Mızıkçı

Adeta show yaparak, Habur sınır kapısından girip, teslim olan PKK lıların, savcılar tarafından sorgulanmaları, jet hızı ile yapılmış, beşi, tutuklanmaları istemi ile mahkemeye sevkedilmişti. Bunların mahkemeleri de jet hızı ile yapıldı, sonuca bağlandı ve serbest bırakıldılar. Bu olay, belli ki, bir senaryo çerçevesinde yürütülüyor. Yazılmış, çizilmiş, oluyor ve bitiyor.

AKP iktidarında görmeye başladığımız, senaryolu hukuk olayları bunlar. PKKlıları, jet hızı ile sorgulayan, yargılayan ve serbest bırakan yargı, Ergenekonda, neden aynı duyarlılığı gösteremiyor. PKK lı teröristler, Atatürkçü olan Ergenekon mağduru, öğretim üyelerinden, profesörlerden, yazarlardan, gazetecilerden, daha mı değerli?

Kürtler, teröristlerine sahip çıkarken, Biz, Atatürkçülükleriyle bilinen, değerli insanlarımızın bu durumuna sessiz kalabiliyoruz. İnanıyorumki, yakında, ölen PKK lılar için, burnumuzun dibine anıt da dikerler. Bizim şehitlerimizde bu durumda, şehit olmaktan çıkar, faili meçhul cinayete kurban gitmiş sayılırlar. AKP de, en yakın seçimde %45 oy alarak, bizi Arabistana doğru uçurmaya devam eder. Bu mu, Türkiyeye biçilen, açılmış demokrasimizin, yakasız gömleği.

Deniz Baykalın, kameralar karşısında görüşelim, isteğine başta olumlu yanıt veren Başbakan, düşündü, taşındı, vaz geçti. Kamerayı, “ahlaksızlık “ olarak nitelendiren, Başbakan, CHP lideri Baykal ile görüşmeye gitmeyeceğini söyledi. Bu görüşme gerçekleşseydi, Kameralar da orada olsaydı, bu kameralar neyi kaydedecekti ki, ahlaksızlık olsun. Tövbe, tövbe. Kameralar olsa olsa, Başbakanın bir şey söyleyemediğini kaydederdi, hepsi bu. O, da zaten bilinmeyen bir şey değil.