Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '11

 
Kategori
Siyaset
 

Milletin Atatürk'e hitabesidir

Milletin Atatürk'e hitabesidir
 

2011 yılının 10 Kasım’ında durum, hiç olmadığı kadar vahim, ürkütücü ve gergindir

Halk, milli egemenliğin kıyısından uzaklaştırılmış, geçim endişesinin dipsiz kuyusu içine yuvarlanmış, umudunu kaybetmiş, hukuka, Devlet’e ve Anayasal kurumlara olan güvenini büyük ölçüde yitirmiş, gergin bir bırakılmışlık içindedir...

Görsel ve yazılı medya, sindirilmiş ya da satın alınmıştır.

Ekonominin kontrolü, tümü ile emperyalist odakların egemenliğine terk edilmiştir.

Toplumsal muhalefetin sözcü ya da önderleri, ya hapistedir ya da çok önceden çizilmiş çizgilerin arasına hapsedilmiş olan bir gündeme sıkıştırılmış biçare bir konumdadır…

Özelleştirilmiş ve büyük ölçüde yabancıların kontrolüne girmiş olan televizyon kanalları, dizi ve magazin afyonu ile halkın dimağını tıka basa doldurmakta ve toplumsal bilincin devşirilmesi yönünde önemli işlevler üstlenmektedir.

Bağımsızlık ve cumhuriyetimize kasteden düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir saldırganlığın temsilcisi durumuna gelmişlerdir.

Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş… Ve silahların namluları, cumhuriyetin ve devrimlerin anayasal bekçisi [koruyucusu ve kollayıcısı] durumunda olan Ordumuza çevrilmiş bulunmaktadır.

Memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olmasa da, Dünyanın en saldırgan askeri gücü topraklarımızda [istediği yere ve dilediği gibi] konuşlanmış, kendi çıkarları doğrultusunda bu askeri gücü kullanmakta tümü ile başıboş ve kontrolsüz bırakılmış durumdadır.

Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanların gaflet ve dalalet içinde oldukları, yürütmekte oldukları politikalardan açıklıkla anlaşılmaktadır…

Ve hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini, “Yeni Dünya Düzeni” denen stratejinin ilmikleri ile bağlantılı oldukları dış güçlerle birleştirerek, onların talimatları doğrultusunda politika üretir hale gelmişlerdir.

Millet, [bu ortam içerisinde] fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş bir durumdadır...

Ancak, biliyor ve iman ediyoruz ki!..

İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifemiz; Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır!..

Ve yine inanıyoruz ki!..

Muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Evet, Gazi Paşa!..

Atatürkçü olmayı, Türk Devrimi’nin temel prensiplerine yürekten bağlı olarak… Bu ilkelerin hayata geçirilmesi için yürütülecek kesintisiz mücadelenin bir neferi olmak biçiminde anlıyor… Ve seni, bu düşüncelerle, bu imanla ve bu bilinçle bir kez daha anıyoruz…

Ruhun, milli varlık ve bütünlüğümüze armağan olsun!..

farukhaksal@superonline.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:

www.soruyusormak.com

www.dnm-ler.com

www.kitlecizgisi.com

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..