- Kategori
- Tarih
Kanunsuz suç ve ceza olmaz

resim:Google
‘‘Güvenlik ve adalet işleri ile ilgili usul ve kanunlarda;
kolaylık, çabukluk, açıklık ve kesinlik esas olmalıdır.’’
K.Atatürk
Vatandaşların huzur, güven içinde yaşamasını,
Birbirleriyle ilişkilerini sağlar hukuk kuralları.
Devletin yapısı ve ilkeleri, toplumun ihtiyaçları,
Çağın gerekleri şekillendirir onları.
Hukukta anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik,
Yazılı olup hepsi s i s t e m a t i k.
Bir zamanlar kanunlarıyla ünlüydü Osmanlı,
Gerilemede her şey gibi hukuk da çok başlı.
Kurtuluş için yapılan demokrasi hareketleri,
Hukukta hep azınlık ve yabancıları gözetmişti.
Toplum çok mezhepli, Mecelle Hanefiydi,
İçtihat kapısı kapalıydı III. asırdan beri.
Oysa Kur’an-ın lafzı statik, anlamı dinamikti.
Çağın koşulları ve topluma göre uygulanabilirdi.
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz!” ilk ilkeydi,
Mevcut örfi kanunlar çok gerisindeydi.
Kadın haklarına hiç önem verilmemişti,
Toplum mimarının kanunda yoktu değeri.
Türkiye Cumhuriyeti millî, çağdaş, lâikti,
Huzur için hukukta da sağlamalıydı birliği.
I
Anayasa
Savaş ortamında yetersiz kalınca Kanun-u Esasî,
20 Ocak 1921’de hazırlandı Teşkilât-ı Esasî.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi,
Yasama, yürütme, yargı yetkileri meclisindi.
Savaş ortamı gerektirdi Kuvvetler Birliğini,
Kararların hemen alınıp, uygulanması önemliydi.
Padişahın durumu etkiliyordu yeni rejimi,
Yetkiler mecliste olduğundan adı Meclis Hükûmeti.
Yeni anayasa billurlaştırdı inkılâbın ilkelerini,
Kuvayı Milliye ruhuna resmi bir kimlik verdi.
23 maddeye ayrı bir madde ekli idi,
İki aşamaya dayalıydı seçim sistemi.
Zaferin kazanılmasında büyüktü etkisi,
Cumhuriyet’in ilânıyla gördü ilk değişikliği.
I.maddeye devletin rejimi eklendi:
“Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.”
1924’te başlayan yenilikler değişimi gerektirdi,
20 Nisan’da kabul edildi ikinci Teşkilât-ı Esasî.
Devletin demokrasi ilkelerine değer verildi,
Bireyci, hürriyetçi, hukukî, siyasî ideoloji etkiliydi.
Millî egemenlik, tek meclis temel ilkeydi,
Meclisten parlâmenter hükûmete bir köprü idi.
Yumuşak bir kuvvetler ayrılığı özelliğiydi,
Milli egemenlik ve meclisin üstünlüğünü geliştirdi.
Ayrı bir önem taşıyordu kamu hürriyetleri,
Sonraki yıllarda çok değişiklik geçirdi.
1928’de lâikliğe aykırı kararlar kaldırıldı.
1931’de seçim yaşı 18’den 22’ye çıkarıldı.
1934’te kadınlara seçme-seçilme hakkı tanındı.
1937’de altı ilke, toprak reformuyla donatıldı.
II
Medenî Kanun
Hukuk düzeninin temeli Medeni Hukuktur.
Devlet lâikleşirken kanunlarda olmalı uygun.
Borçlar, aile, miras, kişilerle eşyalar arası mülkiyet,
Kişilerin birbirleriyle yaptıkları çeşitli işlemler,
Gelişmelerden çok etkilenip değişim istiyordu,
Her devletin Medeni Hukuku’nu oluşturuyordu.
Fransız İhtilâli’yle gelişti bu hukuk Avrupa’da,
Lâikleşmek isteyenler başladı örnek almaya.
Aynı dinden olmadığı halde başvurup Almanya’ya,
Kısa sürede uygarlıkta ilerledi Japonya.
Osmanlı Devleti’de Mecelle adlı kanunu yaptı,
İnsanlarla eşyaları kapladığından etkisi azdı.
Birkaç borç ilişkisi de vardı içinde,
Ama çok yetersiz kalıyordu yeni devlete.
Yargılama yöntemleri de pek ilkeldi,
Kadı tek yargıç olup keyfi hareket ederdi.
Yabancı uyrukluları kollayan kapitülasyonlar,
Hukuk birliğini bozup, çöküşü hızlandırdılar.
Hukuk birliği temellerindendi millî devletin,
Medeni Kanun çok gerekliydi Türkiye için.
İsviçre Medeni Kanunu öncekilerin sentezi,
Açık kavramlar, pratik, akılcı çözüm özelliği.
Borçlar Kanunu ile çevirildi Türkçe’ye,
1 Ekim 1926’da girdi yürürlüğe.
Türk hukukunu karar ve yorumlarıyla millileştirdi,
Aile hayatına sosyal-ekonomik eşitlik getirildi.
Aile toplumun temeli sayılarak devletçe korundu,
Çocukların iyi gelişmeleri için yükümlülükler kondu.
Tek kadınla evlilik resmi nikahla sınırlandı,
Boşanma hakkı kadına da tanındı.
Kız ve erkek çocuklar arasında miras adaleti,
Kişilerin birbirleriyle ve mallarla ilişkileri düzenlendi.
İtalyan Ceza Kanunu ile kapatıldı yargı boşlukları,
Ticarette Alman Kanunlarından yararlanıldı.
1926’da Kara, 1929’da Deniz Ticaret Kanunu,
Ekonomik ilişkileri rahatlatan bir soluk oldu.
Türk Medenî, Ceza ve Ticaret Kanunları,
Hukuk sistemine çağdaş bir nitelik kazandırdı.
Aile çağdaş ve demokratik kurallara dayandırıldı,
Toplumda mutlu ve güvenli bir dönem başladı.
Cins, ırk, din ve mezhep ayrılıkları kalktı
Hak ve ödevlerde eşit oldu Türk vatandaşları..
Batılıların koruma bahanesiyle Hıristiyanları,
Türkiye’nin iç işlerine karışma imkânı kalmadı.
***
Ayten Dirier : Cumhuriyetin Destanı-III,
Hukuk Alanında İnkılâp