- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Milliyet Blog yazarlarının haberleri, Ulusal TV kanallarının “Haber” lerinin çoğuna 10 basar!

internet
Evet, arkadaşlar bu tezimde hakikatten iddialıyım. Bir kere bizim içimizdeki orta ve ileri yaşta ki insanların yaşayıp gördüğü bir hayat tecrübesi var. Milliyet blog yazarlarının (çoğunlukla) yazılarına yansıttıkları konular, kulaktan duyma konular olmayıp, kendileri tarafından birebir yaşanılmış tecrübe edilmiş olaylardır.
Özellikle buna dikkat çekmek isterim. Okuyucu bir gazetedeki köşe yazarının yazısına lehte veya aleyhte bir yorum yazmış olsa, yazar; cevap için okuyucuya dönmez. Dönmediği gibi muhatap bile almaz! Genellikle böyledir. Oysa okuyucu; Milliyet Blog yazarına yorum yazma ve anında cevap alma ve hatta konu üzerinde tartışma yapma hakkına hemen sahip olur!
Ülkemizin veya Dünyanın herhangi bir yerinde haber değeri olduğuna inandığımız bir olaya şahit olur olmaz bu haberi yayın yönetmenimize danışmadan sayfalarımızda yayınlama imkânımız, bizi diğer habercilerden daha hızlı ve avantajlı kılıyor.
Şayet güvenir üyelik konusu ile alakalı istisnai bekletme durumu olmasa; bugün TV ler’de ve gazetelerde çıkan haberleri halk, ilk olarak Milliyet Blog yazarlarının kaleminden okuma şansını daha fazla elde edecektir!
Televizyonlardaki haber kanallarında, elinde mikrofon ve kamera ile bulundukları ortamdan haber yaratma peşindeki genç habercilerin çırpınışları; şahsen bana çok komik geliyor!
Örneğin balıklar hakkında hiçbir bilgisi ve tecrübesi olmayan genç haber spikerinin yaptıkları haberler evlere şenlik. Rastgele mikrofonu ağzına tutturdukları balıkçılar tarafından işletiliyorlar! Art niyetli insanların söyledikleri saçma sapan lafları izleyiciye haber diye sunmaları, kendilerini küçük düşürmekten başka bir şey değil!
Yeminle; son aylarda balıkçılık konusunu işleyip yayınlayan haberlerin %90 nı, yapılan haberlerin yayınlama iznini benden alamaz!
Türkiyenin en önde gelen TV haber kanalları ve en ünlü haber sunucuları dahi balık konusunda tıpkı sorumlular gibi çuvallıyorlar. Doğru soruları soramamaları, izleyicileri oturdukları yerde delirtiyor. Aynı haberin içinde mikrofonu uzattığı kişi “balık bol kıyamet gibi, hamsi, istavrit, lüfer çinakop palamut torik gani gani, balık yok diyenlere kapak olsun” diyor.
Aynı haber spikeri görüntü değiştikten sonra aynı haberin içinde balık pahalı muhabbeti yapıyor. Halka uzatılan mikrofonlara halk, “balık pahalı her zaman alıp yiyemiyoruz” diyor.
Aynı haber kanalı bir ay sonra aynı kişiyle tekrar röportaj yapıyor ve balık durumunu soruyor. Bu kez kişi, denizdeki mola yapmış tekneleri gösterip “inşallah balıkla dönerler ve fakir fukara balık yer” diyor.
Aynı spiker aynı kişiye “hani balık bol demiştiniz o balıklar nerede?” diye sormuyor.
&&&
Diğer genç spiker tüm dünyayı kasıp kavuran kara kışın ülkemizde de en etkili olduğu bir günde, kar yüzünden yolda kalmış araçlar ve insanlar üzerinden haber yapıyor. Haberi öyle bir sunuyor ki sanırsın savaş muhabiri (!)
Genç kardeşimiz belli ki o heyecan ve aksiyonu yakalamak için kendi aralarında oynadıkları kartopu oyunundan hemen sonra nefes nefese mikrofonu eline alıp yola çıkmış; “ha işte bakın sayın izleyiciler bakın, burası da buz (!) görevliler (ayaklarının altını gösteriyor) buraya da tuz atmayı unutmuşlar! Devam ediyor...
-Evet, sayın izleyiciler bakın yolda kalmış arabaları görüyorsunuz, yetkililer buraya tuz dökmeyi unutmuş (!) araçlar kayıyor, ileri gidemiyor, yolcular arabadan inmiş bu karda bu kışta evlerine gitmeye çalışıyorlar...
-Efendim siz ne zamandan beri yoldasınız?
Yolcu mikrofonu görmüş: NERDE BU DEVLET
Bu kez mikrofonu yolda bekleyen bir aracın şoförüne uzatıyor.
-Efendim siz kaç saattir yolda bekliyorsunuz?
-Şoför; BU NE REZİLLİKTİR? İki saattir yolun açılmasını bekliyoruz.
Vallahi haber de haberciler de evlere şenlik! Sevgili genç haberci kardeşim. Bu yaptığınız haber midir Allah aşkına. Tamam, hükümeti sevmiyor olabilirsiniz ve onu baltalamak için her fırsatı değerlendirmek için can atıyor olabilirsiniz onu anladık da - karda yürüyor iz bırakıyorsun yaaa!
Senin yaşın kadar kartopu oynadım ben yeğenim!
Sorsana bakalım o zerzevatlara günler öncesinden televizyonlar, radyolar, gazeteler bas bas bağırdı; havalar soğuyacak, kar yağacak, yollar kapanacak, özel arabası olanlar mümkünse yola çıkmasın, çıkanlar da mutlaka kar lastiklerini taksınlar ve yanında zincir bulundursunlar demediler mi? Dedileeeer
Öyleyse “neden zincirsiz kabak lastiklerle yola çıktın?” diye sorsana kardeşim SORSANA?
Hükümete giydirmek için soru sormak, marifet değil, acizlik, beceriksizlik, tecrübesizlik, zavallılıktır! Yapacaksan önce adam gibi habercilik yap! Adam gibi izleyicinin aklına gelen soruları sor! Bu kadar yanlı haber yaptığınız sürece, değerli zamanımı çaldığınız için ben de size giydirmekten geri kalmayacağım bilesiniz!
&&&
Diğer taraftan başka bir haber spikerimiz mandaları haber yapmış anlatıyor. Son anda bu habere yetişip kameramı çalıştırdım.
Spiker anlatıyor:
Haberin başından birkaç saniye öncesini kaçırdığım için sanırım spiker kaybolan mandalarını sayıma çıkan köylü aileden bahsediyor.
-“ ... şu anda hayvanları bulmak çok güç, ailemiz sayıma çıkıyorlardı biz de onlarla birlikte ormana geldik. Ama bakın dört tane mandayla karşılaştık, üç yavru ve annesiyle beraber şu anda beslenmeye çalışıyorlar. Ancak sizin de gördüğünüz gibi yerler karla kaplı; maalesef hiç de alışık olmadıkları otlarla (!) beslenmeye çalışıyorlar!
Ağaçlardan yaprak yemeye çalışıyorlar...
- Normalde yer mi, hayvanlar?
Hayvanların sahibi...
- Mecbur kalınca yiyorlar... açlık falan (!)
-Normalde ne yiyorlar?
- En fazla ot...
Ancak ormana gittiğimizde ot bulmak için hayvanların araziye dağıldığını gördük... sürü halinde yaşayan hayvanların çoğu açlığın da etkisiyle arazide kaybolmuştu.
- Ö.. ailesi ile birlikte yaklaşık bir saattir ormanın içinde geziyoruz, şu anda yaklaşık 20 tane manda bulabildik. Daha yüz, yüz elli tane manda kayıp durumda aile sayıma devam ediyor.
Hayvan sahibi oğluna sesleniyor...
- Oğlum ekmekler burada ekmekleeeer
Deh deh deh deh
Mandaların çoğu şimdi ormanın derinliklerinde kayıp eğer belediye ahır izni verirse onları tek tek toplayacaklar...
-Ne kadar para kaybediyorsunuz günde... Sağmadığınız için bu hayvanları?
- Ya günde 300-400 para kaybediyoruz !!!
(Bu paralar nasıl para acaba 10 para 100 para!)
Derme çatma bir çiftlikte üreticilik yapmaya çalışan Yavuz Ö.K (!) aynı zamanda atları da besliyor, atlara da bakıyor at yetiştiriciliği yapıyor. İşte 35 at var burada, ancak onlar da kışın beslenmekte güçlük çekiyorlar (!)
Çiftlikte sadece manda değil at üreticiliği de yapılıyor. Benzer dertler bu hayvanlar için de geçerli. Atlar için ahır sorunu yok ancak üretici son günlerde mandalarından gelir elde edemediği için maddi sıkıntıda. Ö... ailesi parasızlık yüzünden atlarını da yeterince besleyemiyor. Karakış sadece insanları etkilemiyor, dondurucu soğuk doğal yaşamı da vurdu. Şehirdeki sahipsiz hayvanları da kilyostaki mandaları, köpekleri atları da...
Ve beni sinir küpü yapan bu haber nihayet bitti! ÖÖÖÖ geldi yani...
&&&&&&&
İşte gördüğünüz gibi sırf haber olsun diye yapılan haberler, sırf mikrofonun başında bir adam olsun diye işe alınan tecrübesiz haber spikerleri!
Lüferin yavrusu çinakopu seçeneklerin içinden es geçip “İstavrit” diyen üniversite mezunlarımızı yarın öbürsü gün gıda bakanı veya yardımcısı olarak görürsek inanın hiç şaşırmam!
20 tane mandası bulunmuş, daha da geride sayısını bilmedikleri kadar (100-150) mandası, 35 tane atı, koyunu, keçisi tavuğu olan bir ailenin parasız kalması kadar saçma bir haber olabilir mi? Bir mandanın, bir atın maddi değerinin kaç lira olduğunu neden sormazsın be haberci kardeşim? Mandaları ve atları ahırda bakmanın maliyetini neden sormazsın be haberci kardeşim?
Mandalardan ahırda mı, yoksa ormanda salma mı bakıldıklarında daha kârlı olunur diye neden sormazsın be haberci kardeşim? Bir mandanın senede ne kadar süt verdiğini, ahırda bakılırsa ne kadar yem yiyeceğini neden sormazsın be haberci kardeşim?
Cin olmadan adam çarpmaya kalkan o üreticimize!
Aslında: Manda yiyecek seçmez. Ne verirseniz yer. Meradan severek yararlanır. Yazın gölet kenarlarında, dere kenarlarında sazlık kamışlık yerlerdeki sert otları kolayca yer
Kışın da hem kolay hem ucuza beslenir. İyi kalite olmasa bile kuru otları, korunga, mısır sapı, arpa-buğday sapı ve saman gibi ucuz ve basit yemleri kolayca yer.
Selüloz dediğimiz sert maddesi fazla olan, katı yemleri sever. Yumuşak yemlerden hoşlanmaz. Karnının doyabilmesi için ille de sert yiyecekler ister.
Aslında: Mandalar merada çok rahat ederler. Çeşitli bitkileri yerler, açık havada serbestçe gezinebilirler, sıcakta batağa ve suya girip serinlerler. Kışa gelinceye kadar derileri kendini kış mevsimine göre hazırlar, kalınlaşır. Daha çok kılı tüyü olur, soğuk onlara bir şey yapmaz. O nedenle merada besleme çok ekonomik ve kolay olur...
DESENE BE HABERCİ KARDEŞİM?
Biz izleyicileri daha ne kadar saf yerine koyacaksınız? O üretici daha konuşmasını bilmiyor ama sizin saçma sapan sorularınız karşısında mağduru oynuyor. Nerden bakarsan bak bir milyoner o! Sana kalsa yardım toplayacaksın milletten.
Bak sana Talip abin bir ipucu versin ve bir dahaki sefere piyangodan haber yapacağın zaman nerden başlayacağını iyi bil. Örneğin mandayla ilgili bir haber yapacaksan ve hiçbir bilgin yoksa cep telefonun kulaklığını tak ve haber merkezine bağlan ve orada bulunanlardan mandalar hakkında acil bilgi iste
Haber merkezinden birisi ile devamlı bağlantıda kal. Merkezden sana mandalar ile alakalı buldukları bilgileri aktarırlarken sen kulağına gelen bu bilgiler ile üreticiye sorman gerekenleri sor. Sen üreticiye doğru soruyu sorarsan işin şekli değişir. Kendinle alay edilmesine izin verme. Bizim de kıymetli zamanımızı boş yere alma!
Ben çocukluğumda günlerce manda aramaya giderdim. Bu gün halen bizim köyümüzde yaz kış manda ve karasığırlar ormanda salma gezer. 10 salarsın 20 gelir. Bazen bir ikisini kurt yer ama aldırmaz eloğlu! Süt için besicilik yapanlara ahır lazım, et için besicilik yapanlara bedava orman lazım!
Ben olsam o üreticiye basarım cezayı neden mi?
Nedenini hadi öğren de gel kardeşim...
M.Talip Girgin