- Kategori
- Deneme
Mor zambaklar

O mutluluğun ta kendisiydi. Ağlayınca yanaklarında gökkuşağı çıkardı. Gülünce bahar gelirdi şehrime.
Gözleri hep bir şeyi arar gibi, gezinirdi bakışları tüm duygularda. Gamzeleri dünyanın en dipsiz çukuru, dudakları dünyanın en sarp uçurumu, o konuştukça dudaklarından dökülen kelimeler intihar ederdi. Saçları yaşama sarılırcasına savruk.
Takviminde kış ve güz yoktu. Hep bahar ve yazı gösterirdi mevsimler. Bu şehir hep onu beklerdi. Haber verirdi ağaçlar geleceğini beyazlar giyinerek, mor zambaklar açardı bahçelerde.
Bahar gelmişti, ağaçlar beyazlarını giymiş, mor zambaklar açmıştı yine. Şehir bekliyordu suskun suskun. O ise bir gece de mor zambakları kesmiş kapıma bırakıp gitmişti.