- Kategori
- Sosyoloji
Milletvekili yemini
“Bir ulusun büyüklüğü,
Nüfusun çokluğu ile değil,
akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla
ölçülür.”
Viktor Hugo
07.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 81. maddesindeki yemin metniyle saatlerce gerçekleşen ant içme töreni, aşağıdaki sözcüklerden oluşmaktadır.
“ Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
Karınca kararınca bu metnin değerlendirmesini yapalım:
1-Metin, uzun cümlelerden oluştuğundan,
2-Kimi sözcüklerin Türkçe, kimilerinin Arapça-Farsça olduğundan,
3-“inkılâp” sözcüğü milletvekillerinin % 90 tarafından yanlış okunduğundan,
4-Soluk aldırmaksızın ard arda gelen sözcüklerde anlam bozukluğu olduğundan,
5-Her ant içme töreninde onlarca milletvekillinin eksik ya da yanlış okuduğundan ve yemini tekrer ettirme söz konusu olduğundan,
6- Bu metin, acemi ya da beceriksiz kalemlerin ürünüdür. Türküz, dilimiz Türkçe diyoruz. Ne ki Türkçe öğretmenlerinin 100 üzerinden ancak 30 puan vereceği nitelik ve niceliğe sahiptir.
Hal böyle olduğundan mı yoksa siyasetin gereği mi bilemiyorum, yemin sonrasındaki dönemde milletvekillerinin büyük bölümü, yeminlerine sadık kalmamaktadır. Ayrıca yeminin özüne uyulmamaktadır! Acı ama gerçek değil mi? kendi kararlarından sorumluluk alıp, aldığı kararlardan hesap vermeye hazır olmak, kendi hayatından başkasını sorumlu tutup, suçlamaktan çok, hem de pek çok farklıdır. Kendi hayatından sorumluluk almak gerçekten önemli bir başarıdır. kendi kararlarından sorumluluk alıp, aldığı kararlardan hesap vermeye hazır olmak, kendi hayatından başkasını sorumlu tutup, suçlamaktan çok, hem de pek çok farklıdır. Kendi hayatından sorumluluk almak gerçekten önemli bir başarıdır.
Kimi değerleri kaybettik. Günlerdir de bulamıyoruz kanısındayım. Yazımızı kısa ama anlamlı bir fıkrayla konumuzu noktalayalım:
“Suya sormuşlar:
'Seni kaybedersek, nasıl bulacağız?'
'Eğer bir şırıltı duyarsanız, ben oradayım.' demiş.
Ateşe sormuşlar:
'Seni kaybedersek nasıl bulacağız?'
'Eğer bir yerde duman görürseniz, işte ben oradayım.' demiş.
Sıra ahlaka gelmiş, aynı soruyu ona da sormuşlar, ahlak cevap vermiş:
'Beni kaybederseniz asla bulamazsınız!”
*