Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '18

 
Kategori
Sosyoloji
 

Modernlik Derken?

Modernlik Derken?
 

Son yüzyılda kafamızı sürekli meşgul eden… Neredeyse toplumsal olarak her şeyi etkileyen…

Herkesin dilinde olan bir kelime…

Toplumun içerisinde artık kanıksanmış ve toplumsal dönüşümlerde önemli bir rol oynamış bu kelime fazlasıyla göze çarpmaktadır.

Bizatihi bir ülkenin dahi kaderini değiştiren ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda önemli rol oynayan, Türk toplumunun her alanına etki eden bu kelime günümüze kadar kendini korumuştur.

Hiç öyle verilere, tanımlara, süslü bilim jargonlarına girmeye de gerek yok. Bu kelimenin tam da kendisi modernlik… Tanımlarken ya da anlatırken sanki hiç yeni değilmiş gibi davranırız. Aslında tanımında yeniyi çağrıştıran bir kelime olduğu için bize öyle gelebilir.

Bu kelimeyi yani modernliği nereden tanıyoruz dediğimizde gözlerimiz direk Avrupa’ya diker ve oraya doğru bakarız. Zaten Batı’dan geldiği içinde aslında birçok şeyin zıt kelimesi olarak da kullanılır modernlik. Öyle kullanılsa bile ülkemizde bütün mesele modern olmaktır her ne kadar Avrupa’nın zıttı olsak bile.

Son yüzyıldır batıdan aldığımız onca şeye modernlik, yenileşme, çağdaşlaşma ve diğer toplumları yakalama diyerek her şeyi kendimize katarak ilerledik. Bütün meselemiz batı ve modernlik olagelmiştir.  Modern olma açısından günümüzde ise teknoloji sayesinde topluma daha çabuk ulaştığı için hiçbir sıkıntı olmamıştır. Gerçi günümüzde hala birçok şeyin tanımını yaparken ve bir şeyleri oturtmaya çalışırken bile sadece aldığımız adı, sanı ve tanımı olmaz içeriği de tamamen batıdan kullanırız.

Şu düşünce bile bütün meseleyi özetleyebilir: “modernliği anlatırken bile Avrupa’dan aldığımız tanımları kullanırız.”

Bazı toplumsal olaylar gerçekleştirirken elbette diğer toplumları da yakalayalım ve bilhassa kendimizi geliştirelim. Toplum olarak elimizden geldiğince bizler de ortaya bir şeyler koyalım fakat bunu kendi toplumumuz içerisinde kültürümüzü, yapımızı ve kendimizi unutturmadan milli benliğimizi yansıtarak yapalım.

Osmanlı’nın son dönemlerinde özellikle Tanzimat’tan başlayarak toplumu derinden etkileyen bu mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun başlangıcından günümüze kadar her alanda bizleri etkiledi. Özellikle toplumsal yapımızı da derinden etkiledi. Hala da etkilemeye devam ediyor. Ülkemizde birçok alanda derinden izler bırakarak ilerlemeye de devam edecektir. Geçmiş yüzyıllarda başlayan bu modernlik meselesinden kaynaklanan ve bazı şeyleri batıdan getirmek günümüzde hala kendisini korumakta…

Benim düşünceme göre batıdan gelen modernlik, bir batı sevdası… Modernlikten ziyade tamamıyla batıcılığın ta kendisi…

Modernlik derken aslında bizler batıcılıktan mı bahsediyoruz?

Tepeden inme bir haliyle topluma yansıtılan ve batının arkasına gizlenerek toplumsal yapının birçok katmanını etkileyen modernlik hayatımızın her alanında izler bıraktı. Hatta Osmanlı’nın son dönemlerinde bu mesele ağır sonuçları olan toplumsal olarak birçok şey yaşattı ve aynı zamanda öğretti.

Fazla derinlere dalmaya, uzatmaya ve çok uzaklara da gitmeye gerek yok. Son yüzyılda modernleşeceğiz diye birçok alanda olmak üzere kendi toplum yapımızda ister istemez birçok batıcı bir değişime kapıldık. Her şeyi oradan ithal ederken kendi yapımızı da değiştirir olduk. Bunun adını da çağdaşlaşma, çağı yakalama diye adlandırırken insanlarımıza da modernlik meselesi üzerinden batıcılığı giydirmeye çalıştık.

Herkesi derinden etkileyen bu meselede toplum olarak neredeydik? Aslında olduğu gibi davranıyorduk. Hayatı normal akışında karşılıyorduk. Herkes olduğu gibi yerinde ve kimisi büyük şehirlerde işine gücüne bakarken, kimisi de köyünde kasabasında bağı, bahçesiyle ilgileniyordu. Kendi halinde olan bir toplumun kendi yapısı içerisinde bir şeyler yapmaya çalışmak, kendi yapısı içerisinde üzerine bir şeyler koyabilmek varken nedense batıdan besleniyorduk. Bazıları buna modernlik desin, bazıları da batıcılık… Ben buna hiçbirini demek istemem. Gelişmiş olarak kabul ettiğimiz Avrupa’yı üzerimize giydirmeye çalışmanın neresi modernlik diye de merak ediyorum. Aslında düpedüz batıcılık… Hatta bu batıcılık sevdası…  Hele ki, modernlik meselesinde hangi taşı nereden nereye koyacağımızı bilmeden yaşarken üzerimizde batıdan aldığımız batı dışı bir gelişmişliği yaşıyoruz.

Demem o ki, bizler Avrupa’dan aldığımız modernliğin kendisi dâhil tanımını bile anavatanından koparıp ithal ederek kullanıyoruz. Daha ne kadar batıya bağlı batıcı bir topluma bürünebiliriz ki…

 
Toplam blog
: 14
: 986
Kayıt tarihi
: 06.08.13
 
 

1988 İstanbul'un küçük bir semtinde doğdum. Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik b..