Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '14

 
Kategori
Tarih
 

Milli Mücadele Gerçeği; İslam Alemi’nin Milli Mücadele’ye verdiği destek ve hayal kırıklığı (5)

Milli Mücadele Gerçeği; İslam Alemi’nin Milli Mücadele’ye verdiği destek ve hayal kırıklığı (5)
 

Tartışmak gelişmek, kör noktaları görmektir. Tartışma ortamı olmayan, tartışmayan ülkeler, körler-sağırlar ülkesi'dir.


I. Dünya Savaşı galiplerinin (İşgalcilerin), “Yok” mertebesine indirecekleri Osmanlı İmparatorluğu’ndan o dönemde ne oldu da; “Yeni bir Devlet” kurulmasına izin verildiği açıklandıktan sonra şimdi de, “Resmi Tarih”te nerede ise hiç bahsedilmeyen, İslam Alemi’nin bize (zor günlerimizde) yaptığı yardımlar ve bu yardımların etkileri anlatılacaktır.

Konuyu detaylara inerek, bir blog ortamı formatından uzaklaştırmamak için bilgiler, başlıklar halinde verilmektedir. Meraklıları dilerlerse, belirtilen kaynaklara ulaşarak detayları öğrenebilirler.

...

Milli Mücadele’de “İslam Birliği”,  Mücadele’ye Şeyh Senusi’nin (*) katkıları

Mustafa Kemal Paşa’nın kontrolünde yayınlanan, Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nin, (1919'da, Sivas şehrindeki ismi; İrade-i Milliye’dir. ** Bu isim, Ankara'da "Hakimiyet-i Milliye olmuştur.) 17 Kasım 1920 Tarihli nüshasında;

-“Suriye’de, Irak’da, Anadolu’da düşmanlara karşı şiddetli bir mücadele devam ediyor”

cümlesiyle başlayan bu yazının altında “Şeyh Senusî Hazretleri’’nin Ankara’ya ulaştıkları ve istasyonda birçok kişi tarafından karşılandıkları haberi vardır.”

-‘Irak arabları da Türkler ve Suriyeliler gibi İngilizlere karşı mücadele için Necef’de bir hükümet-i müstakile tesis ediyorlar.”Hâber metninin başlangıcında ise Avrupa zulmünün bütün şark milletlerini uyandırdığı, her tarafta zâlimlere karşı tertibat ve teşkilat yapıldığı, her tarafta zulme isyan eden mazlumların bütün kuvvet ve kudretleriyle zâlimlerle uğraştığı belirtilmektedir.” (1)

“Bu haberin altında,

Bir tezahür” başlığı altında, evvelki gün Ankara’ya gelen Şeyh Senusî’nin öğleden sonra Büyük Meclisi ziyaretleri esnasında, Meclis’de “Necef” de teşekkül eden Irak geçici hükümetinin mektubu okunmakta ve İslamların birliği kutsanmaktadır. Oturum kapandıktan sonra Şeyh Senusî kürsüye çıkarak İslam birliği için dua eder.” (2)

Bu ifadelerden öğrenilen, Milli Mücadele’nin, sadece Anadolu’da (Türkler tarafından ) değil, Irak ve Suriye hakları (ile, aşağıda açıklandığı gibi Hintli Müslümanlar) tarafından (kendi bağımsızlıkları için) yapıldığı gerçeği ile Ortak Mücadele’nin, “İslam Birliği” ( kapsamında Halifenin işgalcilerin elinden kurtarılması) anlayışında sürdürüldüğüdür. Ki, bu –Sultanı/Halife’yi esaretten kurtarma ) düşüncesi, 19 Mayıs 1919 tarihinden, 1920 sonlarına kadar Mustafa Kemal Paşa tarafından da savunulmuştur.

Şeyh Senusi Konusunda sözü Mustafa Kemal Paşa’ya bırakıyoruz;

-“..Bütün âlem-i İslâmın (islam dünyasının) hürmet ve muhabbetini hakkıyla kazanmış olan bu tarikati ve onun mümtaz (seçkin) mümessilini (temsilcisini). Riyasetinde bulunduğum (başkanı olduğum) TBMM nâmına hürmetle selâmlar ve kendilerine dâvamıza gösterdikleri necip (soylu) alâka ve bizi bu yolda mücadeleye devam hususunda vaki teşviklerinden dolayı minnetle anarız. Afrika’nın en tabiî reisini en salâhiyatdar (yetkili) hükümdarını ve bize mazideki (geçmişte- ki) emsalsiz (benzersiz) mücadeleleriyle rehber olmuş Senusîleri de burada kalbimizden gelen en büyük takdir ve takdis (kutsama) hissleriyle alkışlarız. Şeyh hazretlerinin âlem-i İslama ifa buyuracakları (yapacakları) hidemati (hizmetleri) şimdiye kadar sebkat etmiş (geçmiş) hizmetlerinden üstün olacak ve bu sayede İslâmın yegâne ümidi olan TBMM hükümeti, bütün dünya nazarında (gözünde) büyük bir mevki ihraz edecektir (kazanacaktır). Kendilerini ve necib milletlerini gerek şahsım ve gerek TBMM nâmına şükranla selâmlar ve teşekkürlerimi arz ederim.(25.11.1920) (3)

Şeyh Senusi’nin destekleri konusunda Mustafa Kemal Paşa ne demektedir;

“...bu sayede İslâmın yegâne ümidi olan TBMM hükümeti, bütün dünya nazarında (gözünde) büyük bir mevki ihraz edecektir (kazanacaktır)”.

...

Ve İlk Meclis hangi duygular altında, hangi mesajlarla açılmıştır?

“Nihayet, Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan Cuma günü açılması kararlaştırılarak o gün yüce milletvekilleri ile beraber küçük büyük bütün hükümet memurları ve memleketin eşrafı Hacı Bayram Veli câmi-i şerifinde toplanmaya atılarak ve büyük bir cemaatle Cuma namazının kılınmasından sonra, önde Lihye-i Saadet (Hz. Peygamberin sakalı) ve Sancak-ı şerifi taşıyan bir âlimler ve şeyhler heyeti tekbir ve tehlillerle müminlerin kalblerine ruhanî hazlar saçtıkları hâlde alay ile Büyük Millet Meclisi dairesine varılmıştır.

Yüce Meclis’in kapısında güzel bir dua ile kurbanlar kesilmesinin ardından herkes içeriye girmiş ve hz. Peygamberin sakalı ve sancağı büyük bir saygı ile başkanlık kürsüsü üzerine konularak zaten cami-i şerifte başlamış olan Kuran hatmi ile Buhari-i şerif okumasının son kısımları uğur getirmesi için orada tamamlanmış ve hâlin ve zamanın gereklerine uygun bir duanın ardından başkan Sinop meb’usu Şerif Bey reislik mevkiine çıkmasıyla Büyük Millet Meclisi açılmıştır.

İlk TBMM’nde vekiller, Mustafa Kemal Paşa dâhil, “hilafet ve saltanat ile vatanın ve milletin kurtuluşu ve istiklâlinden başka maksat gütmeyecekleri’ne yemin etmişlerdir.

TBMM’nin ilk işlerinden biri, halife padişaha sadakat arz eden bir bildiri yayınlamak olmuştur.’’ (4)

 “Büyük Millet Meclisi’nden atabe-i hâkipâye (yüce eşiğin ayak toprağına takdim kılınan (sunulan) ariza (yazı, dilekçe)”. Metin

“Halife ve Hakan-ı akdesimiz efendimiz" (Mukaddes halife ve hakanımız) diye başlıyor ve

-“Padişahımız! Kalblerimiz hiss-i sadakat (sadakat duygusu) ve ubudiyetle (kulluk bağlılığı ile) dolu, tahtınızın etrafında her zamandan daha sıkı bir rabıta ile toplanmış bulunuyoruz. İçtimaatın (toplantıların) ilk sözü halife ve padişaha sadakat olan Büyük Millet Meclisi son sözünün yine  bundan ibaret olacağını südde-i seniyelerine (yüce eşiklerine) en büyük  tazim (saygı) ve huşu ile arz eder.”

28 Nisan, Büyük Millet Meclisi emriyle Mustafa Kemal (5)

...       

Aynı gazetenin 13 Mayıstaki manşeti:

‘Büyük Millet Meclisinin İslâm Âlemine hitabesi”

‘9 Mayısta Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek dâhile (içe) ve hanede (dışta) neşrine (yayılmasına) karar verilen beyanname sureti.’ Mustafa Kemal imzası taşıyan metin şöyle sona eriyor:

-“Selâm ve hidayet her zaman din kardeşlerimizin üzerine olsun.”

18 Mayıs’da gazetenin birinci sayfası ‘Âlem-i Islama hitabe’ye ayrılmıştır. ‘Büyük Millet Meclisi Şer’iye Encümeni (komisyonu) tarafından tertib olunarak (düzenlenerek) Meclis heyet-i umumiyesince (genel kurulunca) bittasvib (tasvib edilerek, benimsenerek) memleketin bilcümle aksamına (bölgelerine) neşri (yayını) karargir olan (kararlaştırılan) beyanname (bildiri).”

TBMM’nin tahsisatı ile yayınlanan bu gazetenin o dönemdeki nüshaları baştan sona tetkik edilirse, neredeyse bütün haber ve yazıların yoğun dinî unsurlar içerdiği açıklıkla görülür. 

Büyük Millet Meclisi’nin ilk işlerinden biri olan Mustafa Kemal imzalı “Memleketebeyanname’sinde, Padişaha ve Halifeye isyan edildiğinin yalan olduğu, aksine padişah ve halifeye bağlı olunduğu yemin billah edilerek ifade edilmektedir:

“Millet Meclisi halife ve padişahımızı düşman tazyikinden (baskısından) kurtarmak, Anadolu’nun parça parça şunun bunun elinde kalmasına mâni olmak. Payitahtımızı (başkentimizi) yine anavatana bağlamak için çalışıyor. Biz vekilleriniz, Cenab-ı Hak ve Resul-i Ekrem’in namına yemin ederiz ki, padişaha, halifeye isyan’ sözü bir yalandan ibarettir ve bundan maksat vatanı müdafaa eden kuvvetleri, aldatılan Müslümanların bırakarak elde etmektir.” 

BMM’nin “Memlekete beyanname”si, düşmana yardın edenlere Allah’ın lanet etmesi niyazı ile sona ermektedir:

-“Allah’ın laneti düşmana yardım eden hainler üzerine olsun. Rahmet ve tevfiki (yardımı) halife ve padişahımızı, millet ve vatanı      kurtarmak için çalışanlar üzerinden eksik etmesin”!(6)

 

Yukarıdaki ifadelerden anlaşılması gereken;

-Milli Mücadele’nin başarısında, İslam ve İslam Alemi’nin desteğinin arandığıdır.

Bu bölümü bitirmeden; 14 Eylül 1919 tarihli İrade-i Milliye Gazetesi’nde yayınlanan bir telgrafa yer verelim;

...

Telgrafı gönderen; Üçüncü Ordu Müfettişi, Yaver-i Hazret-i Şehriyarileri Mustafa Kemal”,

Telgraf gönderilen; “Zat-ı Şahane” (Sultan Vahdettin),

Telgrafın çekildiği yer; Havza, Tarih 14 Haziran 1919.

İçerikte Mustafa Kemal Paşa, Sultan Vahdettin’le son görüşmelerini hatırlatıyor padişaha ve şöyle diyor:

-“ Huzurdayken İzmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, yani ülkenin sizin öncülüğünüzde millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları şu an gibi hatırlıyorum.” (7)

 

Mustafa Kemal Paşa Sultan Vahdettin'e çektiği tegrafında ne demektedir;

'Toplantıda bana, sizin öncülüğünüzde Milli Mukaddes bir kudretle bu vatanın kurtarılacağı ilhamı'dır..

Devam edecek;

-Milli Mücadele’nin en büyük destekçilerinden Hint Müslümanları’nın yardımları ve hayal kırıklıkları

www.canmehmet.com

Resim; web ortamından alınmıştır.

Açıklamalar;

(*) Ahmed eş-Şerif es-Senusi (1873-1933 ), Afrika'da sömürgeci İngiliz, Fransız ve İtalyan güçlerine karşı direnen dinsel hareket Senusiyenin önderi.. Ahmed eş-Şerif, I. Dünya Savaşı'nın sonunda (Osmanlı Sultanı) V. Öehmed'in çağrısı üzerine İstanbul'a gitti. Burada İslamcı çevrelerin etkisinde kaldı.    Sivas'ta düzenlenen bir  İslam kongresine başkanlık etti. Senusi ailesinin en önemli üyelerinden biri olarak, Mustafa kemal Paşa tarafından Büyük Millet Meclisi'ne davet edildi. Mustafa Kemal'in büyük bir övgüyle söz ettiği Ahmed Şerif Senusi, Anadılu'da halkın Milli Mücadele'ye  katılması için vaazlar verdi.  (^El İzaatül Arabiye'den El-Türkiyye'ye..-Abdullah Muradoğlu) Alıntı kaynağı; http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmed_e%C5%9F-%C5%9Eerif_es-Senusi

(**) Irâde-i Milliye gazetesi, Heyet-i Temsiliye’nin Sivas’ta çalışmalarının sürdürdügü 8 Eylül 1919-13 Aralık 1919 tarihleri arasında 16 sayı yayınlanmıştır. Ankara’da, Heyet-i Temsiliye yayın organı Hâkimiyeti Milliye (10 Ocak 1920) tarihinde yayın hayatına katılmıştır. Bu iki zaman dilimi arasında Irade-i Milliye dört sayı daha yayınlanmıştır. Hâkimiyet-i Milliye’nin yayınlanmasından iki gün sonra (12 Ocak 1920) Irâde-i Milliye’nin 20. sayısı neşredilmiştir. Milli Mücadele’nin yeni yayın organı, Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin (10 Ocak 1920) tarihinde yayınlanmasına kadar geçen zaman zarfında Irâde-i Milliye gazetesinin ulusal kimliğini muhafaza etmiştir.” (Alıntı;Dr. Fatih M. DERViŞOGLU)

Kaynaklar;

(1) İSTİKLÂL SAVAŞININ ÖRTÜLEN TARİHİ, D. Mehmet Doğan, DÎN ADAMLARI VE ŞEYH SENUSI NASIL ALDATILDI? Sahife, 43 (Derin tarih yayınları tarafından verilen kitaptan)

(2-3) A.g.e. Sahife, 43

(4) heyet-i Temsiliye’nin yayın organı olan Hâkimiyet-i Milliye’nin 1 mayıs 1920 tarihli manşeti: Zişan Halifemiz efendimize milletinin sadakati” (Şanlı halifemize milletinin bağlılığı).

(5) "İSTİKLÂL SAVAŞININ ÖRTÜLEN TARİHİ"

(6) Hâkimiyet-i Milliye, 28.4.1920 (Alıntı, a.g.e)

(7)Kaynaklar ve daha fazlası için bakınız; http://www.canmehmet.com/irade-i-milliye-gazetesinde-yazilanlar-tarihimizi-degistirir-mi.html

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..