Mucize skor!!

Mucizelere inanmazdım.. taa ki bu maça kadar !

Bu kadar düz bir takımın böyle bir skorla Plzen'den dönüyor olmasına inanın çok şaşırmış durumdayım. Çünkü takımın neredeyse tamamı "al gülüm ver gülüm" oyunculardan kuruluydu. Selçuk, Mehmet Topal, Christian ve Ziegler.... Söyler misiniz bana, hangisi ileri ikiliyiye gerekli yardımı yapacaklardı ? Maç başındaki düşüncem beni yanılmadı ve tüm karşılaşma boyunca da bunu fazlasıyla gördük. Fenerbahçe gibi bir takımın orta sahası hiçbir zaman bu kadar sıradan olmamıştı. Selçuk yıllardır taraftarın şaşırdığı bir futbolcu, çünkü hiçbir teknik direktör ondan vazgeçemiyor. Hoş, Kocaman için biçilmiş kaftan; topu alsın ve yanındakine versin. Mehmet Topal için çok umutluydum ama maalesef Selçuk'un jübilesinden sonra onun yerini alacak gibi görünüyor. Ziegler deseniz apar topar devre arasında takıma monte edildi, çünkü o da Kocaman'ın felsefesine uygun bir futbolcu. Yaratıcılık SIFIR. Vee gelelim asıl bombaya... Christian !!! Alex gittikten sonra onun rolünü alan bu futbolcu Kocaman tarafından takımın patronu yapılmış. Ama acaba bu patronluğun hakkını verebiliyor mu ? Hiç uzağa gitmeyelim ve bu maça bakalım. Maç boyunca kaç defa rakibine çalım atıp ileri çıktı, kaç defa derinlemesine pas verdi, kaç defa isabetli orta yaptı, kaç defa kafa topu aldı ve kaç defa top çaldı ? ya da tam tersini düşünelim kaç tane yanlış pas verdi, kaç defa top kaptırdı, kaç kere geriye doğru oynadı ve kaç defa atağımızı sonlandırdı ? Emin olun istatistiklere bakarsanız ikinci sorduklarım için göreceğimiz rakamlar daha büyüktür. Ama buna rağmen bütün duran topları o kullandı. Belki de bir Türk takımın deplasmanda kazandığı en fazla korneri bu maçta gördük ve hiçbiri verimli kullanılamadı. Kazanılan frikikler de cabası...

Tüm bu olumsuzluklara rağmen birkaç futbolcu övgüden fazlasını hakediyor. Zaten onlar sayesinde de bu mucizevi skor elde edildi. Öncelikle Yobo. Ben hala kendisinin Fenerbahçe gibi bir takımın stoperi olamayacağı kanaatindeyim ama bu maç çok başarılıydı ve neredeyse hatasız oynadı. Takımın savunmasını da resmen tek başına düzeltti. Bekir bile onun sayesinde göze batmadı. Tabi bunu görünce yine Beşiktaş maçında neden oynatılmadığı akla geliyor !!! (tıpkı geçen yıl şampiyonluk maçında oynatılmayan Alex'in üç gün sonrasında Fenerbahçe'ye Türkiye Kupasını kazandırması gibi) Ve Sow... Fenerbahçe'ye uzun yıllar sonra gelmiş en iyi forvet diyebiliriz. Tekniği, sürati, zekası, fiziği ve golcülüğünün yanısıra tam bir takım oyuncusu ve bu yıl bu takımın geldiği yerlerde en büyük paya sahip futbolcu. Ama asıl övgüyü hakeden futbolcu tabii ki Webo. 31 yaşındaki forvet Fenerbahçe'ye geldiği günden beri takımına çok fazla şey kattı. Bu maçta attığı gol de oynadığı oyunun kreması oldu. Fenerbahçe gibi büyük bir takımda oynadığının, en fazla farkında olan futbolcu. Terinin son damlasına kadar savaşıyor. Her topa hareketleniyor, Sow'la iyi bir ikili olma yolunda da gidiyorlar. Bu kadar şaşkın orta saha tarafından her ne kadar asiste edilemeseler de bu ikili taraftarın gözdesi olacaklar. Kuyt ve Gökhan da bugün göze batan iki futbolcuydu.

Takım berabere kalsaydı da iyi bir sonuç olarak görülecekti. Ama bence de en tehlikeli skor o olurdu. Çünkü Fenerbahçe için kolay olan maç buydu, asıl olan Şükrü Saraçoğlu'ndaki maç olacaktı. Çünkü Fenerbahçe'nin gol atması gerekecekti. Ama bir takımın nasıl atak oynatılacağını bilmeyen teknik direktörü yüzünden büyük bir ihtimalle elenecekti. Ama şimdi bu skorla şansı çok yüksek görünüyor. Tabii Kocaman teknik direktörü garip birşeyler yapmazsa. Çünkü bu maçta da  birden bire tüm atak oyuncularını çıkarıp defansa yığılınca az daha her zamanki hastalık nüksedecekti ve kötü bir sonuçla dönecektik. Ama rakibinin açılacağını öngörüp ikinci golü aramayı düşünseydi belki de bu maçta turu garantileyecektik.

Herşeye rağmen Fenerbahçe UEFA'da ilerliyor ve ülkemize puanlar kazandırıyor. Zaten Türkiye'deki rekabetten sıkılmaya başlayan Türk halkı da hem onlardan hem de diğer takımlarımızdan başarılar bekliyorlar. Umarım Nisan ayını da, televizyonda Türk takımlarının Avrupa maceralarını seyrederek geçiririz...