Mısır'da devrim falan olmaz, reform olur!...

Mısır'da Amerika ne isterse, o olur!... 

Peki, Amerika devrim ister mi?.. O devrimden ne anladığınıza bağlı demeye çalışsak da, istemez!...Halk devrimini belki, Çin ister, ama Amerika istemez!... O işlerinin daha iyi yürümesi için, bu coğrafyada demokrasi ve demokratik reformlar ister!.. Hikaye bizce budur!... 

Ve halkın uyanışı, ölü toprağını üstünden atması doğru güzel şeylerdir... Devrimci durumun ortaya çıkması da!... Ama her devrimci durum ve devrim ülkenin kendi iç dinamiklerinden doğar... Mısır'da ise işi, ağırlıklı dış dinamik ve onun içerdeki biat etmiş içsel dinamikleri şimdilik belirliyor!... Bu biat etmiş içsel dinamikler de, ordu ve bürokrasi ve sistemden beslenen Mübarek grubunun siyasi tabanının eliti!... Ve ekonomide girişimci olarak yerlerini almış, emekli generaller ve subaylar!... 

Şimdi, Mısır'da yönetimi Yüksek Askeri Konsey ele almış, başına da o malum İsrail savaşından titr almış bir mareşal geçirmişler!... Tahrir Meydanı'ndan yayın yapan ajanslar, '' Halkın, Mübarek'i alaşağı ettiğini (!)'' bildiriyorlar!... 

Onsekiz günlük ve görünürde kendiliğinden oluşan bu kalkışmanın böyle devrimsel bir işlevi tek başına yapması akla uygun muydu?... Hem de, Müslüman Kardeşlerin, o büyük tehlikeyi hissedip, temkinli davranıp, ortalıkta görünmemeye ve olası geçiş hükümetinde de yer almaya, taraf olmadığı bir süreçte?... 

Gerçi Tahrir Meydanından ayrılmayan genç insanların profili farklılık arz ediyordu... Tahrir Meydani’nda baskın olan insanlar ağırlıklı olarak örgütsuz genç insanlardı!... 

Yapılan mini röportajlar, duyurulan haberler çoğunun, İngiliz tarzı modern yaşamı savunan ve yaşayan yüksek eğitimli insanlar olduğunu gösteriyordu!... Dünyayı sanal ortamdan da olsa iyi tanıyan, emperyal kültürle beslenen, internetle irtibatlaşabilen, örgütlenebilen, bilgisayarı oyuncak gibi kullanan, yabancı dil bilen insanlar!... Ve başkaldırıya destek veren ekonomik sıkıntıdan ve dikta rejiminden iyice bunalmış bir orta sınıf!... 

Fakat ne yazık ki, bu sözümona devrimci insanlar, geçen perşembe günü İsrail'in Gazze Şeridi'nde yaptığı Filistinlileri yaraladığı ve evleri bombaladığı saldırıya nedense hiç tepki göstermediler, bu liberal meydanda!... 

Mısır İşçi sınıfı ve İslamcı kesimler bu hareket de öncülük falan da yapamadılar!... Çağdaş Mısır burjuvazisinin simgesi liberal- milliyetçi Muhammed El Baradei 'de bir çıkış yaptı ve ardından kayboldu!... ''Serap misali!...'' 

Şu ünlü Arap Ligi başkanı Amr Musa'da aynı pozisyonlarda kalakaldı... Acaba niye?... 

Bu patırdı ve cümbüş içinde, hemen aklıma şu meşhur Irak Savaşı enstanteneleri geldi!... Adamlar bombalarıyla o güzelim Bağdat'ı hallaç pamuğuna çeviriyorlardı!... Binlerce insan o bombardumanlarda hayatını kaybediyordu!... Ve biz, savaşı beyaz camdan izleyenler, sanki Afrika'da çekilmiş bir doğa belgeseli izlercesine, bu savaşı izliyorduk!... Ya da izlettiriliyorduk!... 

Mısırda'da her şey, sanki bir meydanda bitiveriyordu!... 

Şimdi de Mısır'da yönetimi ordu eline almış, halkın evlerine gitmelerini istiyor... İstedikleri yasal düzenlemeleri (reformları)yapacaklarını söylüyor ( kim yapacak, ordu!...), yeni hükümet kurulana ve yeni seçimlere kadar!... 

Ne yazık ki Mısır Ordusu'da sistemden beslenenlerin başını çekiyor... Emekli olan generallerin ekonomide önemsenecek kadar ekonomik ve politik güçleri olduğu söyleniyor!... Bu adamlar, devrime ne düzeyde izin verebilirler?... Belki ABD'nin ve AB'nin ve yanısıra NATO'nun istediği düzeyde!... Bunlar da demokrasiye geçiş sürecinde gerekli reformların yapılmasından ibaret kalacağa benzer... 

Anayasayı düzeltip seçimlere gidecek olan Mısır'da, generallerin verdiği ''artık her şey düzelecek, evinize, işinize dönün'' mesajları, halkın sakinleşmesine şimdilik cevap veremiyor... 

14 ŞUBAT 2011