Müebbet aşk...

Evet hakim bey suçluyum...
Suçum mu? Kara bir sevdaya tutulmak, öyle ki hergün ağırlaştırılmış bir şekilde cezamı çekiyorum
Ellerim acımasız bu sevdanın kelepçeleriyle bağlı, yıllarca böyle yaşadım
Hergün ölmek nedir bilir misiniz hakim bey? Ben bunu her nefes aldığımda her adım attığım da yaşıyorum
Volta atarken sevda avlusun da gardiyanlar yüzüme vurdu müebbet aşk diye...

Dört duvar arasında bakarken gökyüzüne kuşlar konu verdi demir parmaklıklarla çevrili ufak pencereme.
Sularken sevgili den kalan boynu bükük çiçekleri, gülmedi güneş yüzüme müebbet aşka mahkumum diye...
Ömrüm, sensiz tek kişilik yıldızı olmayan hücreler de geçti, ve karanlık sırdaşım oldu bu müebbet hücresinde
Seni anlatır dururdum hücre arkadaşıma, o da bana sen yokken ne müebbetler burdan geldi geçti de kara toprakla bütün oldu, ne kara sevdalar gömüldü benim karanlığıma ve ne hükümlüler dert yandı bana tıpkı senin gibi...

Gündüzü sordum geceye; dedi ki "Sevgiliye benzer gündüzler, onun kadar güzel, onun kadar aydınlık, onun kadar güler yüzlüdür ve onun kadar sevdalıdır... O yüzden gündüze hasret tüm ömür benim nöbetimle geçer bu hücrede"
Ey sevgili seni sevmek herşeyden vazgeçmek demekmiş, kör olmak demekmiş, yaşamamak demekmiş...
Müebbet aşka mahkum edilmek demekmiş...
Senden sonra, kendimi kaybettim, gençliği mi kaybettim bu hücrede, hançerle koparıp aldılar seni kalbimden
Yüreğim kan ağlıyor...

F-not: Gerçek aşk; Kırılgan bir dala tutulmak gibidir, nasıl tutunulmasını bilmek gerekir. Önemli olan o kırılgan dala zarar vermeden, incitmeden tutunmaktır bunu başarırsak o zaman gerçek aşkı yaşamış oluruz, aksini yaparsak yukarda müebbet aşka çaptırılırız.