Minicik Vietnam ABD'yi dize getirdi! Peki ya biz?

 

20. yüzyılın 30 senesi Vietnam'ın küresel güçlere karşı direnişi ve savaşı ile geçti....

 

İngiltere'nin Çin'i sömürgeleştirmesinden sonra, Çin-Hindi (Kamboçya-Laos-Vietnam) olarak bilinen bölge 19. yüzyıldan itibaren Fransa tarafından sömürgeleştirildi: Köylüler katledildi, evlerinden kovuldu, sürüldü, topraklarına el kondu. Fransız sömürgeciliğine karşı muhtelif  tek tük ayaklanmalar olduysa da somut bir başarı elde edilemedi. 

 

Ancak, Çin devrimini örnek alan komünist liderlerin halkı bilinçlendirmesi ve örgütlemesiyle başlayan ulusal başkaldırı  sömürgecileri 1945 yılından itibaren sarsmaya başlar. Böylece küresel güçlere karşı 30 yıl sürecek olan amansız bir savaş başlamış oluyordu.

 

SSCB ve Çin'den silah desteği alan ve halkın sevgilisi haline gelen Vietnamlı komünist lider Ho Şi Minh "Ho amca" karşısında Fransızlar tutunamazlar.  2 Eylül 1945'te ülkenin kuzey bölgesinde bağımsız Vietnam cumhuriyeti ilan edilir.

 

ABD başkanları Roosevelt ve Truman'dan 15 milyon dolar silah yardımı almalarına rağmen Fransız birlikleri Vietnam ordusu karşısında başarılı olamaz ve 1954 yılında teslim olurlar. Eisenhower döneminde ise 1956'da Vietnam ikiye bölünür. Kuzeyde Ho Şi Minh'in bağımsız hükümetine karşı güneyde ABD-Fransa'nın desteklediği kukla Diem hükümeti kurulur. 

 

1961 yılında Güney Vietnam'ın başkenti Saygon'un ziyaret eden Başkan Kennedy'nin yardımcısı Johnson   kukla Diem'i büyük bir coşkuyla Asya'nın Winston Churchill'i ilan eder!! Güney Vietnam'da ülke çapında kutlamalar ve şenlikler düzenlenir!  

 

Ancak, bir süre sonra sorunlar başgöstermeye başlar: Diem'in baskıcı bir politika izlemesi, yönetime kendi yakınlarını ve akrabalarını getirmesi, yolsuzluklar, dinsel ayrımcılık halktaki tepkilerin artmasına neden olur.  Güney Vietnam halkı da yavaş yavaş silahlanarak Vietkong direniş cephesini kurar. 

 

2 Kasım 1963'te Diem askeri bir darbeyle devrilir ve öldürülür. Bu tezgahın Güney Vietnamı Kuzeye karşı daha çok kışkırtmak  amacıyla CIA tarafından kurgulandığı yıllar sonra ortaya çıkacaktır. 20 gün sonra da ABD başkanı J. F. Kennedy 22 Kasım 1963 günü bir suikast sonucu öldürülür. Aynı gün yerine yardımcısı Lyndon B. Johnson geçer.

 

Johnson'un başa geçmesiyle savaşta hızlı bir tırmanış gözlemlenir:  Kuzey Vietnam devriye botlarının  bir Amerikan savaş gemisine   ateş açmalarını gerekçe gösteren ABD 1965 yılında büyük bir  saldırı başlatır.  "Uçan Kale" denilen B-52 ağır bombardıman uçaklarıyla  başkent Hanoi ve Kuzey Vietnam ağır bir şekilde bombalanır. 

 

1915 Çanakkale bozgunundaki kayıplarından ders almamış olan Avusturalya ve  Yeni Zelanda devletlerinin paralı  askerlerinin yanı sıra Güney Kore, Filipinler, Tayland askeri birlikleri de ABD'nin yanında doğrudan savaşa katılırlar.  Eski sömürgecilerden İngiltere ve Almanya da ABD'ye destek verirler. 

 

ABD'nin o kadar gözü dönmüştür ki sadece kentler, köyler, sivil halk değil, binlerce dönüm ormanlık arazi, doğa, hayvanlar ve fauna da Napalm bombaları ile yakılır, yok edilir. Fırsatını bulsalar Japonya'ya yaptıkları gibi buraya da 1-2 atom bombası atmayı düşündüklerine kesin gözüyle bakabiliriz. Dünya kamuoyu, Çin ve SSCB'nin kararlı tutumu bu girişimi engelledi sanırım.

 

Tüm dünya bu orantısız güç kullanımını seyrederken 1966 yılında İngiliz filozofu Bertrand Russell öncülüğünde kurulan  "Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi"  Vietnam'da ABD tarafından işlenen savaş suçlarını araştırmak ve insanlığa duyurmak amacı ile faaliyete geçer.  Stockholm ve Kopenhag toplantılarıyla ünlenen, 18 ülkeden temsilcilerden oluşan mahkeme dünya çapında büyük ilgi görmüş ve yankı uyandırmıştır.  Üyeleri arasında Jean Paul Sartre, Simone de Beauvoir ve Türkiye İşçi Partisi başkanı Mehmet Ali Aybar gibi barışsever aydınların bulunduğu Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi yayımladığı sonuç bildirgesi ile Amerikan Hükümetinin Vietnam halkına soykırım uygulamaktan suçlu bulunduğuna oybirliği ile karar vermiştir...  

 

1968'de Ho Şi Minh karşı saldırıya geçer.  Savaşı kaybedeceğini anlayan ABD Başkanı Nixon 1973'te ateşkes antlaşmasını imzaladıysa da kısa süre sonra savaş yeniden başlar. Buon Ma Tuot ilçesinin ele geçirilişi bir nirengi noktası olur: Kuzey Vietnam savaşı kazanacağına ve "Kağıttan Kaplan" ABD'yi dize getireceğine artık inanmaya başlamıştır. Sonunda 30 Nisan 1975'te Vietnam ordusunun Saygon'u ele geçirmesiyle savaş sona erer. 

 

Görüldüğü gibi ABD'nin teknolojik açıdan üstün olması ve son sistem silahları  acımasızca kullanması Vietnam halkını yıldırmamıştır. Tam tersine halktaki ulusal bilinç ve öfke iyice artmış ve minicik bir ülke 30 yıl süren ölümcül bir mücadeleden sonra koskoca ABD'yi dize getirmeyi   başarmıştır. Peki ya biz? Biz ne yapacağız? Ne yapmalıyız? Ne dersiniz?