- Kategori
- Siyaset
Muhalefet doğulmaz ama ölünür.

Muhalefet doğulmaz!
Muhalefet olunur. Yalnız, muhalefet işini özünüz olarak benimser ve adeta muhalefeti içinizde sürekli olarak doğurursanız. Bir de üstüne alışkanlık halini aldırırsanız.
Yaşadığınız ülkenin içinde sürekli bunu sergilerseniz. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden de iktidara giden yolları kapatırsanız; kendim ettim, kendim buldum dersiniz. Normal karşılanır.
Kalıpta 1952 yılında Nasır' ın askeri darbesinin devamını durmadan yenileyen Mısır yönetimini ziyarete giderseniz. Bir başka deyimle "Demokrasinin inşası askeri yönetimlere havale edilmiş Mısır' a giderseniz" ne olur?
Üstelik Suriye' ye milletvekillerinden bir heyet, Irak' ın Malik' i yönetimine genel başkan seviyesinde yapılmış ziyaretler, görüşmeler, ağırlamalarla da etiketlenmişseniz.
Çıkın istediğiniz kadar askeri darbelere karşıyım diye bağırın ! Gerekirse karşı dururum deyin demokratik seçimler dışında iktidar erkini ele geçirmişlere.
Konuştuğunuza mı bakarlar? Yaptıklarınıza mı?
Dış politika ülkenin hükümeti tarafından şekillendirilir. Yanlışlıkları varsa hukuki tüm yollara baş vurur engellemeye çalışırsınız. Mecliste soru önergeleri verir, gensoru yolunu denersiniz. Çözüm yollarınızı rapor şeklinde açıklarsanız en son çare başaramazsanız halka şikayet edersiniz.
Asla ama asla ülkenizin dış politikasını dışarıda şikayet etmemelisiniz.
Çünkü siz de bu ülkenin ana muhalefet partisisiniz. İktidarda ki partinin seçilmesinde sizin de payınız var. Halka inebilseydiniz siz de seçile bilirdiniz. Aynı gemide yol alıyorsunuz unutmayın.
Hem sonra sormazlar mı demokrasiyi nasıl özümsediniz de seçilmemişlerle ya da yönlendirilmiş iktidarlarla ne görüştünüz diye?
Sürekli sorgulanır kim bu politikaları servis eden diye?
Umarım ben yanılırım ve tarihin sayfalarına " muhalefet olarak doğmadı ama öldü" diye yazılmaz.