Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '09

 
Kategori
KOBİ
 

Misafir işçilikten küresel girişimciliğe (2. Bölüm

MİKRO İŞLETMELERE GENEL BAKIŞ

1.1. İşletme Tanımı

İşletmeler ekonomik sistemin temel brimleridir. İşletme insan gereksinimlerinin karşılanması için mal ve/veya hizmet üretiminin gerçekleştirildiği, kar amacı taşıyan veya kar amacı taşımayan iktisadi birimdir. KİT veya bir bakkal dükkanı birer işletmedir. Başkalarının gereksinmelerini karşılamak üzere, pazarı olan ve pazarda fiyatı oluşan ekonomik mal ve hizmetleri ortaya koymak ve sahibine kar sağlamak amacını güden işletmeyi girişim olarak adlandırıyoruz. Böylece işletmeleri; ilave edilen bu sıfatlarla girişim sayılan ve sayılamayan işletmeler olarak iki grupta ele alıyoruz. Örneğin ev işleri, bazı devlet işleri pazarı ve fiyatı olan mal ve hizmet üretmediklerinden birer işletme sayılırlar; ancak girişim olamazlar. Bir girişimden ancak gereksinimleri karşılamak üzere iktisadi mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirilmesi için üretim faktörlerini bir araya getiren girişimci sayesinde bahsedilebilir. ([4])

Fransız maden mühendisi Henri FAYOL İşletme tanımına ilk bilimsel biçimi veren işletme bilimcilerinden biridir. İşletmeleri mal ve hizmet çeşidi yönünden Endüstri İşletmeleri, Ticari İşletmeler ve Hizmet İşletmeleri olarak üç grupta toplamak mümkündür.

Büyüklüklerine göre de işletmeler;

1. Mikro İşletmeler

Mikro-Şahıs İşletmeleri

Mikro İşletmeler

2. Küçük üşletmeler

3. Orta Büyüklükteki İşletmeler

4. Büyük işletmeler

Büyük İşletmeler

Çok Büyük İşletmeler olarak dört ana grupta ele alınmaktadırlar.

1.2. Mikro İşletme Tanımı (AB ve Dünya)

Birleşmiş Milletler Örgütü 2005 yılını; dünyadaki yaklaşık 1 Milyar olarak tahmin edilen yoksulların sayısını yarıya indirmeyi hedefleyen 10 yıllık bir kalkınma programının başlangıç yılı olarak MİKROKREDİ yılı ilan etti.

AB bu kalkınma programı ve finansman çalışmaları paralelinde MİKROKREDİ kulanıcılarının tanımını yaptı. 1996’dan bu yana yaşanan enflasyon ve daha yoğun teknoloji kullanımı ile birlikte emek verimlilğindeki artış, ölçek belirleme kriterlerinin yeniden tesbit edilmesini gerekli hale getirdi. Genel kabul gören söylemle KOBİ’ler içinde tanımlanan küçük ve orta büyüklükteki işletme tanımlamalarına ilaveten, dilimizde bir kesimi Küçük Esnaf ve Sanatkar olarak adlandırılan girişimler, MİKRO İŞLETMELER olarak tanımlandı. Bu yeni tanımlamaya göre KOBİ kapsamındaki işletmeler iki grup olarak değil, üç grupta ele alınacaklar.

AB, Mikro işletmeleri bir taraftan çalıştırdıkları işçi sayısına göre diğer yandan yıllık cirolarını dikkate alarak ayrıştırmaktadır. Bu durumda çalıştırdığı işçi sayısı 40 olup, bilanço değerleri veya yıllık cirosu 10 milyon Euronun üzerinde olan işletmeler Orta Büyüklükte İşletmeler katagorisinde ele alınabilmektedir.

Aşağıdaki tablo ([5]) AB tarafından 1996 yılında kabul edilmiş tanımlama rakamları ile AB Avrupa Komisyonu tarafından 8 Mayıs 2003’de kabul edilerek, 1 Ocak 2005’den itibaren yürürlükte olan yeni kriterleri birlikte gösteriyor.

Tablo 2. KOBİ İşletme Büyüklüğü Kriterleri

SME thresholds – <ı>KOBİ İşletme Büyüklüğü Kriterleri

Enterprise category

İşletme Tipi

Headcount (unchanged)

<ı>Çalışan Sayısı

Turnover – <ı>Yıllık Ciro

<ı>Milyon Euro

or Balance sheet total

veya Bilanço değeri Milyon Euro

Medium-sized

Orta Büyüklükte

50 – 249

= € 50 million

(in 1996: 40 million)

= € 43 million

(in 1996: 27 million)

Small –<ı>Küçük

10 – 49

= € 10 million

(in 1996: 7 million)

= € 10 million

(in 1996: 5 million)

Micro-<ı>Mikro

0 – 9

= € 2 million

(not previously defined)

(1996’da belirlenmemişti)

= € 2 million

(not previously defined)

(1996’da belirlenmemişti)

(5)Kaynak: (Commission of The European Communities 08.05.2003, S. 39, 01.01.2005’de yürürlüğe girdi)

Eurostat, 3 Nisan 1996 tarihli AB Komisyonu kararlarındaki bu tanımdan hareketle, AB istatistiklerini aşağıdaki işletme büyüklük grupları itibariyle düzenlemektedir:

Tablo 3. Eurostat tanımına göre İşletme Grupları

<ı>İşletme Ölçeği

<ı>Altgrup

<ı>Çalışan sayısı

Mikro İşletme:

1. Grup (Mikro)

0

2. Grup (Mikro)

1 – 9

Küçük İşletme

Küçük

10 – 49

Orta Büyüklükte

Orta

50 – 249

Büyük İşletme

1. Grup (Büyük)

250 – 499

2. Grup (Büyük)

= <>

Bu kategorizasyon, girişimciliğe karşı geliştirilecek finans politikalarından, antibürokratik önlemlerin alınmasına, kredi koşullarının belirlenmesine kadar bir çok alanda yol gösterici klavuz rolü oyanayacaktır.

Iff <ı>(Institut Für Finanzdienstleistungen e.V., Rödingsmarkt) Enstitüsü tarafından (Studie über Kleinunternehmen und Banken in der Krise (Reifner/Groessl/Krüger Nomos 2003) yaptırılan araştırma yeni bir tanımı gündeme getirmiştir. Enstitünün çalışmasına göre; ÇALIŞANGİRİŞİMCİ (veya ARBEITSUNTERNEHMER = İŞÇİGİRİŞİMCİ – İŞÇİİŞLETMECİ olarak düşünülebilir.) olarak adlandırılabilecek, bu mikro işletmelerin sayıca önemli bir çoğunluğunu oluşturan bu kesim şahsen ve aynı zamanda ailesinin diğer üyeleriyle birlikte doğrudan üretimde bulunmakta ve çalışmaktadır. Bu kendinde işçi ve işveren olarak her iki özelliği birden barındıran girişimciler sadece işletme sermayesine sahip olmakla kalmıyor, hem işletmeyi yönetiyor hemde bizzat üretime katılıyor. Dolayısıyla yıllık ciro ve çalışanlar sayısının birlikte dikkate alınması gerekiyor. Sözkonusu araştırma AB tarafından yapılan tanımlamanın pratikte özellikle de bankacılık alanında, kredilendirme konularında herhangi bir iyileştirme getirmediğini, açıklığa kavuşturulması gereken birçok noktanın daha olduğunu iddia ediyor.

1.2.2 AB’de Tarım İşletmelerinin Yapısı ve Mikro Tarım İşletmeleri

­AB geneline bakıldığında aslında tarım alanında da işletmelerin istihdam ve diğer kriterler bakımında mikro işletmelerin ağırlıkta olduğu görülebilir. Dr. G. Keskin‘in 2000 Genel Anket sonuçlarına (Charlier, 2002) dayanarak verdiği sayılara göre; ([6])

<ı>‚- AB’de 6, 8 milyon tarım işletmesi bulunmaktadır.

<ı>- Bu işletmelerde 6, 3 milyon kişi, ‘ istihdam edilmektedir.

<ı>‚- İşletmelerin %12’sinde 2 veya daha fazla EİB (erkek işgücü birimi) (bu işletmelerin %30’u Lüksemburg, %36’sı Hollanda’da bulunmaktadır) bulunurken,

<ı>- %63’ünde 1 EİB’den daha az işgücü bulunmaktadır.‘

<ı>- Tüm işletmelerin %3’ü tüzel kişiliğe sahip,

<ı>- %1’i grup işletmesi ve

<ı>- %96’sı şahıs işletmesidir.

<ı>- %96 paya sahip 6, 5 milyon şahıs işletmesinin %24’ü kadınlar tarafından işletilmekte.‘

1.3.1. Mikro İşletme Tanımı - Türkiye

Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ), mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmeler olarak sınıflandırıldı. <ı>2005 / 9617 Karar sayılı Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik, 18.11.2005 tarih, 25997 sayılı Resmi Gazete´de yayımlandı. Yönetmelik 20.11.2005 tarihinden itibaren 6 ay sonra yürürlüğe giriyor.

Buna göre;Hesaplarının kapanış tarihinde, işletme sınıfları ve KOBİ vasfı belirlenirken dikkate alınan kriterlerden herhangi birini, birbirini takip eden iki hesap döneminde de kaybeden veya aşan işletmeler sınıf değiştirecek veya KOBİ vasfını kaybedecek.

KOBİ´ler çalisan sayıları veya mali bilgilerinin tespitine yönelik olarak, diğer işletmeler ile olan sermaye veya oy hakkı ilişkilerine göre de ´bağımsız işletmeler, ortak işletmeler ve bağlı işletmeler´ olmak üzere üçe ayrılacak.

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelik ile yukarıda verdiğimiz AB tanımına kıyasla KOBİ’ler daha kapsamlı olarak ele alınmış olup özellikle kredi taleplerinde ve kredilendirmelerde işletme vasıflarının nasıl birçok kritere bakılarak belirlemelerin yapılacağı, hangi durumlarda büyüklük vasıflarının ortadan kalkacağı veya başka katagoriye dahil olunacağı açıklığa kavuşturulmuştur.

KOBİ tanımında artık imalatçı olmak gibi bir şart aranmıyor. Bugüne kadar sadece imalat sanayi işletmelerine hizmet ve destek veren KOSGEB de Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra imalat dışındaki sektörlere de hizmet verebilecek. Ayrıca KOBİ denilince aklımıza bütünlüklü bir birim gelmemeli. KOBİ tanımlaması ve kapsamı içinde güncel yeni tasnifiyle üç farklı cins ve özellikte işletme çikmaktadir karşimıza. Bunlar; Mikro ölçekli işletmeler, küçük ölçekli işletmeler, orta ölçekli işletmeler olarak sınıflandırılmakta. Parçalı durumu kendiliğinden içinde bulunan, bu KOBİ tanımı ve bu sınıflamalar, tanımlama yapmayı daha da zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte yapılan ayrımlar arasındaki sınırların ne olduğu (Örnegin mikro işletme ile küçük işletme arasındaki istihdam, ciro, hisse payı vs ölçütleriyle oluşan sınırın ne olacağı gibi) konusunda oluşan ayrılık ve ihtilaflar daha da çesitlenmektedir. Örnegin bu durum AB-Türkiye çerçevesinden bakıldığında daha net anlaşilabilir. Avrupa Birliği mikro işletmeler için yıllık ciro sınırını 2 milyon euro olarak kabul ederken, Türkiye´de Devlet İstatistik Enstitüsü rakamlarıyla bu sınır 1 milyon euro olarak belirtilmektedir. Benzer şekilde Avrupa Birliği, orta ölçekli işletme olma ölçütünü, yıllık cirosu 40 milyon euro´nun altında kalan işletmeler olarak belirlerken, Türkiye´de DİE ölçütlerine göre bu rakam 25 milyon euro olarak gösterilmektedir. (Küçük işletmeler için de aynı durum mevcuttur, AB 10 milyon euro´nun, Türkiye ise 5 milyon euro´nun altında yıllık ciro yapanları küçük işletme olarak kabul etmektedirler.) ( Arşiv 0602 )

Böylece her geçen gün ulusal ve uluslararası alanda ölçütler ne kadar netleşse de o kadar net bir KOBİ tanımı yapmak çok zor gözüküyor. Rakamlar ve tanımlar birbirleriyle bazan uyuşuyor bazen çelisiyor. Farklı kuruluş ve meslek odalarının kullandıkları farklı ölçütler ve farklı kriterler bu durumu daha da içinden çikilmaz hale getirmektedir. Bu durum net bir kriterler bütününe ve tanımlamaya ulaşilamsına engel teşkil etmektedir. Ülkeler arasındaki tanımlama farkları da bu duruma eklemek gerekiyor. Kullanılan ölçütler değişiklik arzetmektedir. Genel olarak 3 ölçüt öne çikmaktadir: Söz konusu firmanın çalistirdigi <ı>personel ya da işçi sayısı, bilanço değerleri ve bağımsızlık ölçütleridir. Bağımsızlık, bir firmanın sermayesi ve hissesinin %25 ten fazlasının bir büyük sermaye grubuna ait olmamasıdır, yani hisse payı içinde büyük sermayenin payı %25´ten az olan bütün firmalar KOBİ kategorisine girmiş sayılmaktadır.

Kullanılan ölçütlerdeki farklılıklar bazen sektörler arasında dahi görülmektedir. İletişim sektöründe bilgisayar sayıları da dikkate alınırken, imalat sanayiinde ise çalisan işçi sayısı esas ölçütlerden biri olarak öne çikmaktadir. Aynı işletme için Dış Ticaret Müsteşarlığı kendi uygulamalarında saptanmış olan sınırları, Hazine Müsteşarlığı kendince belirlenmiş kriterleri dikkate almakta ve farklı kararlara ulaşilmaktaydı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından AB muktesabatına göre detaylandırılan tanımlamalar ve kriterlerle belirli bir yeknesaklık sağlanması bekleniyor.

1.3.2. Mikro İşletme Tanımı / Küçük Esnaf ve Tacir Esnaf Ayrımı (Türkiye)

Küçük Esnaf (Mİ); 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12 ve 17. maddelerine ve 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar Kanununa göre Koordinasyon Kurulunca tespit ve yayımlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olan ve gelir vergisinden muaf olanlarla, kazançları götürü usulde vergilendirilenler, işletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayelerinden ziyade bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1.Fıkrasının 1 ve 3 numaralı bendlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanlar Esnaf ve Küçük Sanatkar.

Tacir; Türk Ticaret Kanunu’nun 14.maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen bile olsa kendi adına işleten kimse tacir sayılmaktadır.

Bu tanım gereğince gerçek kişilerin tacir niteliğini kazanabilmesi için bir ticari işletmenin var olması, bu ticari işletmenin işletilmesi, ticari işletmenin kısmende olsa kendisi adına işletmesidir.

Vergi Usul Kanunu’na istinaden 1. sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve 1. maddede belirtilenlerin dışında kalanlar Tacir ve Sanayici sayılmaktadır. Diğer bir anlatımla, gerçek usulde vergilendirilenlerden Vergi Usul Kanunu gereğince 1. sınıf tacir sayılan, bilanço esasına göre defter tutanlarla işletme esasına göre defter tutanlardan Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 numaralı bendlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendindeki yazılı limitin tamamını aşanlar TACİR sayılmaktadır.([7])

1.4. Mikro İşletme Tanımı (Alternatif Bir Yaklaşım - TOSYÖV)

1976 yılında tarım işletmeciliğini bırakarak, bölgede artan iç turizmin yarattığı yeni iş imkanları ile geniş sayılabilecek 7 çocuklu bir ailenin fiilen küçük esnaflık, bakkalık sürecinde yeraldım. Bu süreç de yaptığım kendi gözlemlerim ve rotasyon sayılabilecek bir yer değiştirme ile bu işletmelerin üye olduğu Esnaf ve Sanatkarlar Derneği muhasebeciliği parelelinde serbest muahsebecilik ve işletme eğitiminin ardından Almanya’da fiilen serbest muhasebecilik ve danışmanlık yapıyor olmam, bende bu alanda 30 yıllık bir deney ve tecrübe birikimi oluşturdu.

Bu çalışma vesilesiyle internet sayfalarını çevirirken benimle aynı önermeleri yapanlara rastladım. Bu önermelerden ikisini burada kısmen benim düşüncelerimi de yansıttığını belirterek aktarmak istiyorum.

Birincisi; Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) Tanımı:

1. Mikro İşletme: 1-5 işçi çalıştıran işletmeler çok küçük ölçekli. (<ı>Mikro İşletme sahibi bu sayıya dahil edilerek düşünülmeli b.n.)

2. Küçük İşletme: 5-100 işçi çalıştıran işletmeler küçük ölçekli. (<ı>Burada üst sınır 49 olmalı b.n.)

3. Orta Büyüklükte İşletme: 100-200 işçi çalıştıran işletmeler orta ölçekli. (<ı>50 – 200 olmalı b.n.)

Mikro İşletme sınırını daha aşağıda tutmak bu grubu tanımlamak ve isabetli ekonomi-politikalar üretebilmek açısından önem taşımaktadır.

Ayrıca Tekirdağ Milletvekili Sayın Enis Tütüncü’nün sayfasında yer alan ve çok sayıda meslek uzmanı tarafından onaylanmış olan aşağıdaki çözüm önerisi, hem mevcut kavram karışıklığının bir göstergesi oluyor, hem de tanımlamanın daha isabetli yapılması yönüne bir kez daha işaret ediyor.

İşte esnaf-sanatkarlara somut çözüm önerileri; Yürürlükte bulunan 507 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar yasasında “ESNAF-SANATKAR” tanımı yerine “KÜÇÜK İŞLETME” tanımı getirilmelidir. (MİKRO İŞLETME b.n.)

507 Sayılı yasada yeni düzenlemeler yapılarak, Esnaf - Sanatkarlar çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.([8])

1.5. Mİ – KOBİ Arasındaki Farklılıklar

Resmi tanımlama girişimlerine bakıldığında, Mikro işletmelerin daima KOBİ’lerin bir alt/temel grubu olarak ele alınmakta olduğu anlaşılıyor. Ancak Ülkemizde Küçük Esnaf ve Sanatkar olarak, dünya çapında ise GİRİŞİMCİİŞÇİ, (Einmannunternehmer) Tekkişilikgirişim gibi kavramlarla ifade edilen henüz kesin tanımlamaları yapılamamış olan ama toplam işletme sayısının dünya ortalamasında %80’ini teşkil eden bu kesim KOBİ olarak ele alınmamalıdır.

Avrupa Birliği çerçevesinde baktığımızda Alman KOBİ veya Kendi deyimleri ile KMU’ları (Klein und Mittelständische Unternehmer) aslında tüm dünya ölçeğinde örnek alınması gereken girişimcilik biçimleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Alman ekonomisinde KMU’lar çok iyi tanımlanmış bulunuyor. Sanatkarlara tekabül eden kesim, son yıllarda biraz daha bürokrasiden kurtarılarak belli bir rahatlık kazandırıldı.

Almanya’da Küçük Esnaf diye bir tanımlama literatürde bulunmadığı için yeniden çerçevesi çizilen MİKRO İŞLETMELER önemsenecek bir yenilik olmadı. Ama kafalarda yeni bir terimin yerleşmesine neden oldu. Almanlar istatistiksel olarak hep dünya şampiyonluğunu andıran verileri görmeye ve algılamaya alışkın bir ulus olarak birden bire MİKRO gibi çok küçük bir birimi ifade ettiği belli olan bir kavramla ekonomik bir işletmeyi tanımlamaktan pek hoşnut kalmadılar.

Ama fazlaca da tüm Alman kamuoyunu ilgilendirmiyordu bu MİKRO yaklaşımı. Çünkü bu MİKRO tanımlamasının içine giren işletmelerin ‘çoğunun’ sahipleri zaten yabancı kökenli girişimcilerdi.

Almanya’da veya daha somut olarak çevresiyle birlikte hem hizmet, hemde üretim sektörü olarak önemli bir potansiyele sahip olan Köln şehrini ele alalım. KMU’lar ile Mikro İşletmeler veya Büyük işletmeler arasında neredeyse kalın duvarlar var diyebiliriz. Bir yanda Ford Fabrikası, diğer yanda DEUTZ motor fabrikası çok büyüklere örnek teşkil ediyor. Çevresindeki birçok Endüstri Bölgesiyle Büyük ölçekli yerli, amerikan veya yabancı ortaklı büyük hizmet ve üretim firmaları kendi dünya ihracat şampiyonluklarını koruyarak tartışılmaz yerlerini almaktadırlar.

Bunların yanında KÜÇÜK ÖLÇEKLİ girişimler de MİKRO İŞLETRMELERE karışmadan üretim sürecindeki küçümsenmeyecek derecedeki sürekli devam ettirilebilir istkrarlılıkları ile piyasada hak ettikleri yerleri alıyorlar.

Geriye yerleşik düzenli ve kısmen rahat sayılabilecek, Almanların hiç sıcak bakmadıkları rentabilitesi çok düşük, marjinal MİKRO İŞLETMELER kalıyor. İşte bu klasik alman programlılığına ve disiplinine uymayan spontan girişimler, bizim konumuzu teşkil edecek bu çalışmada.

Mikro İşletmelerden farklı olarak KOBİ’ler sınırlı kayanaklarıyla, sınırlı teknoloji kullanımı olanaklarıyla, yetersiz organizasyon ve sınırlı kalifiye insan kaynaklarıyla kendi öz güçlerinden aldıkları cesaret ve yaratıcılık ruhlarıyla büyük işletmelere göre çok sayıdaki olumsuzluklara rağmen hem yerel pazarlara yönelik mal ve hizmet üreten, hemde Mikro İşletmelere, görece daha geniş kapasitelerinden kaynaklanan avantajlarını kullanarak, uluslararası pazarlara da mal ve hizmet üretmeyi başarabilen işletmelerdir.

Hem Büyüklere nazaran finansal, yapısal zayıflıkları nedeniyle, hem de Mikro İşletmelerin doğrudan etkilenmedikleri uluslararası veya çok küçük çaplı olmaları nedeniyle ve konjonktüre bağlı omadan ticari ve sanatsal faaliyette bulunabiliyor olmalarına karşın yerel ve uluslararası krizlerden kolayca etkilenen KOBİ’ler sürekli karamsarlık ve iflas korkusuyla yaşamaktadırlar.

Bütün bu olumsuz tabloya rağmen KOBİ’ler her geçen gün, hem yerel ekonomilerin, hem de uluslararası ekonomik pazarın lokomotifi rolünü giderek daha yoğun olarak, daha fazla katma değer yaratarak yerine getirmektedirler.

Mikro İşletmeler, daha çok sınırlı kapasitede mal ve hizmet üretimine yönelmiş olan işletmelerdir. KOBİ’lere nazaran uzun vadeli krizlerden, ekonomik ve politik gelişmelerden daha yavaş etkilenirler. Buna karşın hem pazar, hem çeşitli dış kaynaklar bakımından dışa bağımlı olan KOBİ’ler, yaşanan aktüel dalgalanmalardan daha derin ve çabuk etkilenirler.

Yeni yasal belirlemelere göre;

İşletme türleri; KOBİ'ler, çalışan sayıları veya mali bilgilerinin tespitine yönelik olarak; diğer işletmeler ile olan sermaye veya oy hakkı ilişkilerine göre;

-bağımsız işletmeler,

-ortak işletmeler ve

-bağlı işletmeler olmak üzere üçe ayrılıyor.

Bağımsız işletme; Gerçek veya tüzel kişilerin sahip olduğu ve bu Yönetmeliğe göre ortak veya bağlı işletme sayılmayan bir işletme;

a) Başka bir işletmenin % 25 veya daha fazlasına sahip değilse,

b) Herhangi bir tüzel kişi veya kamu, kurum ve kuruluşu veya birkaç bağlı işletme, tek başına veya müştereken bu işletmenin % 25 veya daha fazla hissesine sahip değilse,

c) Konsolide edilmiş hesaplar düzenlemiyorsa, konsolide hesaplar düzenleyen başka bir işletmenin hesaplarında yer almıyorsa ve bu nedenle bağlı bir işletme değilse,

bağımsız işletme kabul ediliyor.

Ortak işletme; Bir işletmenin tek başına veya bağlı işletmeleriyle birlikte, hakim etki yaratmayacak şekilde, başka bir işletmenin oy hakları veya sermayesinin % 25'inden fazlasına ve % 50'sinden azına sahip olması, yahut kendisinin oy hakları veya sermayesinin % 25'inden fazlasına ve % 50'sinden azına, başka bir işletmenin hakim etki yaratmayacak şekilde sahip olması durumunda bunlar, ortak işletme sayılır. Sermaye ve oy hakları payından yüksek olan esas alınır.

Bağlı işletme; Bir işletme;

a) Başka bir işletmenin sermaye veya oy haklarının çoğunluğuna sahip olma,

b) Başka bir işletmenin yönetim, yürütme veya denetim kurulu üyelerinin çoğunluğunu atama veya azletme yetkisine sahip olma,

c) Başka bir işletmenin hissedarı veya ortağı olup, bu işletmenin diğer hissedarları veya ortaklarıyla yaptığı anlaşma ile bunların oy haklarının çoğunluğunu, tek başına kontrol etme hakkına sahip olma,

şartlarından en az birini taşıması halinde bağlı işletme sayılır.

Kamu kontrolündeki işletmeler; Bir işletmenin, sermayesinin veya oy haklarının % 25'inden fazlasının doğrudan veya dolaylı olarak, müştereken veya tek başına, tüzükte belirtilen yatırımcılar dışında bir veya birden fazla kamu kurum veya kuruluşunun kontrolünde olması halinde bu işletme KOBİ sayılmayacak.

 
Toplam blog
: 15
: 1082
Kayıt tarihi
: 11.10.08
 
 

İzmir'in ılık kış günlerinden biri 21 Ocak 1959 günü Bulgurca Köyü'nde dünyaya geldi. O günlerde ..