Milliyet Blog'da, yolumun yarısı... 500. Blogum...

Burada, ilk yazım: " Kayseride bir Kadın öldü " yayınlandığında, ben: " Acaba haftada 3 yazı yazabilir miyim? " diye düşünmekteydim. Halbuki, Milliyet Blog sayesinde farkettim ki, ben kendi yazma potansiyelimin %50'sinden bile haberdar, kendi yazı çapımın yarısından bile emin değilmişim...

Milliyet Blog'da yazmam, hiçbir işe yaramasa bile - ki nelere yaradığına hepimiz şahidiz. - kendi yazı kalibremin farkına varmamı sağladığı için, bu blogu kuranlara, yönetenlere çok teşekkür ederim.

Zaman ilerledikçe, kendime, yazılarıma olan güvenim geliştikçe, kendim için, - 3 yılda 1000 blog yazmak - hedefini koydum. Okuduğunuz bu yazı, yazdığım 508.yazım... Yayınlanmış da 500. blogum olacak inşallah.

Bu, şu demek, benim için... Bu yazımla, Milliyet Blog'ta süren yazı yolculuğumun, kendi hedeflerim açısından, yarısına gelmiş bulunuyorum.

Yıllar önce, ekonomik nedenlerimin zorlaması yüzünden, en kestirmeden hayata atılıp para kazanmak zorunda kalmıştım. İletişim fakültesinde okuduğum ve gazeteci olmak istediğim halde, yıllarca yazılı medyanın reklam bölümünde çalışarak hayatımı kazanmıştım.

Ancak, Milliyet Blog, beni 8 şubat 2011'de yayınladığı ilk yazımla, yazarı ilan ederek, bana - profesyonel yazar - olabilme yolculuğumun  ilk fırsatını vermiş, gönlümdeki hedefime ulaşabilmem için bana büyük destek vermişti. O günkü mutluluğumu bugün bile anlatabilmeme imkan ve ihtimal yok!

Ve ben, profesyonel bir köşe yazarının en azından, - haftada 6 yazı yazabilecek - entellektüel birikime, yazınsal ve düşünsel yeterliliğe sahip olması gerektiğine inandığımdan, bu 3 yıllık süreyi, profesyonel yazar olabilmem için, en ciddi deneyimim kabul ediyorum. Bu konuda, isteyen istediğini düşünebilir.

Ve yeri gelmişken, sadece beni bağlayan şu düşüncemi de izninizle belirtmek isterim: Eğer 3 yılda, kayda değer 1000 yazı yazar da, hala profesyonel bir yazar olmayı başaramazsam, demek ki, düşündüğüm kadar da etkili düşünme, etkili yazma yeteneğine sahip değilim.

Ve 1000 yazı yazdığım halde, hedeflediğim gibi, iyi bir yazar olamazsam, kimselerin bir şeyler söylemesine gerek kalmadan, adam gibi köşeme çekilip oturmasını da bilirim.

Bugün, yazılı basında yazan, çizen, görev alan sayısız arkadaşım var. Biliyorum ki, onlardan bana bu konuda yardımcı olmalarını rica etsem, ama az, ama çok bir yerlerde yazabilirim.

Ancak böyle bir davranış, ne hayat felsefeme yakışır, ne de ben, gidip kendim için bu türden ricacı olmayı gururuma yedirebilirim.

Milliyet Blog, bu bakımdan da, yazı hedeflerime kendi bileğimin gücü, kendi alın terim, kendi düşünce işçiliğimle ulaşabilme olanağı tanıması, beni hiçkimseye muhtaç etmemesi bakımından da inanılmaz derecede güçlü ve güvenli bir hale getiriyor beni. Bir teşekkür de bunun için ederim.

Bugün buradan rahatça söyleyebilirim ki, 1000. yazımı yazdığım halde, profesyonel yazar olabilmek açısından bir yerlere gelememişsem eğer, bu durumun sorumluluğunu da tümüyle ve yanlızca kendimde arayacağım.

Burada, Milliyet Blog'ta, 500.yazısı yayınlanmış bir yazar olarak, en büyük, en içten dileğim, her yazanın da, her yazarın da bütün yazı ve hayat ideallerine kavuşabilmesi, hakkını verdiği her hedefe ulaşabilmesidir.

Ben, " profesyonel yazar olma " hedefime ulaşmak için, elimden gelen her şeyi yapacağım. Çünkü ben, yaşam şanslarını, insanların kendilerinin belirlediğine inananlardanım.

Ya siz? Ya siz neye inanırsınız?

Not: Yazıda kullanılan görsel www.99webtasarim.com adresinden alınmıştır.