Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '07

 
Kategori
Havacılık
 

Motorsuz ve havadan ağır

Motorsuz ve havadan ağır
 

Belli uçuş koşullarında sabit kalan yüzeyler üzerine yapılan aerodinamik tepkiler dolayısıyla, uçuş sırasında tutunabilen, motorsuz ve havadan ağır bir hava aracından söz etmek istiyorum bu gün.

Motorsuz ve kocaman kanatlı, havada saatlerce kalabilen, kilometrece mesafeler kat edebilen, mükemmel bir aerodinamiği ve gövde büyüklüğüne oranla, oldukça uzun kanatları olan, hafif ve esneme kabiliyeti çok yüksek karbon-fiber malzemeden yapılmış, aerodinamik özelliği ve kanatları sayesinde kendine özgü bir performansa sahip, stabil (Sakin) bir havada, 30 m. mesafe kat ettiğinde 1 m. irtifa kaybeden bir hava aracı.

Evet bu gün ve bir sonraki yazımda, “PLANÖR”ü anlatmak istiyorum. Hani şu hepimizin çok yakından tanıdığı Türk Hava Kurumu Logosu’ndaki sembol uçağı.

Leonardo da VİNCİ (1452-1519) Bugünkü modern anlamdaki uçak ve helikopterlere öncülük eden çizimleri yapmış, . süzülebilen, dönebilen pervaneyi kullanarak uçabilecek, uçurabilecek uçak makineleri dizayn etmiştir. Aerodinamiğin ilk temel prensiplerini analiz etmiş, ancak tasarımlarıyla hiç uçuş denemesi yapılmamıştır. Kuş bilimci Alphonse Penoud’un çalışmalarından yararlanmış ve ileriye doğru süzülme (hareket) gücü olan çizimlerini yapmıştır.

1800’lü yılların başında, modern havacılık kavramı ile ilgilenen Sir George CAYLEY’in (1773-1857) aerodinamik alanındaki çalışmaları modern havacılığa ışık tutmuştur.Hava akışına paralel sürüklenme, hava akışına dik kaldırma kuvvetlerinin ölçülmesini bulmuştur. Çekiş ve yükselme vektörlerini tespit etmiş, kavisli kanatlarda kaldırma kuvvetinin düz yüzeylerden daha fazla olduğunu söylemiştir. Kanadın üstünde oluşan alçak basınç teorisini ortaya atmıştır. Aerodinamik ile ilgili çalışmaları havacılık alanında çok önemli çalışmalardır. Right Kardeşlerden çok önce ilk mükemmel hava aracını dizayn etmiştir. 1804 yılında planladığı küçük bir planörü imal etmiş ve uçurmuştur.

1002 yılında İmam Cevheri’nin ”Nişabur” da ki caminin minaresine çıkarak toplanan halkın şaşkın bakışları arasında, vücuduna iplerle iki büyük satıh bağladığı ve kendisini boşluğa bıraktığı, kanat satıhlarının ne yazık ki Cevheri’yi taşımadığı ve şiddetle yere çarparak öldüğü, çeşitli havacılık kaynaklarında ifade edilmektedir. Bize ait ilk planör uçuşu denemesi sayılmaktadır.

IV. Murat döneminde (1623-1640), Hezarfen Ahmet ÇELEBİ, İstanbul halkının gözleri önünde, Galata kulesinden, yaptığı kanatlarla kendini boşluğa bırakmış, kuvvetli lodos dan yararlanarak, yani yelken yaparak, boğazı aşmış ve Üsküdar/ Doğancılar Meydanı’na inmiştir. Bu uçuş esnasında, 6 km. mesafe kat edip, 51 km./saat hıza ulaşmış ve 5 dakika havada kalmıştır. ( bu olayı bir ‘Evliya Çelebi uydurması’ diye nitelendiren tarihçilerimiz ve “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar”ımız olsa da, bilimsel olarak kanıtlanmış bir uçuştur. En azından Evliya Çelebi’nin tanımladığı bilgiler bu uçuşun olabilirliğini kanıtlamaktadır.) Hezarfen Ahmet ÇELEBİ’nin, Galata Kulesi’nden havalanarak, Üsküdar/Doğancılar Meydanı’na kadar olan uçuşu, yelken uçuşu ve rüzgarları değerlendirerek yapılan bir planör uçuşudur.

16 Mart 1934 tarihinde Göztepeli ve Galatasaray lisesi öğrencileri, rahmetli Vecihi Hürkuş’un atölyesinde imal ettikleri ve “Cleopatra” ismini verdikleri planör ile, lastik amortisör vasıtasıyla havalanarak uçuş yapmışlardır.

Planörcülüğün başladığı ilk yıllarda , gökyüzüne yükselmek için bir çeşit lastik amortisör olan , “Sandov” sistemi kullanılmıştır. Bu sistem temel olarak, planörün gerdirilmiş büyük bir lastik yayın içine yerleştirilmesi, hemen ardından lastiğin serbest bırakılmasıyla, lastikteki enerjinin planörü yukarı doğru fırlatması ile havalanan, yön değiştirmeden , kalkış istikametinde iniş yapma esasına dayanıyordu.

İnönü Eğitim Merkezi güneyindeki 230 m’lik C Tepesi’nde, 1936 yılından 1962 yılına kadar Amotisör ile gerdirme sistemleriyle tepeden boşluğa planörleri fırlatarak havalandırma şeklinde çalışılmıştır. ( resimde, İnönü C Tepesinde, gerdirme sistemi ile fırlatılmak üzere olan bir THK-9 Planörü görülmektedir.)

Ummadığım kadar uzun bir giriş yaptığımı fark ettim. İzninizle, bu konuya 30 Mart 2007 tarihli yazımda devam edeyim.

Katkı ve fotoğraf için, Türkkuşu Plönör Okulu Öğretmen Pilotu Sayın Ersel Özkan'a teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..