Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '09

 
Kategori
Güncel
 

Modern Türkiye Cumhuriyetinin 21. YY felsefi temelleri ve geleceği.

Modern Türkiye Cumhuriyetinin 21. YY felsefi temelleri ve geleceği.
 

Cemaat, dini değil yönetim organizasyonudur.


"Türkiye Cumhuriyetini Kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir" Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, tasarımcısı ve kollayıcısı Türk ordusunun başkanından felsefi zemini çok güçlü, 21. yüzyılı çok iyi okumuş bir tanım. Hiç bir dini, etnik ve düşünce ayrımı yapılmaksızın toplumu oluşturan bütün değerleri birarada tutan tarihi açılım. Siyasi iradenin ortaya koyamadığı devrimci, ilerici ve geleceği gören yaratıcı çıkış.

Türkiye ve Türk milleti tanımlamasında "Türk" belirleyen bir sıfat değil, farklılıkların toplamına verilen bir isim. Bu coğrafyayı farklılıkları ortadan kaldırmadan bir değere dönüştürecek 21. YY yaklaşımı budur. Bu hedefe, ideolojik, düşünce, inanç, dinsel görüş ve etnik kökenden yola çıkılarak ulaşılamaz.

21. YY çözümüne devletin felsefi bir zeminde, her düşünceye, inanca ve etnik kökene belirli bir mesafeyi koyacağı Modern Cumhuriyet, serbest ve açık yaşam çözümüyle ulaşılabilir.

Bu çözüm, bugün Avrupa devletlerinin de ulaşamadığı çözümdür. AB, modern bir birlik değil din temalı, etnik varyasyonlara dayalı bir birliktir. Farklılıkları bir ayrım olarak kabul etmekte ve buna yönelik bir duruş gerçekleştirmektedir.

Birey Bağlamında
Kişisel alanlarımızla ilgili girdiğimiz risk, koyduğumuz hedefler ve gerçekleştirirken karşılaştıklarımıza gösterdiğimiz sıkı duruşlar, toplumsal alanlara kayınca sanki büyülü bir çubuk değiyor ve kişisel alanlarımızda gösterdiğimiz duruşu sergilemiyoruz. Günümüzün "birey"leşme yorumu bunu gösteriyor. Bunu anlıyorum, bu nedenle de toplumsal alanlarda karşılaştığım olaylar dizisi beni şaşırtmıyor.

Yeni yüzyılda bireyi anlayabilmek, onu topluluk içinde değerlendirebilmek için bireysel alanlarla, toplumsal alan arasındaki bu çatışmayı gözlemek gerekiyor. Birey, farkındalık ve yaşama değerleri yükseldiği oranda toplula ötekileşme ilişkisine daha çok giriyor.

Bireyleşemeyen topluluk üyesi, zaten kendisine en yakın toplumsal alanlarda her şeyin gereğini fazlasıyla yerine getiriyor. Birey tek başına hiçbir şeyken toplu bir duruş sergilediğinde önüne geçilmez bir güç oluşturuyor. Bu gücü anlamadan, analiz etmeden toplumsal dönüşümleri anlamanın imkansızlığını anlıyorum.

Bu durum, birey ve toplumsal alanlar arasındaki duruş karşıtlığı, çatışmalar toplumları dinamik yapan bir değer, alt üst oluş bundan kaynaklanıyor. İyi kötü diyemediğimiz bir durumun tezahürü.

Bugünün birey ve toplum çatışmalarını eşyanın tabiatından gelen gerekçelerle normal ve olağan buluyorum. Bugünün bireyi hiç bir yanı, tarafı düşman hale getirmeden çatışmayı birey ve toplum lehine bir dinamiğe dönüştürecek şifreleri bulmakla, kurmakla, strajelendirmekle yükümlüdür. Atatürk, çağın büyücüsü, devrimcisi, dinamiği olarak bu şifreleri bulan, uygulayan ve başaran ender liderlerden biridir. Bugünün gelişim eğrilerini de bu şifrelerin güncellenmesi olarak değerlendirebilir miyiz?

İnanç Bağlamında
Modern Yaşam değerleri, bütün inançların serbestçe yaşandığı ve yayıldığı geniş bir serbestlik zeminidir. Her inanç, gelişimini sağlayacak ibadet yerleri, görevlileri, serbest çalışma zemini açısından gerekli ihtimamı devletten, toplumdan görür. Kanunlar açısından başkaca suç teşkil etmiyor ise gerçekleştirdiği faaliyetleri açısından suçlanmaz.

Cemaatler, dini değil siyasal yönetim adayı örgütsel organizasyondur. Cemaatleri, inanç çemberi içinde değil siyasal bir oluşum olarak görmek daha doğrudur. Geçmişte halka açık yönetim biçimlerinin gelişmediği zamanlarda bir yönetim aracı olarak işlevsel olmuş ve modern yönetimlerle birlikte önemleri ortadan kalkmıştır. Ekonomik potansiyelleri, iç örgütlenme yapısı ve olaylar karşısında tutumları ile cemaatler, birer "örgütlenmedir." İnanç, bu örgütlenmede kullanılan bir araçtır, tutucu zamktır.

Cemaatler, geçmiş yüzyılın dinsel eksenli topluluklarıdır. 21. Yüzyıl yaşam tarzında toplulukları inanç zemininde bir arada tutmak, bundan fayda sağlamak inanç ticaretidir. Cemaatin yöneticileri dinsel bir temsilci değil, siyasal örgütlenme temsilcisidir.

Fakirleştirilmiş, geri bıraktırılmış toplumlar cemaatların en çok sevdikleri zemindir. Gelir dağılımın düzgün olduğu ülkelerde cemaat, marjinal örgütlenmelerdir.

Modern Yaşamın, gruplardan, cemaatlerden korkmasına gerek yok, bu doğru. Cemaatlerin de anayasal kurumları ele geçirecek, modern hayatı baskı altında tutacak, inanç diktatörlüğünü hedefleyecek, din eksenli bir yönetim kurma ve rejimi değiştirecek şekilde örgütlenmeyi reddetmeleri gerekir. Bugün adı geçen cemaat ve grup, rejimi hedef alan, alternatif yönetim hedefleyen cemaatten çok siyasal bir örgüt, durumundadır.

Etnik Köken Bağlamında
Bu coğrafyada, Osmanlı İmparatorluğundan bu güne kadar asimilayon yaklaşımı uygulama zemini bulmamıştır. Osmanlı, bütün toplumları, inanç ve kültürleri ile birlikte sınırları içerisinde tutmuştur. Modern Cumhuriyet döneminde de bölgeler, kültürler ve diller üzerinde asimilasyona yönelik projeler, çabalar üretilmemiştir. Her bölgeden batıya göç olurken, doğu ve karadeniz batıdan organize göçe tabi tutulmamıştır.

Demokratik haklar ve açılımları etnik farklılıkları dikkate alarak uygulamak ırkçılıktır. Modern Türkiye Cumhuriyetinin devlet poltikası ırkçı değil, misaki milli sınırları içerisinde yer alan tüm toplumu birleştiricidir.

Bunun dışında gerçekleşen uygulamalar, siyasal iktidarlara ait uygulamalardır. Bu uygulamaların demokratik olmayanları geliradaletsizliği, ayrımcılık, baskı, işkence bütün herkes için demokratik hak mücadelesi içinde görülmelidir.

Bugünkü modern yaşam değerleri içinde etnik kökenli örgütlenmeler, gerici çözümlerdir. İster dernek ister parti olsun düşünce tüm toplumu kapsayacak şekilde kurgulanmalıdır.
 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..