Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Mini etekli tehlike

Çocuklarımı götürdüğüm parkta, onlar neşe içinde oynarken ben hayatı gözlemliyorum.

İşte gözüme takılan bir olay:

Genç ve güzel bir hanım çocuğuyla birlikte geliyor. Şuh giyimiyle ve tavırlarıyla hemen dikkatleri topluyor üzerine. Küçük yavrusunu kovalarken, topuklu ayakkabısı ve kısa eteğiyle epey zorlanıyor. Ama eteğinin uçuşmasından da epeyce hoşnut. Çocuğundan daha şen şakrak tavırları, çocukla ilgilenmek bahanesiyle ordan oraya koşuşturması dikkat çekmeyecek gibi değil. Gözlemlemeye devam ediyorum bende çaktırmadan. Çocuğunu salıncakta sallayan genç ve mazbut bir beyfendi de ister istemez, kaçamak bakışlarla süzüyor hanımı. Hanım amacına ulaşıyor. Şimdi ikinci aşamaya geçiyor. Kendisini süzmekte olan beyin çocuğunu salladığı salıncağın hemen yanındaki salıncağa oturuveriyor, ani bir hareketle. Güzel bacaklarını olabildiğince sergilerken, bir yandan yavaş yavaş sallanıyor bir yandan da cep telefonuyla oynuyor. Bu arada minik yavru ne olup bittiğini anlamadan annesini izliyor şirin şirin. Adamda cep telefonunu çıkarınca, benim zehir hafiye sezgilerim olup biteni şıp diye anlıyor. Kadın telefonun numarasını yazıyor, av konumundaki adam da tepeden bakıp kaydediyor numarayı. Sonra, kadın adama davetkar bir bakış atıp' sözde 'çocuğuyla ilgilenmeye devam ediyor. Bakışmalar hız kazanıyor. İnanamıyorum. Bir kadın ve bir adam, üstelikte çocuklarının gözü önünde, hemde hiç konuşmadan mercimeği fırına veriveriyorlar.

Sonra ne mi oluyor? Hiç beklenmedik süpriz bir son...

Bizim mazbut görünümlü, ama iki bacak görünce gözü hiç bir şeyi görmeyen beyfendi, biri tarafından gözlendiğini de farketmiyor. O biri ben değilim elbet. Yani bende gözlemliyorum ama tarafsız gazeteci gözüyle. Adam öyle kaybetmiş ki kendini, yolun karşısına biraz önce gelen ve kendini izleyen diğer hanımı farketmiyor. Hanım arabadan bağırıyor: "Ahmeeet gel buraya" Adının Ahmet olduğunu öğrendiğim bey telaşlanıyor, çocuğu salıncaktan indirmeye uğraşıyor, çocuk aksilik yapıyor, "Biraz daha babaaa" diyor. Adam kekeliyor, geveliyor, çıkmaya uğraşıyor parktan. Arabadaki eşi olduğunu tahmin ettiğim bayan tekrar bağırıyor öfkeyle: "Çabuk çocuğu al gel diyorum sana". Sigara yakmayı da ihmal etmiyor. Diğer hanımsa hiç bişey yokmuş gibi çocuğuyla oyuna devam ediyor. Nihayet adam, karizma yerle yeksan, giriyor arabaya. Bağırışmalar yükselirken arabadan, kadın basıyor gaza...

Mini etekli, kendini anne zanneden hanım, eğleniyor olmanın ya da işini yapmanın huzuru içinde evine dönüyor.

Ben de bir park anımı sizinle paylaşmak istedim, paylaştım. Varın düşünün siz de; kadın erkek ilişkilerinin basitleşmesini veyahutta anne baba olmanın kişiye neler yüklemesi gerektirdiğini...

 
Toplam blog
: 47
: 793
Kayıt tarihi
: 17.10.09
 
 

Yaşıyorum, yaşadıkça öğreniyorum, öğrendikçe düşünüyorum, düşündükçe çözümlüyorum, çözümledikçe y..