Milas Uyku Vadisi

Didimli Doğa Yürüyüşçüleri, bu hafta sonunda Milas Uyku Vadisi’nin muhteşem doğasında yürüdüler...

Derin bir vadi ve bu vadiden akan bir çay, çay boyunu da asırlık çınar , incir , ceviz, zeytin ağaçları kaplamıştı...

Burasına neden “Uyku Vadisi” dendiğini yürüyüşe başladığınız zaman anlıyorsunuz... Su sesinin vadide yankılanan o güzel ahenkli ritmi sizin sinirlerinizi gevşetiyor, derin bir huzura erdiriyor gibidir... Derelerin geçildiği, her an dereye düşme olasılığınız tüm bu uyku tutmasına rağmen sizi uyanık tutmak zorunda bırakıyor...

Uyku Vadisine Milas – Bodrum karayolundan gidiliyor. Milas’a 15km, Bodrum’a 25 km olan Uyku Vadisi, Milas Bodrum Hava alanına ise sadece 5 km uzaklıkta bulunuyor...

Gökçeler Köyü sınırları içinde yer alan Uyku Vadisi, Doğal Park ilan edildikten sonra, çok sayıda doğa tutkununu bu bölgeye çekmeye başlamış... Bizim gibi doğa yürüyüşçülerinin yanında, bölgede piknik yapmaya gelen, dağ tırmanışı yapmak isteyen gruplara yürüyüşümüz sırasında rastladık... Bodrum AKUT”un da uygulama, tatbikat alanı olarak bu vadiyi kullandığını yürüyüşümüz sırasında gördük...

Yürüyüşümüzü İzmir, Selçuk ve Kuşadası’ndan gelen doğa yürüyüşçüleriyle birlikte yaptık...

Yürüyüşümüzün rehberi Vahap Beydi. Yürüyüşümüz, çay üzerindeki ağaçlardan derme çatma yapılmış dar köprüden karşıya geçişimizle başladı...Bu köprüden geçiş bile çok heyecanlıydı...Yürüyüşümüz, “Uyku Vadisi olarak da adlandırılan vadide “Hamzabey çayı boyunca ağaçlık bir alanda devam etti... Rehberimiz hoş bir manevrayla bizi iki kez çaydan geçirdi... Böylece ayaklarımız, dizlerimiz buz gibi soğuk suyla hayat bulmuş oldu...

Yaklaşık dört kilometrelik zor bir parkurdan sonra, beş yüz metrelik tırmanışla bir mağaraya ulaştık... Mağara, 350- 400 metre uzunluğunda ve çok sayıda galeriye sahip... Mağaraya fenerlerle girilebiliyor... Yarasaların mekân tuttuğu mağarada çok sayıda sarkıt bulunuyor... Peribacalarının ters dönmüş hallerini görüyor gibisiniz... Su damlaları mağara içini kayganlaştırdığından düşmemek için çok dikkatli olmak gerekiyor... Yaz aylarında mağaranın buz gibi ferahlatıcı bir havasının burayı bir çekim alanı haline getirdiği rehberimiz tarafından ifade edildi... .

Yılda otuz bine yakın kişinin bu bölgeyi gezdiği belirtiliyor... Gelecek dönemlerde de, özellikle doğa severlerin bu bölgeye büyük ilgi göstereceği düşünülüyor...

Doğa gezilerimizin sadece doğayla ilgili olmadığını, çevre, yaşam tarzları ve tarihle de içi içe olduğunu belirtmek isterim... Yürüyüşümüz sırasındaki tarihsel dokuları, mekanları görme olanağına da kavuşuyoruz...

Milas Uyku vadisini görmenizi ve o güzel doğada yürümenizi tavsiye ediyorum...

Didimli Doğa Yürüyüşçülerinin bir üyesi olarak, bu yürüyüşün yapılmasındaki titiz, disiplinli ve özverili liderliğiyle, Türker Ertuncay Bey’e teşekkürler ediyorum...

24 Nisan Pazar Günü, Magnesia- Antik Roma Yolu- Naipli Parkurunda buluşmak dileğiyle..