- Kategori
- Gündelik Yaşam
Mıncıkla bırak başkası alsın; meyve ve sebzeyi manavda markette ben seçmeyim tarlada seçip getirin

Kerim Korkut düzeni bu. Ama maşallah kimse üzerinde durmuyor. Ben olayım sebzeye meyveye müşterinin elini sürdürmem. 9 çocuk anası Zehra karısı pazarda domates seçiyor. Seçerken seyretsen o tezgâhtan bir şey almazsın. Haspam ellerini yıkamamış, kara kara. Sanki veledinin sümüklü burnunu sıkıyor, parmağı domatesin içine geçiyor. Her sıktığını da almıyor. Bir kilo domates alıyor, bir kasayı mıncıklıyor. Domateslerin şekli değişiyor. O gidiyor Ayşe karısı geliyor. O da sıkıyor. Manavda böyle. Anlı şanlı marketlerde böyle.
Bir fırından ekmek alıyorum. Sıcak mı diye bakıyım dedim. Fırın sahibi ekmek satan kadını “niye dokunduruyorsun, alırsa alır” diye bir fırçaladı. Bir daha ekmeği hep o fırından aldım. Kerim Korkut düzenleri yazılarımızı okuyanlar bilir. Meyve sebze tarlada/bahçede bu işin görevlileri tarafından seçiliyor. En iyisi vatandaşın tüketimine ayrılıp “Taşıma birimi” tarafından tüketim merkezlerine “aynı gün ulaştırılıyor. Kullanılmadan önce tekrar seçiliyor; eziği, çürüğü ayrılıyor. Seçildikten sonra tarlada kalan da atılmıyor; meyve suyu, turşu vs değerlendiriliyor.
Olması gereken bu. Sen topla getir eziği, çürüğü, olmamışı… Üstelik bir de 9 çocuklu Zehra karısı kapkara elleriyle mıncıklasın… Kerim Korkut düzenlerinde meyve sebze dalından koparıldığı gün seçilip ayıklanarak başka hiçbir yere değmeden sizin ağzınıza değiyor. Hayat budur. Bugünkü düzende pazardan aldığımız meyveyi sebzeyi eşeğin önüne koyduk yemedi. Hayallerimizi anlatmıyoruz, olmayacak şey değil bunlar.