- Kategori
- Sosyoloji
Muhafaza/Kâr...
Mukaddes ve manevi değerlerimizi muhafaza etmenin adıydı Muhafazakâr...
Mütedeyyin veya mutaassıp bir insan topluluğu olmanın şanıydı Muhafazakâr...
Hayatın olağan akışındaki Pestenkerâni ve Malayani şeylerden uzak tutmaktı Muhafazakâr...
Geleneksel örf adetleri yaşamak, yaşatmak ve korumaya çalışmaktı Muhafazakâr...
Yetim ile öksüz hakkını gözetmek ve garip gurebalara sahip çıkmaktı Muhafazakâr...
Söylenecek çok şeyler vardı aslında Muhafazakârlık adına belki ama...
Sanırım;"kol kırılır yen içinde kalır” atasözümüz gereğince susmalı!..
Siyasal zemin, politik arena ve ideolojik düşünceler arasında öncü konuma gelen biz sözde Muhafazakâr kesim...
Şimdi ne mi oldu Muhafazakâr?
Bizler “MUHAFAZA” etmeye gayret ederken, birileride “KÂR” etti maalesef!
Kişisel ihtiraslarımız, anlamsız hırslarımız ve birbirimizi kıskanmalarımız ayrı düşürdü uzaklara, böylesine yakınken birbirimize aslında...
Oysa ki; birlikte olabilseydik ya da birlikte paylaşabilseydik “MUHAFAZAKÂR” olacaktık birlikte.
Fakat!!
Birlik olmadık, birlikte hiç olamadık...
Böylece, kendimizi Muhafazakâr sandık.
.....Ve neticede, MUHAFAZA/KÂR” kaldık.
“Korona gibi, deprem gibi başımıza gelen musibetlerden hiç ders almadığımız gibi almamakta da ısrar ediyoruz...”
İdrak ile farkındalık penceresinden bakmayı ise bir türlü beceremiyoruz!!
Allah bizleri öncelikle Ülke olarak birlik olmayı, birlikte olabilmeyi, kaybettiğimiz değerleri yeniden yaşayabilmeyi nasip etsin İnşallah...
Toplum olarak ise sağlıklı ve huzurlu bir şekilde samimi yaşamayı nasip etsin dostlar..
Mutlu Pazarlar