atakların şiddeti değişiktir ve olacağı önceden kestirilemeyebilir. Yukarıdaki 4 dönemde de her atakta genellikle görülmez. Şiddeti de değişiktir, kişinin aktivitelerini engellemeyecek orta şiddette bir başağrısından, uzun işgöremezlik yaratan şiddetli başağrısına dek değişebilir. Sıklıkla, migren`i olan kişi için iki atak birbirinin aynısı değildir.
Migren, stres yaratıcı bir durum olmakla birlikte, migren atağının sonunda geçeceğini ve daha ciddi bir şey olmayacağını anlamak önemlidir. Migren`i olan bazı insanlar, bu belirtilere yol açan daha ciddi bir şey olabileceğinden endişelenirler, ancak bu çok nadirdir.

Migren tedavisinde pek çok yol vardır. Bunlar ilaç almaktan, yaşam biçimi değişikliklerine kadar farklılık gösterir. Migren`in ilaç tedavisinde iki yol izlenir:
1. Akut tedavi (atak tedavisi)
Atak tedavisi için basit ağrı kesiciler kullanılabilir, ya da migren ataklarına özel ilaçlar alınabilir.
2. Önleme tedavisi
Özellikle ataklar çok sıksa ve yaşam kalitesini çok bozuyorsa önleme tedavisi uygulanır. Bu tedavide migren atağı olsun olmasın, her gün ilaç alınır. Önleme tedavisi atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaya yöneliktir.

YAŞAM BİÇİMİ DEĞİŞİKLİKLERİ
Migren ataklarını önlemek için yaşam biçiminizdeki bazı değişikliklerin faydası olur.
Tetikleyicilerden uzak durun!
Başağrısını tetikleyen faktörler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Migren ataklarını önlemek için alınacak önlemlerden ilki, parlak ışık, rüzgar, keskin kokular gibi tetikleyicilerden uzak durmaktır.
Düzenli egzersiz yapın!
Vücudu aşırı zorlamayan, yürüyüş, yüzme, bisiklet gibi egzersizler kaslarınızdaki gerginliği azaltır, dolaşımınızı artırır. Böylece migren ataklarınızın sıklığı ve şiddeti önemli ölçüde azalır.
Alışkanlıklarınızı sürdürün!
Düzenli uyuyun,
Düzenli yemek yiyin,
Hafta içi alışkanlıklarınızı hafta sonunda da sürdürün.


Migren Sendromları

1) Aurasız Migren (Basit Migren): Beyinde yaygın veya tek taraflı zonklayıcı baş rahatsızlığı ile karakterize, aralıklı bir sendromdur. Bu tanıyı koyabilmek için her biri 4 - 72 saat süren, dört ağrı özelliğinden en az ikisini ve ilişkili özelliklerden en az birini gösteren 5 atak gereklidir. Bu dört ağrı özelliği; tek taraflılık, zonklayıcı nitelik, orta-ağır şiddet ve rutin fizik i aktivite ile artma sayılabilir. Ataklara bulantı, kusma, fotofobi (ışıktan rahatsız olma), fonofobi (gürültüden rahatsız olma) ve/veya iştahsızlık eşlik edebilir. Aralıklarla yineleyici atakların da bildirilmiş olması gerekir. Bütün bu belirtilere rağmen yine de migrenin diğer nedenleri dışlanmalıdır.

Migren 3 günden daha uzun sürerse migren statüsü terimi kullanılır. Bazen hastayı sabaha karşı uyandırabilmekte ise de günün veya gecenin herhangi bir saatinde başlayabilir. Atakların sıklığı çeşitlilik gösterir; hayatta birkaç kez olabilirken haftada birkaç kez de olabilir. Ortalama bir migren hastası ayda bir veya iki kez baş ağrısı çekebilir. En az beş atağın aranmasının nedeni beyin tümörleri, sinüzit ve glokom ve birçok organik hastalığın migreni taklit eden baş ağrılarına neden olabilmesidir.

2) Auralı Migren (Klasik Migren): Tamamen düzelen bir veya daha fazla nörolojik belirti, auranın 4 dakikadan uzun sürede gelişmesi, auranın 60 dakikadan kısa sürmesi ve auranın ardından baş ağrısının başlamasına kadar geçen sürenin 60 dakikadan kısa sürmesi gibi sayılabilecek dört özellikten en az üçünün ve en az iki atağın olması gereklidir. Auralı migreni olan hastaların çoğunda aurasız migren atakları da görülebilir. Sıklıkla görme yarı alanı içinde geometrik biçimde olan renklerin, canlı görsel ışık dizileri şeklinde aura ile ortaya çıkmasıdır. Zonklayıcı baş ağrısı genellikle görsel bulguların karşı tarafındadır ve hastada bulantı, kusma, fotofobi, fonofobi ve iştahsızlık olabilir. Aura'lı migren görme alanı bozuklukları ve hemisensoriyel kayıp gibi geçici nörolojik bozukluklarla birlikte olur. Aura tipik ve hep aynı özellikleri gösteriyorsa, arkasından gelen baş ağrısı migrenöz özellikleri göstermese de auralı migren tanısı konabilir. Migren aurası, küme baş ağrısı gibi diğer baş ağrıları tipleriyle birlikte de görülebilir.

3) Migrenin Değişik Tipleri: · Baziler Tip Migren, · Konfüzyonel Migren, · Oftalmoplejik Migren, · Hemiplejik Migren, · Ailesel Hemiplejik Migren, · Serebral Otozomal Dominant Arteriyopati ile Subkortikal İnfarktlar ve Lökoensefalopati, · Ak Madde Bozuklukları, · Baş Ağrısız Aura.
C) Tedavi

Etkin migren tedavisi öncelikle doğru tanı konması, bunun hastaya açıklanması ve hastanın herhangi bir rastlantısal başka bir hastalığı olması durumunda buna ilişkili bir tedavi planı oluşturulması ile başlar. En rahatsız edici belirtilere en uygun müdahale şeklinin bulunması amaçlanır. Birlikte buluna hastalıklar bazen tedavi avantajı sağlarken bazen de migren tedavisinde kısıtlamalara neden olur. Migren ile birlikte en sık görünenleri inme, epilepsi, depresyon, mani, kaygı ve panik gibi psikolojik bozukluklar yer almaktadır.

Belirtiler de göz önünde bulunmalıdır çünkü tedaviden önce tanıdan mutlaka emin olunmalıdır. Belirli bir migren ilacı, migren taklidi olan bir hastada yararsız olacaktır, hatta tehlikeli de olabilir.

Farmakolojik tedaviler dışındaki tedavi yaklaşmaları arasında gevşeme, "biofeedback" ve düzenli bir yaşam sürme, yeterli uyku alma, egzersiz yapma ve sigara (ve dumanı) gibi tütünlü maddeleri bırakma/uzak durma gibi girişimler yer alır. Bunlar önemli olsa da asıl tedavi ilaçlardan oluşur. Seçilecek ilaç, baş ağrısı ataklarının şiddeti ve sıklığına, ilişkili belirtilerin durumuna, diğer hastalıklarının varlığına ve daha önceki tedavilere cevap şekline göre belirlenir. Baş ağrısının şiddetlenmesini önleyebilmek ve tedavinin etkinliğini artırabilmek için baş ağrısının mümkün olduğunca erken tedavisi gereklidir.

1) Akut Tedavi: Tedavi, atağa göre ve atağı yaşayan kişiye göre biçimlendirilmelidir. Önceki tedavi geçmişi öğrenilmeli ve başarılı/başarısız durumlar sorgulanmalıdır. Akut tedavi, baş ağrısı başladıktan sonra bunu geri çevirmeyi veya baş ağrısının ilerlemesini durdurmayı amaçlar. Değişik şekillerde akut tedavi vardır. Seçilecek ilaç, baş ağrısı ataklarının şiddeti ve sıklığına, ilişkili belirtilerin durumuna, diğer hastalıklarının varlığına ve daha önceki tedavilere cevap şekline göre belirlenir. Aşırı ilaç kullanımının veya böyle bir tehlikenin varlığı değerlendirilmelidir. Akut baş ağrısı ilaçlarının aşırı kullanılması genellikle tedavinin başarısızlığına neden olabilir. Yan etkiler de göz önünde bulundurularak ağrı şekline göre en faydalı olabilecek ilaçlarla tedavi edilmelidir.

Tedavi kişiye özel olmalıdır. Hafif-orta seviyede baş ağrıları olan hastalarda analjezikler, nonsteroid antiinflamatuar (NSAID) veya kafeinle birlikte bir bileşik faydalı olabilir. Analjezik tedavisi yetersiz olursa yedek tedavi olarak bir triptan önerilir. Hastaların geneli oral triptanları tercih eder. Eğer hızlı bir cevap alınması gerekliyse veya bulantı-kusma barizse oral dışı bir yol tercih edilir.

a) Basit ve Kombinasyon Şeklinde Analjezikler ve NSAID'ler: Hafif-orta şiddetli baş ağrıları olan hastalara basit analjezikler önerilir. Pek çok kişinin bağ ağrısı tek başına veya kafein ile kombine aspirin veya asetaminofen (parasetamol) gibi basit bir analjezikle rahatlayabilir. NSAID'ler bütün dünyada en fazla reçete edilen ilaçlar arasında yer alırken bunların kullanımı gastrik yan etkileri nedeni ile sınırlanmaktadır. NSAID'lerin yan etkileri arasında gastrointestinal rahatsızlık, petik ülser ve kanama, karın ağrısı, kabızlık, diyare, bulantı, ender olarak paradoksik baş ağrısı, başta bozluk hissi, uykuya eğilim, kulak çınlaması ve sıvı tutulması belirtilebilir.

b) Barbiturat Hipnotikler: Butalbital içerikli ilaçların etkinliğine dair herhangi bir randomize çalışma yoktur. Bu ilaçların kullanımı daha belirgin veya daha az sorun yaratabilecek bir ilacın kullanılmadığı ya da etkisiz olduğu durumlarla sınırlı tutulmalıdır. Diğer migren ilaçlarının etkisiz kaldığı durumlarda bu ilaçlar oldukça etkin olabilen yedek ilaçlardır.

c) Ergotamin ve Dihidroergotamin (DHE): Zaman zaman analjeziklerin yeterli fayda sağlamadığı hallerde veya ciddi derecede yan etkiler söz konusu olduğunda ya da maliyet sorunu ortaya çıktığında, orta-ağır şiddetli migren ataklarının tedavisinde ergotamin kullanılır. Tedavide ergotaminin etkinliğini destekleyen veriler pek tutarlı değildir. DHE'nin ergotamine oranla daha az yan etkisi vardır. Elimizdeki en iyi kanıt DHE'nin nazal şekli için mevcuttur. DHE hastaların çoğunda faydalı olduğundan baş ağrılarının tekrarlama oranı düşüktür. Bununla beraber, bulantıya veya tepki baş ağrılarına yol açma oranı ergotamine göre daha düşüktür.

Gebe kalmak isteyen kadınlar, kontrolsüz hipertansiyonu bulunanlar, spsisteki, böbrek ve karaciğer yetersizliği bulunanlar ve koroner, serebral veya periferik damar hastalığı bulunanlarda ergotamin veya DHE kullanımından kaçınılmalıdır.

d) Triptanlar: Migren baş ağrılarının tedavisinde hem güvenli hem de etkindir. İlk seçenek olarak uygun ilaçlardır. Orta- şiddetli migren atağı geçiren hastalarda uygulanabilir. Analjezikler yeterince denenmiş ve uygun cevap alınamamışsa triptanlar ile tedavi başlanması mümkün olabilir.

e) Opioidler: Epioid dışındaki ilaçlar baş ağrısında yeterli rahatlama sağlamıyorsa bunlar kullanılabilir.

2) Önleyici (Profilaktik) Tedavi: Baş ağrısı var olsun veya olmasın atak sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmak için önleyici (profilaktik) tedaviler uygulanır. Atağın öncesinde verilebileceği gibi kısa veya uzun vadeli de verilebilir. Varlığı bilinen bir tetikleyici olduğunda veya baş ağrısının öncü bir belirtisinin varlığı durumlarında da verilebilir.

Kısa süreli önleyici tedavi hastanın tetikleyici etken ile karşılaşması durumunda verilebilir. Baş ağrısı tehlikesi oluşturacak olaydan birkaç gün öncesinde (örn: belirli tarihteki etkinlik) tedaviyi uygulaması gerekir. Uzun vadeli önleyici tedavide ise baş ağrısının sıklığını azaltmak için günlük olarak uygulama yapılır ve çoğunlukla aylarca devam ettirilir. Hamilelik sırasında tedavinin risklerini aşan bir yarar beklenmiyorsa uzun vadeli önleyici tedaviden kaçınmak gerekir.

Önleyici tedavilere düşük dozla başlanır ve tedavi edici etkiler veya yan etkiler oluşana dek veya ilacın maksimum dozuna ulaşılana kadar yavaşça doz artırımına gidilmelidir. Tedavinin tam olarak denenmesi iki ile altı ay arasında sürebilir. Tedavinin etkileri genellikle tedaviye başlama tarihinden itibaren dört hafta sonra fark edilir. Kimi hastalarda tedaviye başlandıktan bir ile iki hafta sonra tedavinin bırakılması durumuna denk gelinmektedir. Önleyici tedaviden optimum fayda sağlayabilmek için hastanın analjezikleri veya ergot türevi ilaçları aşırı kullanmıyor olması gerekir.

Migren ağrıları tedavi dışı, zamanla düzelebilir. Hastaların bir kısmında ilacın kesilmesinden sonra rahatlama yaşanabilir ya da eski doza gereksinim göstermeme durumu olabilir.

3) İlaçlar: · Beta Blokerler, · Antidepresanlar, · Kalsiyum Kanal Blokerleri, · Antiepileptik İlaçlar, · Serotinin Antagonistleri, · Pizotifen, · Doğal Ürünler, · Riboflavin. Tedavi Önceliklerinin Belirlenmesi: Tedavinin hedefi, baş ağrısının ve buna ilişkin diğer belirtilerin giderilmesi ya da önlenmesi ve hastanın mümkün olduğunca normal işlevlerine geri döndürülmesidir. Bir ilacın seçilmesi onun etkinliği, hastanın tercihi ve baş ağrısı tipin, ilacın yan etkileri ve birlikte bulunan diğer hastalıkların varlığı birlikte değerlendirilerek mümkün olur. En iyi fayda-tehlike oranına sahip olan ilaç tercih edilmelidir. Tedaviye dirençli baş ağrısı durumlarında ilaç birliktelikleri yapılabilir. Bazı ilaçlar birlikte kullanılabilirken bazıları dikkat edilerek kullanılmalı, bazıları ise ağır olumsuz etkileri nedeniyle birlikte kullanılmamalıdır. Hastalara profilaktik tedavi uygulandığı hallerde bazen akut tedavi de, diğer tipteki baş ağrıları için beraberinde uygulanabilir.

D) Migren Statüsü Baş ağrısı evresi (tedavi edilsin ya da edilmesin) 72 saatten uzun süren migren ataklarına migren statüsü denir. Şiddetli ve sürekli baş ağrısı ve buna sıkça eşlik eden bulantı ve/veya kusma görülür. Migren statüsü akut bir nörolojik bozukluğa ikincil olarak da ortaya çıkabilir. Tedaviye başlanmadan önce baş ağrısının ciddi organik nedenlerinin dışlanması gereklidir.

Kaynak: www.migren.net www.hastane.com.tr/Saglik-Makalesi/migren-nedir.html

 
Toplam blog
: 103
: 459
Kayıt tarihi
: 11.07.07
 
 

Hayatta bir kez gittiğinde asla geri dönmeyecek üç şey zaman, sözcükler ve fırsat hayatta hiçbirzama..